Gözlerimi açtığımda uyuyakaldığımı fark etmiştim. Yorganı başımdan çekip gözlerimi ovaladım. Uyumadan önceki olayların aklımdan çıkması gerekiyordu. Bir şey ile oyalanmak için duşa girmek istedim. Tuvalete girdim ve üstümdekilerden kurtuldum.
Aynada kendimde bir farklılık fark etmiştim. Boynumda yeni morarıklıklar vardı... Bunları... O mu yaptı? Yutkunup duşa girdim.
Duştan bornozla çıktıktan sonra hiç beklemediğim bir şekilde yine o sesi duymuştum.
"Vay, ıslaksın. Bu seni daha çok istememe neden oluyor." Gözlerimi kapatıp derin ve titrek bir nefes aldım. Ardından hızla tuvalete geri girdim ve kapıyı kapatıp kapıya yaslandım. "Hadi ama, hâlâ atlatamadın mı?" Nasıl atlatayım? Sadece boynum bile patlıcan gibi. Daha fazlasını yapsan ne olacak kim bilir.
"Git başımdan şeytan." Onun şeytan olduğunu düşünüyordum.
"Hayır hayır. Şeytan değil bebeğim, cadı." Cadı mı? Bebeğim mi? Benim psikoloji bazen yetmiyor.
"Neyse ne işte. Git başımdan." Kapı açılmaya başlamıştı. Yavaş yavaş aralanıyordu ama durduramıyordum. "Yapma, lütfen." Hiç beklemediğim bir şekilde kapının açılması durmuştu.
"Sana istemediğin hiçbir bir şey yapmam." Diyene bak. Birkaç saaat önce yaptığın neydi mal? "Kendimi durduramadım. Özür dilerim." Dileme özür falan.
"Sadece git. Tamam mı, git." Kapı yavaşça kapanmıştı.
"Tamam, gidiyorum. Ama istediğin an gelirim." Git ve bir daha gelme.
Yaklaşık 30 dk geçmişti ama ben hâlâ yerde oturuyordum. Ta ki telefonumun çalma sesini duyana kadar. İstemeye istemeye, korka korka salona gittim ve telefonu alıp açtım.
"Efendi-"
"Hanji, korkuyorum. Hanji çok korkuyorum. Evde biri var. Görünmez biri. Ve... Bana dokundu..." Biliyorum, bana da oldu.
"Ben de yaşadım onu. İlk cinsel deneyimimi görünmez biriyle yaşadığıma inanamıyorum." Telefonda bir süre sessizlik olmuştu. "Lix?"
"O hâlâ burada. Sen aradığından beri burada ve asla gitmiyor." O zaman aynı kişi olamazlar. "Jeong ve Chan da yaşamış aynısını. Aynı saatlerde." Bunlar... Bunlar anlaşmış gibi aynı saatte gelmişler. Ben de dedektif Han Jisung isem bu işi çözerim.
"Tamam canım, sen sakinleşip Chan hyungların yanına git. Ben biraz araştırma yapacağım." Olumlu anlamda bir mırıldı çıkarttı.
"Hm hm. Hoşçakal. Kendine dikkat et ama, tamam mı?"
"Tamam, hoşçakal. Telefonu kapatıp hızla yatak odama gittim ve giyinip bilgisayarımın başına geçtim. "Cadılar... Bakalım nasıl yaratıklarmış..." arama kısmına 'cadılar' yazıp ilk çıkan siteye girdim.
Şöyle yazıyordu:
Cadılar, uzun zamandır gerçek mi, değil mi diye sorgulanan ve asla cevabı bulunamayan yaratıklardır. Cadıları gördüklerini söyleyen kişiler onları genelde şöyle tarif ederler:
Sol elinin bileğinde yılan dövmesi olan, sihir yapabilen, görünmez olabilen, ışınlanabilen, çok güçlü varlıklar.
Bir cadı gördüğünü iddia eden Alice Watson'ın konuşmasına bir göz atalım.
"Daha önce böyle bir güce sahip bir şey görmemiştim. Büyüleyici güzellikte bir kadın gibiydi onun dış görünüşü. Adının Lena olduğunu söylerdi bana. İstediği zaman görünmez olabilirdi, ışınlanabilirdi, ya da sihir yapabilirdi. Bana sürekli iltifatlar ederdi. İlk başta onun bir insan olduğunu sanmıştım. Bir çoğunuzun da insan sandığınız ama aslında cadı olan varlıklar tanıdığına yemin edebilirim. Cadılarda insanlardan farklı olarak erkekler de hamile kalabiliyorlar, çok değişik değil mi? Cadı olan bir gay çiftin çocuğu olabiliyor. Lena bunu... Lena bunu bana dokunduğunda söylemişti. Evet, yanlış duymadınız. Bir cadıylacinseldeneyim yaşadım. Öyle büyüleyici bir şeydi ki, ona karşı koymak mümkün değildi. Şimdi siz 'neden geldi bu Lena?' diyeceksiniz. O yeni gelmemişti, hep yanımdaydı. Sadece kendini bana yeni göstermişti. Aklınız karıştı, değil mi? Şöyle açıklayayım. Her insanın bir cadısı var. Çoğu kendini göstermez ama hep yanlarındadırlar. Koruyucu melek gibidirler, ama sizi korumaz kötülük yaparlar. Neden mi? Çünkü onların işi bu. Bir cadı ile bir insanın da aşk yaşaması ve ya cinsel ilişkiye girmesi büyük tehlike arz ediyor. Şöyle tehlikeler: cadının ölmesi, insanı asla bırakmayacak şanssızlıklar, tabii insan cadıya dönüşürse ya da cadı insana dönüşürse bunlar gerçekleşmez. Lena da ben cadı olmak istemediğim için öldü zaten... Ayrıca, şunu söylemeden geçemeyeceğim. Bronzcadıları yakar."
Bilimsel olarak varlığı kanıtlanamamış olsa da birsürü görgü tanığı olan cadıların çok tehlikeli yaratıklar olduğu söylenebilir.
www.yazar.com.wd
O an aklıma o gelmemişti. Şu an düşünüyorum da, hepsi ona aşık olmam yüzündendi. Onun asla cadı olabileceğini düşünmemiştim. Tam bir aptaldım. Aşık olunca gözü kör olan bir aptal.
_________________________________________
Sitenin adi cokguzel ya. Öyle bi siteyi bulmak imkansiz gerci de neyse
Onu bunu boşverin de alice ve lenanın aşkı >>>>>>>>
Bu arada cadıların elindeki dövmemsi yılan seysi şu
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
