"Jisung, arkadaşımın eşi doğum yapmış, oraya gitmeliyiz." Birden telefonu kulağından indirip konuştuğunda kafamı olumlu anlamda salladım. İkimiz de dışarı çıkmak için hazırdık. O yüzden direkt parmaklarını şıklattı."Oo Lee Know."
"Oo Beomgyu." Sarıldıklarında geri çekilmiştim.
"Vay, manita yapmışız."
"Evet. Sen de boş durmamışsın."
"Biraz öyle oldu."
"Ee, Taehyun nerede?"
"Uyuyor. Ama bebeği görebilirsiniz. Sizi oraya götürebilirim isterseniz." Kafamı hızla olumlu anlamda salladım. Minho bana bakıp gülümsemişti.
"Tamam." Bizi cam bir yerin önüne getirdiğinde içerideki beşikte uyuyan bebeği görüp gülümsemiştim. "Jisung?"
"Hm?"
"Bundanlarımız olsun mu?" Utançla alt dudağımı ısırdım. "Utanma hemen, utanılacak bir şey yok ki."
"Çocuğumuz olması için şey yapmamız lazım... Bu da utandırıyor işte..." Elimi tuttu.
"Hadi eve gidip yapalım." Göz devirdim.
"İstediğimi kim söylemiş?"
"Ben söylüyorum."
"Tamam istiyorum, ama şimdi değil."
"Peki... Eve gidelim mi? Seni eve bırakıp dışarı çıkmalıyım çünkü." Kafamı olumlu anlamda salladığımda parmağını şıklattı. "Sen beni bekleme, ben gece yarısı gibi gelirim." Omuz silkip koltuğa oturduğumda alnımdan öpüp parmağını şıklattı. Ben gitmek için yaptığını sanmıştım ama üstünü değiştirmişti. Kaşlarımı çattım. Bir pelerin ve takım elbisemsi bir şey vardı üstünde.
"Nereye gidiyorsun da böyle giyindin?"
"Hiç." Parmağını şıklatacağı sırada elini tuttum.
"Nereye dedim sana."
"Her yılın bir günü cadıların ileri gelenleri toplanırlar. Bu gün de o gün."
"Ee? Senin ne işin var orada?"
"Ben de o ileri gelenlerdenim güzelliğim." Tek kaşımı havaya kaldırdım.
"Bana niye hiç söylemedin."
"Gerek görmedim. Her neyse, gidiyorum." Parmaklarını şıklatıp ortadan kaybolmuştu.
◇◇◇
Saat gece yarısını bayağı bir geçmişti ama o gelmemişti. Bekleme demişti ama merak etmiştim. Yanımda belirdiğinde kaşlarımı çatmıştım.
"Nerelerdeydin?" Buram buram içki kokuyordu. Yüzümü buruşturdum. "Sarhoş musun?"
"Yoo..." Konuşunca burnuma daha yoğun bir içki kokusu gelmiştu ve evet, sarhoştu.
"Hm hm, öyledir. Ben sana bir kahve yapayım. Ya da dur, şu sihir işini bir deneyeyim." Parmağımı şıklattığımda hiçbir şey olmamıştı. "Pekala, kendim yaparım o halde." Mutfağı didik didik etmeme rağmen cezve ya da kahve makinası bulamamıştım. "Ah, sen şaka mısın acaba?! Kimin evinde kahve için malzeme olmaz ki?!" Sinirle salona geri dönmüştüm. "Evet, kahvemiz yok. Nasıl ayıltacağım şimdi seni?" Kısık gözleriyle bana döndü.
"Öp beni." Göz devirdi
"Sarhoşsun."
"I-ıh, değilim."
"Evet, öylesin." Rahat olması için yaklaşıp üstündeki pelerini ve papyonu çıkarttım.
"Tamam. Ama yine de beni öpemez misin?" İç çekmiştim.
"Çok mu istiyorsun seni öpmemi?" Kafasını olumlu anlamda salladığında ona kıyamayıp yanağından öpmüştüm.
"Öyle istemedim ki." Eliyle dudaklarını gösterdi. "Böyle istedim." Dudaklarına küçük bir kelebek öpücüğü kondurup çekilmiştim.
"Hadi gel, seni uyutayım." Kolundan tutup onu kaldırmaya çalışmıştım ama kalkmıyordu. "Minho, hadi." Oflayıp ayağa kalkmıştı. Sendeleyerek yürüyordu. Onu o sekilde üst kattaki yatak odasına çıkartmak zor olmuştu. Onu yatağa uzandırıp geri çekilmiş ve ayak ucuna oturmuştum.
"Jisung."
"Hm?"
"Sensiz uyuyamıyorum." Alkol sağlıklı kafayla yapmak istediğimiz ama yapamadığımız şeyleri yapmamızı sağlar derler.
"Bana bir şey yapmayacağına emin misin?"
"Hm hm." Iç çekip yanına uzandığımda içki kokusu burnumu sızlatmıştı.
"Duş alabilecek haldeysen ilk önce duş al." Kafasını iki yana sallayıp banan sıkıca sarıldığında yüzümü buruşturmuştum. ÇOK KÖTÜ KOKUYORDU!
"Abartma Jisung. O kadar kokmuyorumdur." Kokuyorsun.
"Ah, dayanamayacağım." Onu itip ayağa kalktım ve banyoyu gösterdim. "Orada ölecek olsan bile o duşa gir, öyle gelip sarıl." Ayağa kalkıp yastığını aldı ve odadan çıktı.
"Koltukta uyurum." İçim acımıştı ama AŞIRI FAZLA KOKUYORDU! O kokuda uyumam imkansızdı.
"Tamam. İyi geceler." Cevap vermeden sendeleyerek odadan çıkmıştı.
Bok vardı da o kadar içtin. Bok vardı, değil mi?
____________________________________
Bunlarin da olsun bitane bebesi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Human To Witch / Minsung
Fanfiction"Git başımdan şeytan." Onun şeytan olduğunu düşünüyordum. "Hayır hayır. Şeytan değil bebeğim, cadı."