Human To Witch / Minsung

19-Parti

(3 ay sonra)

"Hadi hadi hadi!" Yanımda heyecanla konuşan Minho'ya ters bir bakış attım. "Ne? Yine ne yaptım?"

"Fazla heyecan yapıyorsun, yapma." Kapı çaldığında Minho benden kaçarcasına kapıya gidip açmıştı. "Kimmiş?!"

"Surpriseeee! Hello guyss!" Felix'in sesini duyduğumda oraya bakmıştım.

"Bağırma lan?!"

"Ne olmuş benim arkadaşıma ya?!"

"Hormonlar." Minho yanıma gelip beni elimden tutup referans yaparak ayağa kaldırmıştı.

"Geldiniz iyi, hoş da biz cinsiyet öğrenmeye gidecektik."

"Biliyoruz."

"Zaten o yüzden geldik ya, aptal."

"Şimdi biz böyle çekirge sürüsü gibi cinsiyet öğrenmeye mi gideceğiz?"

"Şöyle olacak. Cinsiyeti sadece ben bileceğim, parti yapılınca hepiniz öğreneceksiniz." Felix, mal mısın? Niye böyle bir şey yapalım?

"Peki buradaki amaç tam olarak ne? Merakıma yenik düştüğüm için soruyorum."

"Hayatımızda birazcık action olsun diye."

"İngilizce konuşmayı bırakmayı planlıyor musun?"

"No."

"Tamam. Hadi gidelim."

◇◇◇

"Çocuk benim amına koyayım! Söylesene lan cinsiyeti!" Felix eliyle kulaklarını tıkayıp duymuyormuş gibi yaptı.

"La la la la la laa duymuyorum kiii!" Pes ederek kendimi Minho'nun kolları arasına bıraktım.

"Ya siz ikiniz niye koltuğa uzanıyorsunuz?"

"Eşim hamile oğlum benim."

"Ee? Yani? Bu sorunun cevabı o değildi?"

"Ya size ne? Ev benim amına koyayım." Felix birden gözden kaybolunca kaşlarımı çattım.

"O ne ara öğrendi sihir yapmayı?"

"Bebeğim, o öğrenilen bir şey değil ki. Kendiliğinden olan bir şey. Deneye deneye başarmıştır."

"Şimdi sen bana beceriksiz olduğumu mu söylüyorsun."

"Hayır, hayır. Yok öyle bir şey. Sen çok beceriklisin." Bana sıkıca sarılıp yanağımdan öpmüştü. "Hep hormonlardan." Sessizce konuşmuştu.

"Min-"

"Uyu sen, uyu." Çok uykum vardı, çok güzel uyurum. Aha uyudum.

◇◇◇

"Oha, çok iyi." Parti dekorasyonlarını incelerken konuşmuştu. Çok güzeldi! Her yer pembe ve maviydi ve tam ortada siyah bir balon vardı. Onu Minho'nun patlatması gerekiyordu. Bayağı yükseye zıplaması gerekiyordu onu patlatması için. Çünkü çok yükseğe asmışlardı.

"Tabii iyi olacak, ben yaptım." Omzuna yumruk attım.

"Şımarma hemen. Bayağı da kişi var, kim ki bunlar?"

"Minho'nun arkadaşlarıymış."

"Hepsi mi?" Kafasını olumlu anlamda salladı. "Yani oha, çüş."

"Artı bir. Bak, bak! Minho geliyor! Onu o kadar yükseğe astım ki patlatması mucize olur."

"Çok şerefsizsin."

"Teşekkür ederim canısı. Ay ben bunu kameraya almalıyım." Yanımdan koşarak uzaklaştığında kollarımı önümde birleştirip Minho'ya bakmaya başlamıştım. Zıplayarak balona ulaşmaya ve patlatmaya çalışıyordu.

"Ben bunu başka yöntemle patlatsam olur mu?"

"Sihirsiz bir şekilde patlat, yeter."

"Of ya." Zıplamaya devam etmişti. "Yok bu böyle olmayacak. Changbin, tabancayı ver." Changbin ona tabancayı verdiğinde gözlerimi büyütmüştüm. Tabanca patladığında yukarıdan pembe boya dökülmüş ve Minho'yu pembeye boyamıştı. Gülmeye başlamıştım. "Hangi renk lan?! Göremiyorum!"

"Pembe!"

"Pembe mi?!"

"Evet."

"Kız yani?"

"Ya Minho, kız işte! Canım, sana neden geç yükleniyor?" Koşup bana sarıldığında gülmüştüm.

"Kız babası olacağım!" Bana daha sıkı sarıldı. Herkes gülüyordu.

"Bence üvey baba ister!" Woojin denen çocuğun sesini duyduğumda alt dudağımı ısırmıştım. Minho benden ayrılıp ona bakmıştı ama onu pembeler içindeyken ciddiye almak pek kolay olmuyordu.

"Woojin, sen mi gidersin yoksa ben mi döveyim?"

"Tamam, böyle bir günde olay çıkmasın bari."

"Korkuyorum demiyor da olay çıkmasın diyor göt herif. Ulan,çık git!" Woojin uzaklaştığında Minho derin bir nefes verip tekrar bana sarılmış ve bolayı bana bulaştırmaya devam etmişti.

"Bulaştırma şunu be!"

"Hep hormonlardan, hep!" Felix konuştuğunda herkes tekrar gülmeye başlamıştı.

"Bir mutluluk yaşattırmadınız be." Başımı Minho'nun cırtlak pembe olmuş boynuna gömdüm. Cırtlak pembe Minho'yu ciddiye alamıyorum.

____________________________________

Cırtlak pembe minho. Düşümcesi bile komik

O degil de Murderer's Love u okuyun okutturun. Ben yazdim diye demiyorum cok iyi