13 🕸 when the night comes

8.3K 1.1K 254
                                    

Jungkook, Taehyung'un kaldığı hastane odasının kapısının önünde, saatlerdir oturuyordu. Olanları düşünmekten kafası patlayacaktı artık, şakaklarında bile ağrı hissediyor oluşu onu iyice güçten düşürmüştü, ilk beş saat hızlı geçmişti fakat, akşam olup hava karardığında, Jungkook için beklemek çok zorlaşmıştı.

Yeşil Goblin okulu basmıştı, üstelik Taehyung'u bir koz olarak kullanmak istediği de belliydi. Bu Jungkook'u o kadar çok endişelendiriyordu ki, stresten parmaklarının kenarlarını kanatmış, her yerini kırmızı lekelerle donatmıştı. Natasha ile konuşmuştu, Bay Stark ile hatta Bruce Banner ile, intikam hissiyle dolup taşmıştı fakat hepsi o kadar mantıklı konuşmuştu ki, intikam isteğinin Taehyung'a daha çok zarar vereceğini anlamış, vazgeçmişti. Tabii bunu yaparken kendini hırpalamayı engelleyememiş, Stark şirketinde duvarları yumruklarken bulmuştu kendini.

Bir yandan ne yapacağını düşünmüş, bir yandan da Taehyung'un ailesi gelmediği için sinirlenmişti. Onların Taehyung'a karşı bu kadar ilgisiz ve umursamaz davranması yeni bir şey değildi, ya işte ya da ev dışında herhangi bir yerde olurlardı hep, bu yüzden Taehyung, Jungkook'larda neredeyse haftanın yarısı yatıya kalırdı, tabii bunlar, eskidendi.

Mecburen Taehyung'a yalan söylemeye başladığından beri, her şey tepetaklak olmuştu, Taehyung şüphelenmeye ve araştırmaya başlamıştı, üstelik bir şeylere yaklaşmasını sağlayan diğer bir etken de Yeşil Goblin, Osborn'du. O adamın bir şeyler bildiğini, Taehyung'un Örümcekle, yani kendisiyle arkadaş olduğunu fark etmek çok da zor değildi, bu yüzden Taehyung büyük bir tehlikedeydi. Ve toprak, tehlikenin tohumlarını daha şimdiden yeşertmeye başlamıştı.

Doktor Taehyung'un kaldığı odanın önüne geldi, Jungkook ayaklanarak doktorun karşısında dikildi ve endişeyle sordu. "Ne zaman uyanacak?" doktor elindeki iğneye benzer şeyi göstererek, "Sakinleştirici işe yaramış, birkaç saattir uyuduğunu düşünürsek, birazdan uyanır. Siz de benimle odaya gelin, yanında olduğunuzu gösterin, bir iki saat önce onu kontrol ederken sizin adınızı söylediğini duydum," Jungkook buruk bir şekilde gülümsedi, Taehyung'un onu istemesi, midesinde anlamlandıramadığı hislerin ortaya çıkmasını sağlasa da, heyecanlanıp doktordan önce kapıyı açtı nazikçe, Taehyung uyuyor olabilirdi.

Gözlerini kırpıştırarak odada göz gezdiren Taehyung, dirsekleri üzerinde doğrulmaya çalışırken, doktor, "Hayır hayır, uzanın lütfen, daha hazır değilsiniz," diyerek Taehyung'un tekrar uzanmasını sağlamıştı. Taehyung ise doktoru takmayarak tekrar doğruldu, Jungkook'a dolu gözlerle bakarak mırıldandı, öylesine sessizdi ki kendi bile zor duymuştu. "Gel..." demişti Taehyung, Jungkook'a. Üç harfti ama sonsuz istek barındırıyordu içinde, gel, sarıl bana, korkuyorum ve canım acıyor, sana ihtiyacım var der gibi bir "Gel," idi.

Jungkook ise bir saniye bile oyalanmadan dizleri üzerine çökerek Taehyung'un hizasında durdu, küçük olan elindeki seruma rağmen sımsıkı sardı kollarını oğlana, bir daha yalnız kalırsa bayılacakmış, bir daha onsuz olursa ölecekmiş gibi. Doktor serumun hızını azaltıp, "Geçmiş olsun, lütfen hastayı çok yormayın," dedikten sonra Jungkook teşekkür etti nazikçe, doktor odadan çıkana kadar bekledi.

"Çok korktun, değil mi?" usulca çıkan sesi Taehyung'u incitebilirmiş gibi fısıldamıştı, öyle bir şeyin mümkün olup olmadığını bilmeden. "Korktum, ama ondan değil," bu sefer Jungkook'a yaslanarak değil, yatakta oturarak konuşmaya başladı.

"Okuldakilere zarar vereceğini söyledi, senin de kantinde olduğunu düşününce kafayı yedim, ya sana, size bir şey yapsaydı? O kadar korktum ki, bir de, bir şeyler söyledi bana," dedi kaşlarını çatarak, olanları hatırlamaya çalışır gibi bir hali vardı.

spidey Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin