⋇⋆✦⋆⋇Audrey ve Evan iksir sınıfından güle oynaya çıktıktan sonra onlardan başka plan yapan birilerinin de olduğundan habersiz, planlarının ne kadar mükemmel olduğundan söz ediyorlardı.
Gryffindor'un muhteşem dörtlüsünün, Sirius'a yapılan 'hain saldırı' için Audrey'den intikam alma planlarından haberleri yoktu tabii. Dört çocuk gizlice zindanlara kadar James'in, babasından arakladığı görünmezlik peleriniyle gelmişti ve profesörün içeride olmadığını gördüklerinde derin bir 'oh' çektiler.
"Şanslı günümüzdeyiz çocuklar! Pelerin olmasa bile elimizi kolumuzu sallaya sallaya gelirmişiz zaten!" dedi James keyifle.
"Ben birileri gelip gelmiyor mu diye bakmaya gideceğim gelirlerse pelerinin altına saklanırız." diyip çıktı Peter.
Sirius, "İyi düşündün Pete!" diye bağırdı arkasından. "Dostum sessiz olsana!" diyerek çatlamış olan kolunu dürten James'e karşı acıyla beraber havlamaya benzer bir ses çıkardı.
"Şu halime bakın, yılan beni sakat bıraktı. Canım kolum." diyerek abartılı tepkiler veren Sirius'a James ve Remus göz devirmişti.
"Hangisi Lestrange'in yeri?" diye sordu Remus, Sirius'a bakarak. Sirius ise "Bana niye soruyorsun?" dediğinde James ve Remus kaşlarını kaldırıp ona bakmıştı. "Neyse tamam, şu." diyerek eliyle Audrey'nin yerini işaret etti.
Sirius, tüm iksir derslerinde -aslında çoğu ortak derste- Audrey ve Slytherinlere laf atmaktan başka bir iş yapmadığı için ona sormaları çok normaldi. James'te onun laf attığını fark edince hemen arkasında durup laf yetiştirmeye çalışırdı en sonunda Slughorn çıldırırdı ve tüm sınıf kısa bir anlığına sessizliğe gömülüp tekrar eski halini alırdı.
"Tam olarak bu toz ne işe yarayacak bana da mı sürpriz yapacaksınız?" dedi Remus. İki çocukta yüzlerinde hain bir sırıtışla birbirine baktı.
"Yüzünde çıbancılar çıkacak ve korkunç görünecek herkese rezil olacak mükemmel!" diye sevinçle bağırdı Sirius. Audrey'nin rahatını kaçıracağı için oldukça keyifliydi.
"Lestrange sınıfın ortasında ağlayarak kaçmaya çalışmasa iyidir." dedi Remus ve hepsi güldü.
"Belki böylelikle bizimle uğraşmaması gerektiğini öğrenir." demişti James'te.
Üç çocuk Audrey'nin kazanına tozu serpiştirdiler ve sevinçten otuz iki diş gülüyorlardı. Sirius'un Hastane Kanadı'nda kaldığı süre boyunca ne yapabilirler diye düşünmüşlerdi. Bir sürü şaka gelmişti akıllarına ama Remus yüzde çıban çıkaran bir şeyden bahsettiğinde, James ve Sirius birbirine sırıtıp çoktan ne yapacaklarını bulmuşlardı bu fikir akıllarına daha çok yatmıştı.
Aslında ilk başta küçük cadının Sirius'a yaptığı gibi bir şey düşünmüşlerdi ama sonrasında bu fikirden hemen vazgeçtiler. Ne de olsa onlar Lestrange kızı gibi değildi onu süpürgeden düşürmek ya da başka canını yakacak bir plan asla yapacakları bir şeye benzemiyordu ama yüzde çıban çıkartmak tam onlara göreydi. Hem komik hem de etkisi kısa süreli bu Audrey'nin sinir küpü olmasına yeterde artardı bile.
Sirius, Audrey'le ilk tanıştığında tam aradığı gibi belalı ve eğlenceli bir arkadaş olduğunu düşünmüştü ama sonradan belalı kısmının biraz yoğun olduğunu fark edince düşünceleri yavaş yavaş yerini tiksintiye ve nefrete dönüştü.
O da tam ailesinin isteyebileceği türden bir çocuktu zeki, başarılı, yetenekli ve safkana körü körüne bağlı olduğu da açıkça belliydi. Okulun ilk haftasında birine bulanık diyip ceza almıştı küçük cadı. Sirius bunları fark ettikçe içten içe ondan nefret etti başta onun kendi gibi olduğunu sanmıştı ama o da ailesinden farksızmış meğer safkan takıntılı bir psikopattan fazlası değil!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑨𝒏𝒈𝒆𝒍𝒖𝒔 𝑪𝒖𝒔𝒕𝒐𝒔「ˢⁱʳⁱᵘˢ ᵇˡᵃᶜᵏ」
Fanfiction"Şu safkan balosu işini de unut kendine başka safkan bir arkadaş bulursun." "Zaten öyle bir baloya bir kanıbozukla gitmektense ölmeyi tercih ederim." .... "Dün bir kanıbozukla gitmektense ölmeyi tercih ederim dedin. Bende ölümünün nasıl bir şey olac...