9.bölüm

1.4K 52 6
                                        

Marcus Bey siparişlerimizi verirken masadaki şişeden sularımızı doldurdum.
"İçecek ne istiyorsun?"
"Maden suyu."
Kendine aşırı şekerli bir içecek söylediğinde burnumu kırıştırdım.
"Ne oldu?"
Suyumdan bir yudum aldım.
"O içecek çok şekerli değil mi?"
"Evet?"
"Anladım."

Gerçekten böyle insanlara özeniyorum. Yediğinin hesabını yapmayan insanlara.

Telefonumda ona çaktırmamaya çalışarak uygulamama girdim. Kalori hesaplayıcımdan yiyeceğimiz yemeği girdim.
Bin kalori mi?
Derin bir nefes alıp tekrar suyumdan içtim.
Hepsini bitirmemem gerekiyordu.

Telefonumun ekranını kapatıp ellerimi çenemin altında birleştirdim.
Beni izliyordu.
Ben de ona baktım.
Bakıştık öylece.
Yemeğimiz geldiğinde suyumdan büyük bir yudum daha aldım.
"Suyla doyuracaksın karnını."
"Umarım."
"Ne dedin?"
"Doymaz diyorum."
"Yine de çok içme."
Derin bir nefes alarak yemeğe baktım. Çok güzel kokuyordu.

Elimin titrediğini fark ettiğimde hızla masadan çekip dizlerimde birleştirdim. Yemeğine gömüldüğünde gözlerimi kırpıştırdım.
"Neden başlamıyorsun? Acıkmadın mı?"
Ağzı doluyken konuştuğunda gülümsedim.
"Ağzınız doluyken konuşmayın Marcus Bey."
Sertçe yutkunduktan sonra kabaca peçeteyi çekiştirdi.
Nedense karşımda yemesi midemi bulandırmıştı.

Derin nefesler alarak midemi sakinleştirdikten sonra çatalımı elime aldım.
"Elin titriyor."
Gülümsedim.
"Arada oluyor böyle. Normal bir şey olduğunu söylediler."
Kafasını salladı.
"Anladım."

....
Yemeğini bitirmiş bana bakıyordu. Çatalımı bıraktım.
"Doyduysanız kalkabiliriz efendim."
"Ben doydum ama sen yemedin."
Gözlerimi kırpıştırdım.
"Doydum."
Elini kaldırarak garsondan hesabı istedi. Cüzdanıma uzanıp parama baktım. Yüz dolardan fazla tutarsa nakitim çıkış-
"Patronun buradayken hesabı ödemeyi düşünmüyorsun değil mi?"
"Gayette düşünüyorum."
Tek kaşımı kaldırdığımda güldü. Dudağını yaladı.
"Fırsatları değerlendirmeyi bilmiyorsun."
"Hangi fırsattan bahsediyorsunuz? Sırf yemeğimi ödediğim için batmayacağım ya da hesabımı size ödetince zengin olmayacağım."
"Yani ben ödeyeceğim."
Hesap geldiğinde kutuyu açtım. Yutkundum.

BİN İKİ YÜZ DOLAR MI?

"Kart geçiyor mu acaba?"
Marcus paraları kutuya bırakıp kapattı ve garsona uzattı.
"Bu kadar ödemek istiyorsan bana ödeyebilirsin."
"Nasıl? "
"Pasta yemeye gidelim. Orada pastayı alırsan ödeşmiş oluruz."

SekreterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin