20.bölüm

1K 42 3
                                    

Tedirgince gömleğinin düğmelerini çözerken sağlam eliyle saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı. Alt dudağımı ısırınca boğazının inip kalkışını fark ettim.
"Sorun mu var?"
"Devam et."
Gömleğinin önündeki düğmeleri çözdükten sonra bileğindeki düğmeleri de çözdüm.
"Devam et."
Gömleğin üstünde başka bir düğme aradım. Kaşlarımı çattım.
"Düğme yok."
"Gömleğimde yok Mary."
Pantolonunun düğmesine baktım. Dudaklarım aralandı.
Marcus gülümsedi ve bileklerimi tuttu.
"Teşekkür ederim. Şaka yap-"
Bileklerimi elinden kurtarıp pantolonuna uzandım ve düğmesini açtım. Fermuarını indirdikten sonra pantolonunu çekiştirdim.

Çenemden tutarak kafamı kaldırdı. Dudaklarıma eğildi. Minik öpücükler bırakırken pantolonunun düğmesinin zemine çarpma sesi duyuldu. Kollarımı ensesine dolarken elleriyle bacaklarımı kavrayarak beni havaya kaldırdı. Elimi saçlarının arasına daldırırken bacaklarımı beline sardım. Adım attığında bir anda sarsıldık. Kafamı geriye çekerken koltuğa tutundu. Yürümeye çalışırken pantolonuna takılmıştı. Bunu fark edince kahkaha atmaya başladım.

Burnundan derin bir nefes bıraktıktan sonra seri hareketlerle bileğinde duran pantolonu çıkarttı.
"İyi eğlendiniz mi hanımefendi?"
Dudaklarımı yaladıktan sonra nefesimi düzenlemeye çalıştım. Beni koltuğa yatırırken belindeki bacaklarımı çözdüm.
Ayakta kaldı. Beni süzdü. Dudaklarını yaladıktan sonra elleriyle yüzünü sertçe ovuşturdu. Dirseklerimin üzerinde doğruldum.
"Marcus? Bir sorun mu var?"
"Çok güzelsin."
Kalbim pır pır atarken kıkırdadım.
"Neden streslisin Marcus?"
Seslice yutkundu.
"Duramayacağımdan korkuyorum. "
Gülümsemem solarken dudaklarımı yaladım.
"Oh, haklısın."

Yattığım yerden doğrulup koltuğa düzgünce oturdum. Büyük adımlarla bana yaklaştı ve önümde durdu. Sehpaya oturarak bana doğru eğildi. Alnını alnıma vururken gözlerimi kapadım.
"Bundan sonra hiçbir şey için korkmanı istemiyorum. Ben yanındayım."
Dudaklarımı narince öperken cidden güvende olduğumu hissettim. Marcus'a güveniyordum. Beni korurdu. Birçok kişiden daha güçlüydü ve dediğini yaptırtabilirdi.

"Bu gece burada kalmak ister misin? Saat epey geç oldu. İstersen evine de bır-"
"Sorun değil. Burada kalabilirim."
"Güzel."
Sadece baksırla durduğunu fark ettiğinde doğruldu.
"Sana pijama getireceğim."

Hızlı adımlarla odadan çıktıktan sonra ayağa kalktım. Ellerimi yanaklarıma bastırıp yanmalarını engellemeye çalıştım.
"Tanrı'm..."
Kapının girişinde belirdiğinde hızlıca ellerimi yüzümden çektim.
"Pijama altının sana pek olacağını düşünmüyorum ama yine de dene."
Elindeki takıma uzandığımda almama izin vermedi.
Anlamaz gözlerle yüzüne baktığımda güldü.
"Ben giydireceğim."

Sertçe yutkunduğumda koltuğa oturdu. Bileğimden çekerek beni önüne aldı. İçeri gittiği zamanda altına bir eşofman giymişti. Elimi uzatıp eşofmanın belini çekiştirdim.
"Eşofmanı ters giymişsiniz."
Kafasını eğdiğinde kıkırdadım. Dudaklarını birbirine bastırarak elbisemi çekiştirdi. Ellerimi sırtıma uzatarak fermuarı aşağıya indirdiğimde sertçe çekti. Ellerimi hızla göğüslerime siper etsem de elbiseyi çok hızlı çekmişti.

Siyah iç çamaşırımı biraz yukarıya çektikten sonra pijama üstünü kafamdan geçirdi. Göğüslerimi serbest bıraktığımda hissettiğim rahatsızlıkla birlikte yutkundum. Karnımı öptü.
"Gerilmene gerek yok güzelim."
Pijama üstümü düzeltip kalçamın altına kadar çekiştirdikten sonra belimi tuttu. Beni dizine oturttu. Kafamı göğsüne yaslarken saçlarımı öptü.
"Benimle uyumanı çok isterim Mary."

SekreterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin