16.bölüm

1.2K 53 4
                                    

Aklıma gelen şeyle koridorun ortasında duraksadım.
Marcus durduğumu anlayınca bana döndü.
"Çantam şirkette kaldı."
Kafasını olumlu anlamda salladı.
"Uğrarız."

☆☆☆☆

Karanlık odaya girirken nefesimi tuttum. Marcus ışıkları açtığında gözlerimi kırpıştırdım.

Yerde parçalanmış kahve kupası...
Kirlenmiş çantam...
Yırtılmış gömleğim...
Yarılanmış yanık kremi kutusu...

Marcus eğilerek çantamı yerden aldı. Peçeteyle sildi.
"Sana yeni bir çanta alacağım."
"Sorun değil. Çakmaydı zaten."
Çantamın saplarını silerken bana baktı.
"Özür dilerim Mary."
Önümde durarak üstüme baktı.
"Canını yakmak istememiştim."

Çok üzgün görünüyordu.

Elimi koluna koyup sıktım.
"Sorun değil Marcus Bey. İyileşeceğine eminim."
Elini yanağıma koydu.
Okşadı.
"Kendimi nasıl affettireceğim?"
"Affettirmenize gerek yok. Ettim."
Gözlerine bakarken bakışlarım iki saniyeliğine dudaklarına kaydı.
Diğer eli ceketimin düğmesini çözerek çıkarttı. Dudaklarımı aralarayak yutkunurken bakışlarımı dudaklarından çekemedim.
Çekmek istemedim.

"Sanırım yapacağım."
Baş parmağını dudağıma koydu.
Yutkundum.
"İtiraz etmene fırsat veriyorum."
Dudaklarımı biraz daha aralayınca parmağı dişime çarptı.
"..."
Eğildi. Gözlerimi yumdum. Burnunu burnuma değdirdi.
"Süren doldu."
Parmağını dudağımdan çekerek dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Ellerimi omuzlarına koyarken elleri yanaklarımı sıkıca tuttu. Dili ağzımın içine girdiğinde sessizce inledim. Belimden çekerek vücudunu vücuduma yapıştırdığında pansumanım gömleğine sürtündü.
"Ah!"
İterek uzaklaştım.
"Canın mı yandı?"
Göğsü sertçe inip kalkıyordu. Bakışlarım aşağıya kaydığında çenemi kavradı.
"Bakma."
"Sorun ne?"
Dudaklarımı hafifçe öptükten sonra göğsümü öptü.
"Çok üzgünüm."
Arkama geçerek gömleğimi giydirdi.

Kafamı omzuna yasladığımda boynumu koklayarak öptü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kafamı omzuna yasladığımda boynumu koklayarak öptü.
Belimi sıktığında tüm vücudumuz birbirine yapışmıştı. Pantolonundaki kabarıklığı kalçamda hissedince kafamı omzundan çektim. Omzumu öptükten sonra gömleğimin bir düğmesini daha ilikledi ve üstümü düzeltti.
"Böyle acımıyor değil mi?"
Kafamı önüme eğerken saçlarım yüzümü kapadı.
Saçlarımı toplayarak yanağımı öptü.
"Acıyorsa başka bir şeyler-"
"Acımıyor."
"Benden kaçacak mısın?"
"..."
"Neden utanıyorsun?"
"..."

Alt dudağım titrerken dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Neden bana cevap vermiyorsun?"
Önüme geçerek kafasını eğdi. Kafamı çevirmeye çalışırken yanaklarımı kavradı. Göz göze geldiğimizde geriye doğru bir adım atmaya çalıştım.

"B-Beni kovacak mısın?"

SekreterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin