14.bölüm

1.1K 46 1
                                    

"Ne oldu? Sorun ne?!"
Marcus bileklerimi kavradığında dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Üzgünüm. Çok üzgünüm."
Bileklerimden çekerek ayağa kaldırdı. Yüzümü gömleğine bastıracakken ellerimi göğsüne koyup engelledim.
"Makyajım var."
Ensemden tutarak yüzümü havaya kaldırdı. Gözlerimin altını sildi.
"İşle ilgili mi?"
"İhale ile ilgili..."
"Onun süresi dolmadı mı?"
Bunu söylediği anda kalbim sertçe çarptı. Ellerimle yüzümü kapatırken hıçkırığımı tutmaya çalıştım.

Elimi yüzümden çekmeye çalışınca hıçkırığımı tutamadım.
"Üzgünüm. Tamamen aklımdan çıkmış."
Masamın üstündeki dağınık belgelere baktı.
"Bunlar için mi ağlıyorsun?"
Gözlerini gözlerime dikti.
"Çoktan bu belgeler sisteme yüklendi."
Derin bir nefes alarak elimi göğsüme koydum.

"Böyle olunca sana çok yükleniyormuşum gibi hissediyorum. Belki de haftada bir gün tatil vermeliyim."
Saçlarımı okşarken burnumu içime çektim.
"Üzgünüm."
"Yemek yemedin mi?"
Kafamı olumsuz anlamda salladım. Elimden tutarak beni çekti. Gömleğinin kolunda gördüğüm lekelerle birlikte dudağımı dişledim. Akan rimellerim ve fondötenim gömleğine bulaşmıştı.

Odasına girdik. Sandalyesini çekerek kaşıyla işaret etti.
"Efendim Marcus Bey?"
"Otursana."
Yerinize mi?
Ciddi olduğunu kontrol ettikten sonra sandalyesine oturdum.
Burası da rahatmış he...
Önüme bir tabak bıraktığında kafamı kaldırdım.
"Aç ağzını."
Elindeki kaşığı ağzıma tıktığında gözlerimi kırpıştırdım.
Kaşığı ağzımdan çekerken Marcus masaya yaslanarak elini yüzüme uzattı. Yemeği çiğnerken ıslak yanağıma dokundu.

"Şirket meseleleri için neden ağlıyorsun? Bir daha görmeyeceğim."
Eğilip yüzümü dikkatlice inceledi.
"Sana çok mu yükleniyorum?"
Kafamı olumsuz anlamda salladım.
"Şirkette baskı mı yaşıyorsun?"
Kafamı tekrar sallarken yanaklarımı tek eliyle kavrayıp sıktı.
"Neden her sabah kıyafet kontrolü olayını anlatmadın?"
Sertçe yutkundum.
"Uyardılar mı?"

Her sabah birkaç yetkili tarafından kıyafetlerimiz denetleniyordu. Şık olmak zorundaydık.

Bakışlarımı kaçırdığımda yanağımı biraz daha sıktı. İrkilerek bileğini tuttum. Tutuşunu hafifletti.
"Bundan sonra uğrama. Seni denetleyecek yetkiye sahip tek kişi benim."
Yanaklarımı bırakmadan önce öptü. Sonra elini çekti.
"İzin ister misin?"
"Sorun değil Marcus Bey. İyi olacağım."
"Yemeğini ye, sonra evine bırakacağım."
"Toplantı?"
Çatalımı ağzıma tıktıktan sonra derin bir nefes aldı.
"Neden ısrar ediyorsun? Ayrıca bundan sonra sana bir yardımcı daha ayarlayacağım. Strese girmeni istemiyorum."

Sekreter Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin