Kafasını kıpırdatarak yüzüme baktıktan sonra televizyonu kapattı. Doğrularak kaşlarımı çattım.
"Daha bitmemişti."
Elini yanağıma koyarak okşadı ve beni tekrar göğsüne yatırdı.
"Gözlerin kapanıyordu."
"Son dakikaları kalmıştı."
Kolunu bacaklarımın altından geçirerek beni düzgünce kucakladı ve ayağa kalktı.
"Hadi bakalım uykuya."
Aklıma gelen düşüncelerle birlikte dudaklarımı birbirine bastırdım. Alnımı omzuna koyduğumda gülümseyerek saçlarımı öptü.
"Seni fark etmemem için saklanmaya falan mı çalışıyorsun?"
Kafamı olumsuz anlamda sallarken gözlerimi çenesine çevirdim.
"Odana mı gidiyoruz?"
Adımlarını yavaşlatırken bana baktı.
"Salona geri dönmemi ister misin?"
Bakışlarım arkamızda kalan salona döndü.
"Rahatsız olacaksan salonda yatabilirim."
"..."
Cevap vermediğinde yüzüne baktım. Burun buruna geldik.
"Senden ne zaman rahatsız oldum Mary?"
Yutkunarak dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Sana böyle mi hissettiriyorum?"
Dudağım bükülürken ellerimi boynuna koydum. Dudaklarımı dudaklarına bastırdım.
"Öyle hissetmedim Marcus. Sadece garip geliyor."
Bir şey söylemedi. Odasına girip kapıyı kapattı.
"Bu gece konuşacağız."
Gerildiğimde beni kucağından indirdi.
Pijama üstümü düzeltirken soğuk zemin üşümeme neden oldu."Üşüdün mü?"
"Biraz."
"Keşke daha önceden söyleseydin. Bekle burada. Hızlıca ısıtmaya geleceğim seni."
Marcus arkasını dönerken bileğini tuttum.
"Sorun değil. Gitme."
Kapıyı açarken duraksadı.
"Gitmiyorum Mary. Sadece beş dakika."
Üzüntüyle alnımı sırtına koydum.
"Gitme Marcus."
Ellerimi karnından birleştirdiğimde titrek bir nefes aldı.
"Gitmeyeceğim Mary."Ellerimi gevşetince bana doğru döndü.
"Neden bu kadar tatlı bakıyorsun?"
Gözlerimi kırpıştırırken gülümsedi.
"Tatlı mı bakıyorum?"
"Kedi gibi bakıyorsun."
Yanaklarımı okşadı.
Boğazını temizleyerek kafasını kaldırdı. Karnımdan hafifçe iterek yatağa ilerletti. Yatağa oturarak beni dizine çekti.
"Bu gece bana istediğini sorabilirsin."
Dudaklarımı birbirine bastırırken eliyle saçlarımı toparlayıp sırtıma bıraktı.
"..."
Suskunlaştığımda derin bir nefes aldı.
"O zaman şöyle başlayalım. Neden garip hissediyorsun sence?"Dudaklarımın kenarları gerildi.
"S-Son günlerde çok yakınız."
"Bundan rahatsız mısın?"
Kafamı olumsuz anlamda salladım.
"Sadece ne düşüneceğimi bilemiyorum."
"Benim yanımda rahatsız mısın?"
"Aksine Marcus. Patronumla olmam gerekenden daha rahatım. Beni garip hissettiren bu sanırım."
"Patronun olmasaydım?"
"Ama patronumsun."
İç çekti.
"Ya olmasaydım Mary?"
"Sanırım bir şeyler yaparken garip hissetmezdim."
"Bir şeyler?"
Bakışlarımı kaçırdım.
"Ö-Öperken...""İş yerinde değilsek patronun sayılmam Mary."
"Ama burada yaptığımız şeyler iş yerini de etkilecek."
"Mary bir şey yaparken bunları düşünmene gerek yok. İçinden nasıl geliyorsa öyle davranabilirsin. İstersen gelip toplantının ortasında bile beni öpebilirsin."
Bu düşünceye kızarırken kafamı eğdim.
"Ç-Çok utanç..."
"Bana bir şey söylemek istediğinde de çekinme."Kafamı kaldırarak keskince gözlerine baktım.
"Beni seviyor musun Marcus?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sekreter
RomantiekGözlerim dolarken kafamı kaldırdım. "Mary..." "Mary." "Susun." Elimi havaya kaldırırken sakinleşmeye çalıştım. "Sizi burada bulmamalıydım." Paul kolumu tutarak beni kendine çekti ve diğer kolunu omzuma doladı. "Buradan çıkalım." Kolumla göğsünü i...