five

513 48 2
                                    

Derste dirseğimi masaya yaslamış onu da yanağıma yaslamış, yorgunlukla oturuyorum. Fiziksel bir yorgunluğum yok.

Hepsi zihinsel.

Düşünmekten yorgun düşüyorum. İnsan okulda sadece bir kaç kez gördüğü birini sürekli düşünür müydü?

İsmini bile bilmeden. Hayatını bilmeden. Sürekli onu düşünür halde bulur muydu kendini? Küçük gözlerini, nerdeyse her hafta renk renk geliştirdiği saçını, diğerlerinden farklı olan ama aynı zamanda güzel olan tarzını.

Bir insan her gün aceba bugün ne giyecek diye düşünür müydü? Ben düşünuyordum. Ben deli gibi düşünuyordum hemde.

Okulun ilk günü çarpıştığım o çocuğu, düşünuyordum. Hayatıma girmemişti bile, anlık bir şeydi. Bir kaç saniyelik kısacık bir konuşma. Neredeyse sesini bile unutmuştum oysa ki.

Dersten çıkıp kafeterya ya adımladım ağır ağır. Kafeterya tam dolmadan, yer kalmadan kimse benimle oturmazdı. O yüzden her zaman oturduğum sessiz olan yere geçtim yemeğimi aldıktan sonra.

Kafamda olan şapkayı çıkardım ve masaya bıraktım. Beyaz saçlarımı karıştırdım.

Bir ay olmuştu ve ben anneme verdiğim sözü tutamamış, hiç bir arkadaş edinememiştim. Hiç kimse bana bir adım atmamıştı. Garipsiyorlardı biliyordum ama çok mu zordu?

Bir albino ile arkadaş olmak onlara ne kaybettirirdi ki?

Önündeki yemeği tırtıklarken karşımdaki sandalyenin çekilme sesi ile hızla bakışlarım karşıma oturan kişiyi buldu.

Hala boş yer vardı. Niye benim yanıma oturmuştu ki? Karşımdaki çocuğun korelilere göre biraz iri olan gözleri vardı. Benden kısaydı, ve şirin görünüyordu.

"Merhaba" dedi gülümseyerek, bende gülümsemeye çalıştım. "Merhaba" "oturdum ama, sıkıntı olmaz değil mi?"

Başımı olumsuzca salladım. "Yok, ne sıkıntısı." Gülümsedi oda hızla uzattı elini "Kyungsoo ben" havalanan kaşlarım ile uzattığı eline baktım. Bir kaç saniye önce düşündüklerim, gerçek mi oluyordu? Bir arkadaşım mı olacaktı?

Hızla uzattım bende elimi "Chanyeol, memnun oldum Kyungsoo." Başını olumluca salladı "bende memnun oldum." Bir kaç kaşık çorba attı ağzına hızla. "Bir kaç gündür dikkatimi çekiyorsun Chanyeol." Hafifçe çatıldı kaşlarım "nasıl yani?"

"Yanisi, benim izlediğim grubu izlerken görüyorum seni. Çoğunlukla görüyorum hemde." Hala anlamayan bakışlarla ona baktığımı gören Kyungsoo "of, Baekhyunları izliyorsun sende işte."

"Baekhyunlar mı? Onlar kim?" Büyüdü gözleri "oha daha izlediğin kişinin ismini bilmiyor musun? Sürekli baktığın, şu değişik giyinen çocuk hani çılgın olan."

Yutkundum hızla "yok canım ne bakması" güldü oda "beni kandıramazsın. Seni dikkatle izledim. Baekhyun'u izlediğin belli oluyor beyaz çocuk."

"Neyse, seni yargılamıyorum. Bunları seni garip gördüğüm için söylediğimi düşünme. Çünkü bende o gruptan birini izliyorum. Hemde neredeyse bir yıldır."

Hızla büyüdüm gözlerim "nasıl yani?" İç çekti ve hülyalı bakışlarını arkamdaki duvara yönlendirdi. "Ah Jongin, Baekhyun'un yanında olan esmer çocuk. Aylardır onu izliyorum. Her hareketi ezberimde."

"Niye gidip tanışmadın ki?" Derin bir nefesle başını eğdi. "Jongin arkadaşı olan kişileri yakın sadece. Diğerleri ile pek ilgilenmez. Soğuk tarafını gösterir. Ve soğuk tarafı resmen Sibirya."

"Ama sen ve ben bir şeyler yapabiliriz beyaz çocuk." Çatıldı kaşlarım "nasıl yani? Ne yapabiliriz ki?" "Bir grup olursak, onlarla tanışma fırsatı yaratabiliriz kendimize. Sen Baekhyun ile tanışırsın bende Jonginle. Nasıl fikir?"

"Yani benimle onlarla tanışmak için mi arkadaş olmak istiyorsun?" Başını hızla olumsuzca salladı. "Gerçekten dikkatimi çekti Chanyeol. Diğer insanlar tarafından garip olan insanları severim. Hem iyi bir arkadaşımdır. Konuşkan, sevimli, yardım sever-"

Ellerimi kaldırdım hızla "tamam, tamam. Sen nasıl istersen öyle olsun tamam mı? Nasıl yapacağız bilmiyorum ama bende onunla tanışmak istiyorum."

O sırada içeri giren üçlüye çarptı bakışlarım. Baekhyun en önde ilerliyordu. Gülümsüyor ve bir kaç adım arkasında olan Jongin'e bir şeyler anlatıyordu.

Bana öyle gülümseyerek baktığını düşündüm. İç çekerek tekrar salladım başımı. "Çok istiyorum hemde."

Karşımdaki Kyungsoo hızla kaldırdı elini "çak o zaman ortak" gülümsedim ve hafifçe vurdum eline.

Umarım güzel şeyler olurdu. Umarım her şey benim için iyi olurdu.

Albino/ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin