''Chanyeol inanamıyorum!'' diye bağırdım kapıyı hızla ittirirken. Salondan çıkan sevgilim mutlu ifademi gördüğünde büyükçe gülümsedi.
''Defileyi kaptım!''
Hızla koştum ve sıkıca sarıldım bedenine. Küçük bir kahkaha atarken sardı kollarını bedenime. ''Kazanacağını biliyorduk sevgilim!''
Titrek bir nefes verirken büyükçe gülümsedim. ''Sonunda, her şey iyiye gidiyor.'' Elleri yanaklarımı okşadı ağırca. ''Güzelim benim. Yıllardır bekliyorsun. Hızla yükselmen çok normal.''
Başımın üzerinde hissettim yumuşak öpücüğünü. Elimden tuttu ve salonumuza çekiştirdi beni. İkimizin de okulu biteli bir yıl olmuştu.
Ben mankenliği yeniden denerken Chanyeol güzel sanatları başarıyla bitirmiş ve özel bir eğitim kurumunda çalışmaya başlamıştı.
İşini çok severek yapıyordu. Üstelik öğrencileri de ona hiç zorbalık yapmıyor, seviyorlardı.
Jongin'le, aramızdaki buzları eritmiştik. Kyungsoo ile çok güzel bir ilişkileri vardı. Bu yıl, onlarda birlikte yaşamaya başlamıştı.
Sehun, Çin'deydi. Orada bir dans akademisinde çalışıyordu. "Sen kapıdan girmeden hemen önce kapadım telefonu. Sehun, bir kaç gün içinde geleceğini söyledi. Bilet bakıyorlarmış."
Büyükçe gülümsedim. "Hem onların yeni ilişkisini hemde defileyi kutlarız." Başını olumluca salladı. "Doğru, kutlarız sevgilim."
Onun gibi dans akademisinde çalışan Luhan ile yeni bir ilişkiye başlamıştı. Sehun'un onunla flört ederken bile deliler gibi değiştiğini söyleyebilirdim.
Luhan bizimkini yola getirmişti.
Akşama doğru oturmuş karşılıklı yemeğimizi yerken çaldı telefonum. Gülümseyerek açtım "Kyungsoo, selam."
"Haber vermediniz, defile hakkında." "Ah doğru, haber vermeyi unuttum. Kutlama yapacağız~ defileyi ben kaptım."
"Aww~ sonunda. Sehunnie bizi aradı. Sizi de aradı mı?" "Evet evet geliyorlarmış. Luhan'la tanışacağımız için şimdiden heyecanlıyım."
Güldü hafifçe "ah aynısı Jongin'de de var."
------------------
Belimden sıkıca sarılan kollar ile gülümsemem büyüdü. "Chanyeol dur, makyajım bozulacak." Kıkırdadı ve dudaklarını sertçe bastırdı yanağıma.
"Çok yapma, zaten çok güzelsin."
"Aww birileri beni kıskanıyor." Derin bir nefes verdi belimi okşarken. "Kıskanıyorum tabii."Elimdeki fırçayı bırakırken hızla döndüm ona. Yaklaştım yumuşak bir öpücük verdim dudaklarına. "Çok mutluyum." Diye mırıldandım. Başımı huzurla göğsüne yaslarken dinledim kalp atışlarını.
Yıllar geçmesine rağmen kalbinin hala böylesine hızlı atması, benimde kalbimi hızlandırıyordu.
Uzandı tuttu elimi. "Çocuklar varmıştır bile. Sehun'dan trip yemek istemiyorsak bir an önce çıkmalıyız meleğim."
Başımı olumluca salladım eline sıkıca tutunurken. "Gidelim bakalım."
Aramız ısındıktan, tüm sorunlar bittikten sonra yıllarca birlikte takıldığımız o kafenin önüne park ettik arabamızı.
Hızla inerken el ele tutuştuk ve birlikte ilerlemeye başladık. İçeri girdiğimizde hızla etrafta dolaştırdım bakışlarımı. Ardından Jongin'in sesini duydum "buradayız!"
Sehunlar henüz gelmemişti. Yanlarına ilerlerken büyükçe gülümsedim. "İyi, geç kalmamışız." Kyungsoo Chanyeol ile sıkıca sarılırken bende Jongin ile selamlaştım.
Kyungsoo ile de sarılırken duydum aylardır duymadığım sesini. "Hey millet ben geldim!" Kyungsoo'dan hızla ayrılırken döndüm arkamı.
Sehun büyük bir gülümseme ile bize bakıyordu. Bakışlarım yanında, elini tutan bedene düştüğünde ilgi ile inceledim. Fotoğraflardaki kadar güzel görünüyordu gerçekten de.
Hızla açtım kollarımı. "Gel buraya~" hızlı adımlarla kollarımın arasına girerken Luhan bir kaç adım arkasında kalmış bize gülümseyerek bakıyordu.
"Sehun hızla diğerleri ile de sarılırken uzattım elimi luhan'a. "Merhaba, Baekhyun ben." Güldü hafifçe "Korece biliyorum. Luhan, tanıştığıma memnun oldum."
Jongin de tanışırken ikimizde sevgililerimizi tanıştırmıştık onlarla. Büyük masaya otururken gülümseyerek bakıyordum geniş arkadaş grubumuza.
Çok şey yaşanmıştı. Bir ara asla bir araya gelmez demiştim bu grup için kendi kendime. Ama kader ağlarını çok güzel örmüştü.
Bakışlarım Sehun'la konuşan Chanyeol'a düştü. Her şey onunla başlamıştı. Onun bana yaşamasıyla. Jongin'in yanında oturan ve elini hala sıkıca tutan Kyungsoo'ya kaydı bakışlarım.
Chanyeol anlatmıştı. O gelip tüm cesareti vermişti Chanyeol'a. Şimdi ise Jongin'le çok mutluydu.
Bakışlarım Jongin'e düştüğünde derin bir nefes verdim. Her şeyin onun içinde yoluna girmesine, çok sevinmiştim. Chanyeol ile güzel bir başlangıç yapamamışlardı ama her şey geride kalmıştı.
İkisi de yaşananların üzerine bir sünger çekmişti ve artık oldukça iyi anlaşıyorlardı.
Koluma dokunan Chanyeol ile masaya dalmış olan bakışlarımı kaldırdım hızla. "Baekhyun, Sehun sana seslendi güzelim. Neredesin?" Güldüm hafifçe "sanırım hepimizi tekrar bir arada görünce biraz duygulandım."
Güldüler bu dediğime. Chanyeol saçlarımın arasına yumuşak bir öpücük verirken konuşmalarına katıldım.
Gelecekti bizi ne bekliyordu bilmiyordum ama her şey yolundaydı. Çok güzel giden bir ilişkim, sonsuz bir sevgili ile seven bir sevgilim vardı.
Arkadaşlık ilişkilerim hiç kopmayacak kadar sıkıydı. Ve biz çoktan büyük bir aile haline gelmiştik.
Birbirimizden, hiç bir zaman ayrılmayacaktık.
Bir başka hayalde görüşmek üzere~💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Albino/Chanbaek
FanfictionChanyeol albino hastası. Baekhyun ise üniversitesinin en parlak öğrencilerinden biri. Texting.