-Flashback / 2018-
"Ee bitti mi yani Ji Woo mevzusu?" dedi Jisung, elindeki lolipopu ağzına atarak.
Dört arkadaş küçük bir parkta oturmuş sohbet ediyorlardı. Henüz ders saatine vardı, bu yüzden biraz oturup konuşmanın zararının olmayacağını düşünmüşlerdi.
Başını aşağı yukarı salladı Hyunjin, Jisung'un sorusuna karşılık. Nihayet bitmişti, kurtulmuştu o kızdan.
"Nasıl oldu peki?" diye sordu Seungmin, meraklı bir ses ve bakışlarla. Felix de Jisung da merak ediyordu bunu, Jisung konuyu biliyordu biraz ama Felix'in hiçbir şeyden haberi yoktu.
Derin bir nefes aldı Hyunjin, baştan anlatmaya karar verdi. Sonuçta her şey bitmişti artık, saklamaya gerek kalmamıştı.
"Babamın borçlarını biliyorsunuz.." dedi ve arkadaşlarına baktı. Üçü de onayladı Hyunjin'i, bunu gören Hyunjin anlatmaya devam etti.
"Borçlandığı adamlardan birinin kızıydı Ji Woo, aynı okulda olduğumuzu bile gelip beni tehdit ettiğinde öğrenmiştim.."
"..Beni çok beğendiğini, eğer onunla çıkmazsam kötü şeyler olacağını söyleyip durdu. Başta takmadım ama..gelip anneme zarar verdirtmeye kalkışınca kabul etmek zorunda kaldım."
"Ve tüm bunları tek başına mı kaldırdın? Neden anlatmadın bize?" diye sordu Felix, hafif kırgın çıkan sesiyle. Hyunjin'in bunu saklamış olması üzmüştü onu, arkadaşı değil miydi? Neden anlatmamıştı?
Felix'e doğru baktı Hyunjin, kaşları çatılmıştı Felix'in. Derin bir nefes aldı ve omuzlarını düşürdü.
"Sizin yapabileceğiniz bir şey yoktu, üstelik yerinizde durmayacağınızı biliyordum. Bu yüzden söylemedim."
Bir 'hah' sesi çıkardı Felix, ellerini beline koyup etrafına baktı sabırsızca. Sinirli görünüyordu, ayağıyla ritim tutuyordu yere vurarak.
Seungmin ve Jisung ise sessizce izliyordu ikiliyi, ikisi de içten içe bir şeylerin ters gittiğini düşünüyordu. Bir şey olmuştu Felix ve Hyunjin arasında, yoksa normal değildi böyle oluşları.
Onlar çok iyi anlaşırlardı, neydi aralarını bu denli sarsan? Ne olmuştu?
"Biraz sakin ol, Lix. Fazla önemli bir konu değildi, size de yük olmasın dedim." dedi Hyunjin, sakin kalmaya çalışarak. Ancak Felix'in bu sinirli hâli ona da hiç de yardımcı olmuyordu, sabrını zorluyor gibiydi sanki.
Hyunjin sakin kalmaya çalışırken, histerik bir gülüş attı Felix. Yarım ağız sırıtarak döndü Hyunjin'e, kendinde gibi görünmüyordu. Değildi de..
"Ah, tabii ya! Yük olmasın, değil mi? Her şeyi saklarsın çünkü sen, kimseye bir şey söylemezsin. Hiçbir şeyi söylemezsin, birini sevsen bile! O hâlde neden o gün de susmadın? Neden o zaman da saklamaya devam etmedin?!"
Seungmin ve Jisung şok olmuş gözlerle iki arkadaşa bakarken, şaşkınlık içinde kalktılar ve Seungmin Felix'i tutarken, Jisung da Hyunjin'in yanına geçti. İşler fena hâlde kızışıyordu, kavga çıkması an meselesiydi.
Hyunjin bedenini saran öfkeyi ve şaşkınlığı hissetti içinde, inanamıyordu Felix'in bu söylediklerine. Oturduğu yerden ayağa kalktı sakince, Felix'in önünde durdu çatılmış olan kaşlarıyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Land Of Blood | Hwang Hyunjin
Fanfic"Sence görür müyüz yeniden ışığı? Çıkabilir miyiz bu karanlıktan?" "Işık sönecek olsa bile, onu beraber yeniden yakacağız. Karanlığı tahtından indireceğiz, sana söz veriyorum." |Hyunjin Fanfic.| |bxg| #2 bxg / 24.11.2022 #1 bxg / 30.11.2022 #2 kpop...