Oğuz tabiki...
Oguz buradaydı mutfaktaydi sanırım kahve yapıyordu oguza bakıyorken mert lafa girdi "içeri gecicek misin?"Dedi bende merte bakarak "evet geciyorum" dedim.
Ayakabilarimi çıkarıp salona geçtim mertde gelip yanıma oturdu. "Oğuz bi gel!" Dedi ben o anki heyecanla ne yapacağımi bilmediğim için ellim ayağıma dolaştı Oğuz geldi yüzüne bakmadım Oğuz karşımdaki koltukta mert yanımda oturuyordu ben sadece yeri izliyordum uzun bir sessizlik oldu ardından mert lafa girdi
"bir soru soracağım, ayrıldınız mı?" Dedi mertin az da olsa ne yapmak istediğini tahmin edebiliyordum Oğuz tam birsey dicekken halinin desenini izlerken ben kimsenin konuşmasına izin vermeden lafa daldım "aramiza büyük bir güven sorunu oluştu."
Diyip ayağa kalktım mert kolumdan tutup "otur şuraya aranızı yapicam bu böyle olmicak!" Mert gerçekten dediğini yapan bir çocuktu.
Mertin zorluyla koltuğa oturdum. Uzun bir sessizlik oldu mert lafa girdi "şimdi Oğuz sen selinden özür diliyorsun ve herseyi anlatıyorsun, selin aslında oguzun öldürdüğü kızın benle sorunu vardı yani ikimiz öldürdük ama oguzun tek amacı beni korumaktı ona kızamamalisin bence...ben sizi yanliz bırakayım, içeriye geçiyorum el elle yanıma gelceksınız yarım saat süreniz var!"Oğuz kalkti yanıma geldi "selin..." dedi ve oguza baktım "Oğuz yapma, nasıl tekrar güvenicem sana..." dedim ve gözümden akan yaşı hissedebiliyorum Oğuz elini yanağıma götürüp baş parmağı ile sildi ve "özür dilerim sana bunu anlatmadigim için çok ama çok özür dilerim nolur affet beni deliler gibi pişmanım." Dedi.
Gözlerde yalan söylermiş arkadaşlar :)
"Peki. Bende ne kadar saklamayı düşünüyordun! Benim ne hissettiğimi anlayabilir misin? Hiç sanmıyorum." Dedim ve hızla odadan çıktım
Mert beni gördüğünde derin nefes verdi.
"Ben size ne dedi-" demeden lafını kestim
"Olmayacak şeyler için boşuna nefesini yorma mert! Olmadı işte zorlama"
Diyip evden çıktım
Gerçekten zor, hayat çok zordu artık dayanacak ne gücüm kaldı ne halim ilk işim burdan uzaklaşmak olacaktı yarin ilk uçakla bu şehirden hatta bu ülkeden uzaklaşacaktim öylede yapicam gerçekten kafamı toplamam gerekiyor...
Gece 03.30 ucagim kalkacaktı. Saatte gece yarısıydı hemen valizimi toparladım ingiltereye gidecektim neden orası bilmiyorum ama karşıma çıkan ilk bilet oydu ve aldim.
Suan ucagimin kalkmasına tam anlamıyla yarım saat vardı hemen evden çıktım hava alani yakın olduğu için hızlıca gittim ve yolda bu yaptığımın doğruluğunu sorguluyordum.
Hava alanindayim suan uçağa doğru gidiyorum. Saatte baktigimda gecikmek üzereydim daha hızlı adımlarla gitmeye başladım hızlıca gittigim için birine çarptım "cok özür dilerim acelem vardı kusura bakmayin" dedim ve adamın yüzüne bakmadan "önemli deil küçük hanım :)" Dedi ve olamaz bu Oğuz hemen başımı kaldırdım ve oguz konuşmaya başladı "nereye gidiyoruz bakalim" dedi nasıl buldu beni kimse bilmiyordu gidiceğimi.
"Sen benim gideceğimi nerden öğrendin" dedim ve ayaga kalktım "kokunu takip ettim, oyle buldum seni bensiz biryere gidemezsin o yüzden beraber gidiyoruz hadi uçak kalkicak" bisi dememe izin vermeden valizimi alıp ellimi tuttu ve uçağın oraya geldik.
Suan ucaktaydik ve hiçbir şekilde konuşmadık yani o benimle konuşmaya çalıştı ama ben cevap vermedim ona hâlâ kızgınım ama sanırım bu kısa sürecek çünkü onu özlemiştim..
Aradan bi 2 saat geçti ve Oğuz konuşmaya başladı "mert gonderdi beni senin gideceğini öğrenmiş bende duyduğum an direk senin yanına geldim, mert zaten bana bi koltuk almıştı o yüzden yanina oturabiliyordum" bu adam normalde iyi biri gibi ama iste bana yalan söylemesi beni sinirlendirdi ama onu affedicem sanırım beynim ne kadar izin vermesede kalbim onu özledi.
Elimi tutuyordu bende onun elini sıkıca tutup omzuna yattım "bana birdaha yalan söyleme tamam mi" Diyip gözlerimi kapattım oguzun bana baktığını hissedebiliyordum "söz veriyorum sana asla yalan soylemiyecem" Dedi ve anlimdan öptü.
Yüzümde birden ufak bir tebessüm oluştu. Ama Oğuz görmemişti galiba birsey demedi. Uyumuştum oguzun beni uyandırmaya çalışırken uyandım "selin hadi kalk geldik, uyansana kizim" "tamam tamam kalktım" ve uzerimi basimi toparlayıp ayaga kalktım.
Suan yürüyorduk ingilteyere geldik ama ne yapacağımızı bilmiyorduk Oğuz birden bi otele yöneldi "oguz nereye?" "Otele güzelim hadi gel" vay anasını otele gelmisiz "oha Oğuz ciddimisin otele mi geldik vay anasını ya, te allahim" oguzun büyük ısrarı üzerine otele gectik.
Oğuz resepsiyondan anahtar alıp yukari çıktı bende peşinden gidiyordum "Oğuz?" Dedim saskinca "he" dedi öküz ya insan efendim der "nereye gidiyoruz?" Dedim ve oguz birden durup bana baktı bende yere bakarak yürüdüğüm için durduğunu gormedim ve bi anda çarpıştık "ahiretlik sorularını biraz ertelemek zorundasın canim" iyi Diyip önüne geçtim trip attığımı anliyacakki "ya tamam, mert bizim için oda tutmuş iki hafta kalicaz ama" birden oguza dönüp "iyi kafamı dinlerim" Diyip odaya geçtik.
Yerleştikten sonra oguz beni çağırdı "selin gelsene bi"
________________________________________
Uzun suredir bu hikayeyi kurguluyamadim kusura bakmayın vakit buldukça yazmaya çalışacağım, kendinize çok ama çok iyi bakın, görüşmek üzere 💝