Arkadaşlar öncelikle bir şey demek istiyorum bir önceki bölümde yanlışlıkla
Hyunjin'in ismi geçti ilk başta orası jeongin olacaktı yanlış yazmışım kusura bakmayın
_____________Gene herşey karışmıştı ikili'nin ölümünden sonra hiç bir şey iyi gitmemişti ki bu saatten sonra iyi gitsin. jisung'un durumu zaten ortadaydı, changbin artık neredeyse hiç üyeleri gömez, spor salonundan çıkmaz hale gelmişti diğerleri kendileri arasında yaşananları atlatmaya Changbin'i tekrar aralarına almak için çabalıyordu. Jisung o gün ne gördüde korkup yukarı kaçtı bilmiyorlardı ama bir iki tahminleri vardı.
"Bence ilaçlarını almadığı için hayal falan gördü"
"Olabilir"
"Minho hyung sen bir konuşmaya çalışsan"
"Evet Minho bi denesen"
"Bu böyle olmaz çocuklar hep Birlik olmamız gerek önce changbin'i ikna etmeliyiz"
"Bu neredeyse imkansız gibi bir şey hyung"
"İlk idol hayalleri kurduğunuzda'da imkansız geliyordu değilmi? Ama bakın şimdi hepimiz dünyanin en çok aranan idol listesindeyiz"
"Hyung haklı nerden başlıyoruz"
"Changbin'den"
~jisung'dan~
Her şey üstüne üstüne geliyordu sanki kaçmak, daha çok nefes almak istesede hayat tamamen tersini yaşatıyordu küçük çocuğa en iyi en çok sevdiği iki parçası gitmişti, ölmüşlerdi bir daha asla gelmeyecek, yüzlerini göremeyecek, seslerini duyup, sarılamayacaktı ikiliye.
Bu gerçekler aklından çıkmıyor zaten karma karışık olan aklını dahada karıştırıyordu
Onu görmüştü, onu aşağıda görmüştü emindi yüzünü gördü, sesini duydu uzun zaman sonra. Tam bunları düşünürken gerçekler dank etti kafasına
Uzun zamandır ilaç içmeyi reddediyor, almamak için elinden geleni yapıyordu doğal olarak piskolojikisi daha çok çöküyor daha çok giriyordu içinde olduğu bataklıga
Düşündü kendi kendine belkide ilaçlarını almadığı için hayal veya halisünasyon görmüştü.
Olabilirdi nede olsa ikilinin ölümünü kendi gözleri ile görmüştü. İkisinin cansız bendeni yüksekten tam önüne düşmüştü yaşayamazlardı hem yaşasalardı diğerleri ona söylerdi zaten. Ama bıkmıştı bu sahteliklerden, hayattan, acılardan, ilaçlardan, bu odadan, eskisi gibi minho'ya sarılıp kokusunu içine çekememekten. Gerçekten çok bıkmıştı bunlardan.
Ateş bastığını hisseti ağlamaktan başı çok ağırmıştı. Gene her zamanki köşesine geçti, yere çöktü ve dizlerini kendine çekerek hıçkıra hıçkıra ağladı. Daha önce hiç ağlamadığı gibi ağladı ama bu sefer ne ikili için agladı nede kafasındaki susmayan seslerin susması için ağladı. Bu sefer sadece minho'su için ağladı.
Ona karçı hep birşeyler hissetmişti ama onu kaybetme korkusu olduğu için asla açılamamıştı en son minho'nun 'senden hoşlanıyorum jisung benimle çıkarmısın?' demesi ile çıkmaya başlamışlardı.
Çıldırtıyodu onu kafasındaki düşünceler. Resmen hergün elini tuttuğu, saçlarını okşadığı sevgilisini göremiyorum neredeyse, görse bile yanına gitmeye korkuyordu bağımlı olduğu kokusunu alamıyordu artık sanki o olmasa ölecekmiş gibi hissediyordu. Onsuz haşadığı hayattan zevk alamıyordu yürüyen bir ölüden farksızdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİLENT CRY
Fanfiction"ben sadece seni istemiştim bencillik mi ettim? " Angst Hyunlix İntahar, kendine zarar verme vb. İçerikler içerir lütfen ona göre okuyun Felix kendi duyguları ile olan bir savaşa girmişti ne yaparsa yapsın veya o ona ne yaparsa yapsın vazgeçemiyordu...