9. BÖLÜM

15 5 1
                                    

"Herkes buradaysa ilk toplantımızı başlatıyorum" diyerek sırıttı Gökhan.

"Sıfır ciddiyet, gerçekten bravo." diyerek güldü Tuğçe. Hepimiz kıkırdamaya başladık, takımım eğlenceliydi.

-Tabi canım, iki güldünüz diye hemen eğlenceli oluyor.

-İç ses, çok biliyorsun sen ya.

Yine iç sesimle tartışacaktım, bazen deli olduğumu düşünüyorum da neyse.

"10 dakika içinde aşağıda olmamız gerekiyor, bu yüzden direkt konuya girelim." dedi Merih.

"Bence de, ilk oyun sizce nasıl bir şey olacak?" diye konuştum.

"Oyunu gördüğümüzde oyun hakkında konuşuruz. Şu an düşünmemiz gereken şey bu değil." dedi Gamze bana dönerek.

"Peki düşünmemiz gereken şey ne öyleyse?" diyerek biraz sert bir tonda Gamze'ye yanıt verdim.

"Sakin ol Begüm, kötü bir şey demedi. Bu kadar alınganlık yaparsak takım çok karışır, gerek yok." dedi Merih bana dönerek. Alınganlık mı yapmıştım ben şimdi? Hiç de bile, bana karşı Gamze'yi savunmuştu. Kendi bilir.

-Kızım, yine kendi kendine tribe giriyorsun.

- Sussan ölürsün iç ses.

"Tamam, uzatmayalım ve birbirimize destek olmaya bakalım karşı olmaya değil." dedi Selen, iğneleyici bir tonda söylemişti bunları.

"Hey ahali, kendinize gelin gencolar." diyerek araya girdi Gökhan.

Odaya bir anda derin bir sessizlik çöktü. Hepimiz gerilmiştik. Merih neden bana böyle söylemişti? Anlaşılan Gamze yine birilerini etkilemeyi başarmıştı.

"Takımlar büyük salona inin lütfen" anons odanın köşesindeki duvara asılı hoparlörden yapılmıştı.

"Bakın işte, ilk toplantı vasat." dedi bir sinirle Tuğçe.

"Yeter, hadi kalkın aşağıya inmemiz gerekiyor, daha sonra konuşacağız." diyerek ayağa kalktı Kaan. Onunla birlikte herkes ayaklandı, bense oturduğum yerde hareketsizce onları izliyordum, benim yüzümden herkes gerilmişti, fazla tepki vermiştim sanırım.

"Senin amacın ne? Ölü taklidi falan mı yapmaya çalışıyorsun?" kafamı kaldırdığımda Kaan'la göz göze geldik.

"Kalk hadi." diyerek kapıyı işaret etti, herkes durmuş bize bakıyordu. Ayağa kalktım ve hepsinin yanından hızla geçip kolidora çıktım ve merdivenlere doğru ilerledim.

"Begüm, şu saçmalığa bir son ver. Böyle trip mi atacaksın hepimize?" Merih'in sesini duymamla birlikte durdum. Arkama döndüğümde hepsi bana farklı bakıyordu. Öfke, acıma, serzeniş, bütün bu duygular karışık bana bakıyorlardı. Sanki, 'yapma Begüm, hepimizi birbirimize düşürme, kendine gel.' diyorlardı.

"Bu yaptığımı trip olarak algılamak senin tercihin, biraz düşünsen anlarsın. Kendime öfkeliyim ben, size değil. Benim suçumdu. Oldu mu? Rahatladın mı? Ben aptal, sorun çıkaranın tekiyim, huzurunuzu ben kaçırdım. Bunları mı duymak istiyorsunuz? Duydunuz işte." farkında olmadan gözlerim dolmuştu, Merih bana doğru geldi.

"Böyle düşünmene sebep olduğum için özür dilerim" diyerek bana doğru eğildi.

"Üzgünüm" diyerek yumuşak bir ses tonuyla konuştu.

"Karşı taraf arasında çatırdamalar mı başlamış ne?" Tuna'nın sesini duymamla birlikte Merih'in mavi gözlerinden bakışlarımı kaçırıp sesin geldiği yöne döndüm.

BİLMECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin