13. BÖLÜM

4 1 0
                                    

     Sabah olmuştu, saate baktığımda sabahın 7'si olduğunu gördüm. Uyanmıştım ve  tekrar uyuyamıyordum. Mutfağa inip sıcak bir kahve içmeye karar verdim. Mutfağa vardığımda Kaan'ı ayakta durmuş dışarıyı izlerken gördüm. Mutfağa girsem mi bilemedim, dün geceden sonra ne yapacağımı bilmiyordum. Daha fazla burada dikilmeyi bırakıp mutfağa girdim. Dolabı açıp kahveyi aldım ve kahve makinesini çalıştırıp kahvemin olmasını tezgahın başında bekliyordum, daha sonra Kaan'a bakmak için arkamı döndüm.

      Döndüğüm gibi Kaan'ın bal rengi gözleriyle buluştu gözlerim. Aramızda çok az bir mesafe vardı ve onu bir anda bu kadar yakınımda görünce geriye doğru giderek tezgaha yaslanmıştım. Arkamda ne arıyordu? Çok heyecanlanmıştım, hala birbirimize bakıyorduk. Pişman gibi bakıyordu, belki de bakmıyordu da ben öyle olmasını istiyordum. Kalbim heyecandan fırlayacaktı. Kaan bir anda bir elini tezgaha yaslayınca tezgahla Kaan arasında kaldım. Bu anın bitmesini hiç istemesem de utandığım için gözlerimi kaçırmıştım. 

"Gerçekten pişmanım, hatamı anladım, canım yanıyor. Yapma böyle. Lütfen Begüm." diyerek geri çekildi Kaan. Yine aynı hatayı yapacaktım, benden bunu istiyordu, onu affetmemi...

"Neden, neden yaptın Kaan? Bile isteye canımı neden acıttın?" dedim titreyen sesimle.

"Ben sinirliydim, öfkeliydim o an. Kalbini kırmayı istememiştim, Özür dilerim." dedi ve başını önüne eğdi.

"Ama eğer affetmezsen, yine benden nefret etmeye devam etmek istersen seni anla..."

"Affettim." dedim, sözünü keserek. Yumuşak bir ses tonuyla söylemiştim bunu. Bunu söyledikten hemen sonra kafasını kaldırıp bana öyle bir baktı ki, o an içimde bir şeylerin koptuğunu anladım. Gözlerinin içi gülüyordu resmen. Gerçekten affetmem onu bu kadar sevindirmiş miydi?

"Bitti yani, artık düşman gibi bakmayacaksın bana, teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim Begüm." diyerek neşeyle konuştu Kaan.

"Yeni bir sayfa açalım demiştin, tamam açalım, arkadaş kalalım, aynı takımdayız sonuçta. Pişman olmuşsun belli, bende artık ne yapmam gerektiğini biliyorum, açtığın yarayı unutmak zor olsa da umurumda değil artık." diyerek cevap verdim.

"Eskiyi unutalım mı, hiç bir şey olmamış gibi, lütfen. Hatamı anladım,  yeniden başlayalım." dedikten sonra

"Arkadaş olarak." dedi sessiz bir şekilde, sanki içine konuşur gibiydi, bende yorulmuştum, Kaan bana acı bir ders vermişti, unutmam mümkün değildi.

"Eskiyi unutamam ama en azından senln pişman olduğuna inandım, düşman gibi davranmayacağım sana için rahat olsun." diyerek güldüm.

"O halde Bir kahve alabilirim değil mi?" dedi ve kahve makinesine yöneldi.

-Bu niye aptal aptal sırıtıyor?

-Bende anlamadım iç ses, cidden sırıtıyor.

Kaan gerçekten sırıtarak kendine kahve hazırlıyordu, bu sırıtışın kaynağı benim onu affetmemse eğer, zalimin oğlu bilseydim daha erken benimle konuşmana izin verirdim,  bari bu sırıtışını daha erken görürdüm.

-Bu gülüşün kaynağının senden geçtiğini bilmek keyif veriyor ha Begüm az değilsin sende.

-Eh tabi yani affettiğim içinse eğer akşama kadar sırıtsın böyle.

Kaan kahvesini eline aldıktan sonra eliyle bahçeyi göstererek,

"Ne dersin biraz sohbet edelim mi?" dedi aynı sırıtışla. Edebilirdik aslında yani sabahın köründe başka kimse uyanık olmadığı için Kaan'la sohbet etmek de işime geleceği için kabul ettim ve bahçeye giderek, bahçede ki çardağa karşılıklı oturduk.

"Eskilerden hiç bahsetmeyelim olur mu?" dedi bana bakarak.

"İyi, hadi şimdilik bahsetmeyelim." dedim bende, iki elimi kolumda birleştirerek onu izledim. Güldü ve kahvesinden bir yudum aldıktan hemen sonra gözlerimin içine bakarak,

"Takımda en çok Merih'le anlaşıyorsun." dedi. Öf bu nerden çıktı şimdi yani amacın ne Kaan bey, ağzımdan laf mı alacaksın şimdi sen. Tek kaşıma kaldırarak cevap verdim,

"Buna mı dikkat ettin?"

"Hayır, yani şey evet, hayır olan evet ama." kekeleyerek konuşunca sesli bir şekilde kahkaha attım.

"İçten gülüşün, güzel hissettiriyor." dedi naif bir sesle.

-Bu çocuk kalbine indiricek ha, ne yapıyor şimdi?

-Ah iç ses Bi bilsem.

E tabi elim ayağıma dolandı, nasıl bir canlıyım ki ben, en ufak hareketinde bile heyecanlanabiliyorum, tutarsızlık da Bir numarayım, sözde bu çocuktan hoşlanmayı bırakmıştım.

"Ne demem gerekiyor?  Teşekkür ederim O zaman." dedim kendimden emin bir şekilde, yok yok bu çocukla yalnız kalmak bana iyi gelmiyor, tekrar aşık edecek ya beni kendine.

"Hımm, Rica ederim o zaman bende." dedi ve ikimizde sessizce güldük. Sonra ben ayaklandı ve Kaana dönerek,

"Neyse, sana iyi oturmalar, yukarı çıkıp biraz kitap okusam fena olmaz." dedim ve arkamı dönerek içeriye doğru ilerledim. Arkamdan bağırarak,

"Görüşürüz." dedi Kaan. İçeriye girdim ve odama çıktım, Selen hala mışıl mışıl uyuyordu, kendimi yatağa attım ve düşündüm. Doğru mu yapmıştım acaba? Doğru yapmıştım bence, düşman kalamazdık ömür boyu, eskiyi unutmayacağımı söylemiştim zaten. Bundan sonr önemli olan bu oyunu kazanmamdı, sırada ki oyunu çok merak ediyordum.



Bölüm bitttiii, Yani genel olarak yine beğendim, umarım siz de beğenmişsinizdir. <3




Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 30, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BİLMECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin