-DİLDÂDE-

18 7 25
                                        

multimedya ki şarkıyı dinleyerek okuyabilirsiniz. Sezen Aksu'nun şarkılarına sık sık yer vereceğim kitabımda.

Keyifli okumalar 🖤

...

ZAHİR'DEN🌙

Mahinur odadan çıktıktan sonra masaya attığım paketten bir dal alıp cebimden de çakmağı çıkardım ve yaktım. Ona bunu anlatıp anlatmamak arasında çok kalsam da eninde sonunda öğreneceği bir gerçekti. Bu hikayenin sonunda biri ölecekse bu ne Mahinur ne de ben olacaktık. Bunu yapanı biliyorduk, sadece elimizde kanıt lazımdı ki onu demir parmaklıklar ardında tutabileyim.

Sigaradan bir nefes çekip onu düşünmemeye çalıştım.
Yirmi yaşıma geldiğimde babam olayları tüm detaylarıyla anlatmıştı, ben her ne kadar bir şeyler bilsem ve onlara şahit olsam da bilmediğim tonla şey vardı. Öğrendiğim zaman kusmak istedim.
İlk sigaramı da o gün içtim. Mahinuru sadece küçüklükten tanıyordum. O benim hayalimde beyaz elbisesiyle etrafta gezen küçük kız çocuğuydu. Beni unuttuğu zamandan sonra onu bir daha hiç görmemiştim.

Sigaranın bittiğini fark ettiğimde onu demirliklere bastırıp bir yenisini dudaklarım arasına koymuştum ki kapı aceleyle açıldı.

"Zahir! Mahinur yok!" Sigara dudaklarım arasında kalırken Kağan'a döndüm.

"Ne demek yok?" Sigarayı elimle alıp parmaklarım arasında döndürdüm.

"Adamlardan birisi o evden çıktıktan sonra takip etmiş ama ormanda kaybetmiş izini" sigarayı elimle kırdıktan sonra yere attım. Onun için yakmadığım sigaranın bir anlamı yoktu.

Odadan hızla çıkıp aşağı indim ve herkesin ayakta olduğunu gördüm.

"Beni niye bekliyorsunuz? Baktınız haber geldi siktirip gitsenize!"

Ben evden çıkınca hepsi benimle birliktelik çıktı dışarı. Havada zemheri soğuğu vardı. Gökyüzü kararmaya yüz tutmuşken bizim tayfa hariç hiç kimseyi yanıma almadım.

Ormana dağıldığımız zaman üzerimdeki ceketin ağır geldiğini hissedip çıkardım.
Gitmişti. Yine gitmişti. Ve ben arkasında onu aramakla mükelleftim. İstediği zaman gidebilirdi elbet, taki ben onu bulana dek.
Benden bir adım uzağa gitmesine dahi tahammülüm yoktu artık.

Telefonum çalınca direkt açtım.

"Ne var?"

"Onu bulamıyoruz. Ne yapacağız"

Sinirle bir nefes aldım ve bir elimle saçlarımı karıştırıp çekiştirdim.

"Kapat, ben bulurum onu"

Telefonu kapatıp cebime sıkıştırdım.ve aceleyle koşmaya başladım.

"Mahinur!" Koca ormanda sesim yankılanırken bir kaç kez daha bağırdım ve ağaçların çoğaldığı yerlere doğru koştum. Oralarda hep uçurum olurdu.

Kafamda binlerce ihtimal sıralanmış kalbime saplanmak için beklerken yüreğimden kopup giden ismini haykırdım.

Ama yoktu, sesi yoktu. Uçurumun oraya yaklaşırken orada bir silüet gördüm. Saçları etrafa saçılırken ellerini onların içinden geçirdi ve durdu.

Hiç beklemeden oraya doğru koşmaya başladım ve onu kendini ileri atacağı an belinden tutup kendime çektim. Sert bir şekilde yere düşerken zarar gelmesin diye üzerime çektim onu.

Saçlarım toprakla buluşurken bir şimşek çaktı ve ardından yağmur üzerimize yağmaya başladı.

MAHİNUR'DAN🌙

-AZLEM- Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin