A little love is better than none

78 12 49
                                    

"Tek yapman gereken o iki odunu birbirine sürtmek, bu kadar zor değil gerçekten," diye söylendi Louis. İnsanın tek yapması gereken ona bakmayı kesip odunlara konsantre olmaktı.

"Sen böyleyken gözlerini benden ayıramıyorsun 20.000 yıl önce beni görsen ne yapardın acaba?" Yanlış anlaşılmasın Louis güzelliğinin farkındaydı. Ama ateş yakmak da bu kadar zor değildi ki!

İnsan, bir kez daha iki odunu sürttü. Çok isteksiz gözüküyordu. Ateşin ne olduğunu da yanındaki varlığın ne olduğunu da kavrayamamıştı.

"Ne beceriksizsin!" diye bağırdı Louis odunları adamın elinden alırken. "Böyle yapacaksın işte!" dedi odundan duman yükselmeye başlarken. İnsanın hayret dolu bakışları onu sinir etmişti. Sanki sen buldun ateşi, demek istiyordu Louis. Ancak çok geçmeden insanlığa karşı bütün umudunu kaybetmesine sebep olan bir şey oldu: Adam parmağını ateşe daldırıp sonra çığlık atmaya başladı.

Cidden mi? Louis derin bir nefes aldı. İnsanları öldüremez miydi?

"Yok sana ateş falan!" dedi Louis ayağa kalkarak. "Bu ateşe çığlık atıyor bir de! Cehennemde atacağın çığlıkları duymak için sabırsızlanıyorum." Louis o kadar da vicdansız biri değildi ama emekleri boşa gidiyordu burada. İnsanlara laf anlatmak çok zordu. Dünyadaki kısıtlı vaktini kulağı ve beyni arasında bağlantı bulunmayan canlılara bir şeyler öğretmeye uğraşmakla harcıyordu.

Aslında Louis buralara alışmıştı. Cehennemle kıyaslanınca oldukça hoş bir yerdi. Hem buradayken Harry'i daha sık görebiliyordu ama bu görüşmelerin hepsinde Harry'nin işi başından aşkın oluyordu. Louis, Harry'nin kendini bu kadar yormasından nefret ediyordu. Louis'nin işi kolaydı. İnsanlar hata yapmaya hazırdı, kulaklarına birkaç fikir fısıldamak yetiyordu. Ama bu Harry'nin işini zorlaştırıyordu.

Louis sıkıntıdan patlamak üzereyken ileride oluşan kalabalığı fark etti. Tanrı'nın bir şeyler yapmayı planladığını duymuştu. Ne olacağını bilmiyordu. Bildiği tek bir şey vardı: Bu kalabalık Tanrı'nın planıyla ilgiliyse Harry'de kalabalığın içinde olmalıydı.

İnsanları iterek (buna pek de gerek kalmamıştı, Louis'yi gören korkuyla geri çekiliyordu) Harry'i aramaya başladı. Çağa uygun giyinmediğinin bunun da insanları korkuttuğunun farkındaydı ama bunu umursadığı söylenemezdi. İnsanları korkutmak oldukça eğlenceliydi. Hem böylece Harry'nin ilgisini çekiyordu. Harry asla itiraf etmeyecek olsa da gözlerini Louis'den alamıyordu.

"Louis?"

Louis sevinçle sesin geldiği yöne baktı. Son görüşmelerinden bu yana çok güzelleşmişti Harry. Dalgalı saçlarını uzatmış, aralarına çiçekler serpmişti. Giydiği uzun, beyaz elbisenin içinde göz alıcıydı.

"Çok güzelleşmişsin,"  dedi Louis, Harry'nin hafifçe kızarmasına sebep olarak.

"Sen de çok... çekicisin."

"Her şey senin için güzel melek." dedi Louis, Harry'i kalabalıktan kurtarmak için çekiştirerek. "Bura neden bu kadar kalabalık?"

"Ah çok korkunç bir şey olacak Louis," diye cevapladı Harry hüzünle. Ağlamak üzereymiş gibi görünüyordu.

"Kıyamet mi geldi? Ne çabuk!" Louis burada iyiydi, cehennemi özlememişti. Kıyamet biraz daha ertelenemez miydi?

"Hayır hayır. Ama bir felaket yolda. Büyük bir tufan kopacak. Çok insan ölecek. Noah'a inanlar ise şuradaki gemiye binip kurtulacak."

Louis, Harry'nin gösterdiği yere baktı. İleride devasa bir gemi vardı. Gemiye her hayvandan iki tane bindiriliyordu.

"Neden tufan kopacak?"

"İnsanlar Noah'a karşı çıktı. Ona karşı çıkanlar cezalandırılacak."

"Oh!" dedi Louis. İnsanları Noah'a karşı kışkırtan oydu. "Herkes mi?"

Harry ağlamamak için bakışlarını gökyüzüne kaldırdı.

"Çok fazla insan," diye fısıldadı.

Louis tekrar gemiye baktı. Demek insanlığın yeni evi bu gemi olacaktı. Gemiye neden her hayvandan iki tane alındığını anlamamıştı.

"Ah bak bir unicorn gemiden kaçtı." dedi Louis. "Neyse ki diğeri hâlâ gemide."

"En azından ellerinde bir tane var," Harry parıldayan gözlerini kaçmakta olan unicorna dikmişti. Şimdi ne olacaktı bu hayvana?

"Noah insanlardan ne istemişti de insanlar ondan böylesine nefret etti?"

"Birbirlerine iyi davranmalarını söylemişti."

"Oh, şimdi anladım."

Louis bir şeytan olarak başarılı olmuştu. Bu onun zaferiydi ancak içinde bir burukluk vardı. Harry'i üzgün görmek istemiyordu. Onu mutlu etmek için şeytanlıktan vazgeçebilirdi. Bunu yaparsa yok edilirdi ama onun için önemli olan Harry'nin mutluluğuydu.

"Görüşmeyeli neler yaptın?" diye sordu Louis.

"İnsanları ikna etmeye uğraşıyorum."

"Çok yoruyorsun kendini." dedi Louis. "Seni özlüyorum." Dünya'da daha çok vakit geçireceklerini sanmıştı ama Harry, ona vakit ayırmıyordu.

"Burdayım işte Louis."

Louis de bir zamanlar melekti, Harry'nin içinden geçenleri tahmin edebiliyordu. Harry hata yapmaktan kaçınmak için Louis'den uzak duruyordu. Louis, Harry'i anlıyordu ama melek onu anlayamıyordu. Ve bu Louis'yi kırıyordu. Elbette Harry'i zorlayacak değildi ama o hatalar yapmak istiyordu. Bu güzel melekle olmak, onun tarafından sevilmek istiyordu. Bu mümkün değildi, biliyordu. Bir melek ve bir şeytan birlikte olamayacağını, bu hikayenin sonunun mutlu bitmesi mümkün bile olmadığını biliyordu. Ama Harry'e aşık olmaktan kendini alamıyordu.

Tarihte bunun örnekleri vardı. Şeytanlarla yakalanan melekler ya yok edilmiş ya da cennetten kovulmuştu. Şeytanların ise hiç şansı yoktu. Bir melekle yakalandıkları an yok olurlardı. Melwklerle yakalanan şeytanların cezaları kutsal suya batırılmak oluyordu ve Louis'nin kutsal suda erimek gibi bir isteği yoktu.

"Haklısın özür dilerim," diye mırıldandı Louis, Harry'e bir cevap vermesi gerktiğini fark ettiğinde. Harry bir melekti. Cehennem şartlarına dayanamayacak bir melek. Onu hataya teşvik etmemeliydi.

"Özür dileme, Louis. Sadece işimi yapmaya çalışıyorum."

"Sadece benden uzaklaşmaya çalışıyorsun," dedi Louis dilini tutamayarak. Dilini tutmayı hiçbir zaman öğrenememişti.

"Bu da işimin bir parçası." Harry de böyle olsun istemiyordu ama elinden bir şey gelmiyordu. "Üzülme lütfen, Louis. Hadi gel birlikte dolaşalım. Bir deniz kenarına gidelim. İster misin?"

Louis'nin istekleri bundan çok daha fazlasıydı. Ama istediği şeyi elde edemeyeceğini biliyordu. Louis imkansıza, bir meleğe, aşık olmuştu ve şimdi Harry'nin ona verdiği ilgi ve sevgiyle yetinmek zorundaydı.

İyi ki doğdun Louis!💙

You're My ReligionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin