Saat 13.30'du. Benim bu saate kadar yaptığım tek şey boş boş oturmaktı. Yayıldığım koltuktan oflayarak ayaklandım. Canım çok sıkılıyordu. Dersim de yoktu bugün.
Ve aklıma gelen şeyle sırıtmaya başladım. Hemen koltuğun üzerindeki telefonumu alıp Senar'a mesaj yazmaya başladım. İyi ki o gün beni aramıştı. Can'dan arayıp isteseydim numarayı bin tane soru sorucaktı.
O gün Can'ın evinde mutfağı toplarken bana bir söz vermişti. Tatlı yapıcaktı. Ve bu tatlıyı piknik yaparken yiyebilirdik.
Siz: Selamm.
Senar: Selam, nasılsınn?
Siz: İyiyim. Bana vermiş olduğun sözü bir hatırlatıyım dedim.
Senar: Hiç unutur muyum. Aklımda.
Siz: Diyorum ki tatlıyı bugün yapsan ve piknik yaparak dışarda yesek?
Senar: Aslında olabilir. Can abi de evde yok sıkılıyordum.
Siz: O zaman bir buçuk saat sonra sizin evin oradaki büyük parkta buluşalım.
Senar: Olurr.
Siz: Çıktığın zaman bana yaz.
Senar: Tamamdır. Görüşürüzz.
Siz: Görüşürüzz.
Aldığım olumlu cevap ile hala sırıtmaya devam ediyordum. Tabii ki ben de elim boş gitmeyecektim. Parka giderken yol üstü markete uğrayıp bir şeyler alacaktım.
Fazla oyalanmadan hemen banyoya girip hızlı bir duş aldım. Dışarıdayken rahat hareket edebilmek için siyah bir tişört ve siyah bir pantolon giydim. 25 dakika çoktan geçmişti bile. Diş firçama biraz macun koyup dişlerimi fırçalamaya başladım. Fırçalama işi bittikten sonra aynanın önünde duran losyonu alıp elime döktüm. Ve yüzüme yaymaya başladım. Saçlarımı şekillendirdikten sonra, parfümden birkaç fis sıktıktan sonra hazırdım.
Arabayla gitmek istemiyordum. O yüzden sadece cüzdanımı ve telefonmu cebime koyduktan sonra evden çıktım. Telefonumdan saate baktığım zaman daha 45 dakika yakın zaman vardı. Hızlıca markete doğru adımlamaya başladım.
Beni Senar'a bu kadar çabuk bağlayan neydi bilmiyorum ama halimden hiç şikayetçi değilim.
Markete girip kapının kenarında duran sepetten alıp abur cubur reyonuna doğru ilerlemeye başladım. Elime gelen her bir şeyden alıp sepete koyuyordum. Daha sonra ilerleyip içecek bir şeyler ve pet bardak aldım.
Aldıklarımı tamamladığım da cebimdeki telefon titredi. Elime aldığım zaman Senar'ın mesaj atmış olduğunu gördüm.
Senar: Ben çıkıyorum. Evden bir sey istediğin var mı?
Siz: Sağ ol yok. Ben de marketteyim zaten.
Senar: Yaklaşık 15 dakika sonra parkta olurum.
Siz: Aynı şekilde ben de.
Yazdıktan sonra kasaya ilerledim ve aldıklarımı sepetten çıkartıp kasaya koymaya başladım. Sepeti ise kenara koydum.
Kasiyer aldıklarımı geçerken ben ise poşete dolduruyordum.
"380 lira."
Poşetleri yere bırakıp cüzdanımdan parayı çıkartıp uzattım. O kadar bir şey de almamıştım oysaki. Sadece 2 poşet. Para üstünü de aldıktan sonra marketten çıktım ve parka doğru yürümeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gümüşservi /Texting
Teen Fictionvedalarkalicidir: Durmuş bütün saatler bizim için sevgilim vedalarkalicidir: Uzaklarda kaldı mutluluk bize ruhdakibosluk: Yillar sonra bir an gelirsem aklına, ruhdakibosluk: Bir tebessüm gönder rüzgarla bana. vedalarkalicidir: Eğer bir gün seni görü...