Bölüm 1

679 27 16
                                    

Açıklamayı mutlaka okuyun lütfen

İlk bölümler genelde baş karakterin yaşamını daha iyi tanımanıza yönelik. İlk bölümlerden sonra beğeneceğinizi düşündüğüm watty aşk,tutku ve romantik kısımlarını bolca koydum. Koymaya da devam edeceğim

‼️Ayrıca ilk üç bölümde hâkim bakış açısı ile yazdım. Dördüncü bölüm ve devamında baş karakterin kendi ağzından yazmaya devam ettim. Watty kankilerimin bu detaya takılabileceğini düşündüğüm için bu da önemli bir açıklama :) ‼️

Siz okumaya başlamadan önce söylemek istediğim bir kaç şeycik daha var. Bu hikâye çoook çok uzun zamandır düşündüğüm bir kurguydu. Umarım beğenirsiniz. Yazım hataları elimden geldiğince yapmamaya çalıştım, buna rağmen karşılaşırsanız affola. Çok emek vererek yazdım. Düşünce ve duygularınızı yorum kısmında "üsluplu bir şekilde" lütfen belirtmekten geri durmayın.

Siz destek verdikçe yeni bölümleri yüklemeye devam edeceğim :)✨✨

Başladığınız tarihi ve saati yazarsanız çok mutlu olurum :) Keyifli okumalar...

Multi : Feride

   Gözlerini açtığında karşılaştığı bu tanıdık, soluk benizli tavan yine sıradan bir günün haberini verir gibiydi. Uyku mahmuru gözleri saatlerce uyumanın verdiği şişliklerle zar zor açılıyor ancak soluk benizli tavan ile bakışmasını engelleyemiyordu. Sol tarafına döndü, şiş ve çapaklı gözleri bu sefer tül perdenin aralık bıraktığı en son ne zaman sildiğini bile hatırlamadığı camdan dışarıyı buldu. Yer yer yağmur lekeleri tutmuş, yer yer camın önündeki mermerde beslediği kuşların pislettiği camından dışarıyı izleyebildiği kadar izlemeye koyuldu. Daha doğrusu bakıyor ancak göremiyordu, sokaktan geçen insanların sesini duyuyor ama dinleyemiyordu. Bunların hiçbirini; ne kir tutmuş camı, ne soluk benizli tavanı, ne de sokaktan geçenlerin sesini umursuyordu. 

   Aklında düşündüğü tek şey gece boyunca sürdüğüne yemin edebileceği ancak gerçekte en fazla sekiz saniye olabilecek rüyasıydı. Çıkamıyordu bir türlü bu rüyadan. Bu kadar gerçekçi olabilir miydi diye düşündü. Kerim'ini görmüştü rüyasında. Kucağına alıp sıkı sıkı sarılıyordu ona, kokusunu tüm hücreleri ile almak ister gibi çekiyordu içine. İnce parmakları Kerim'in yumuşacık kumral saçlarında gidip geliyordu. Kafasını boynuna gömmüş, bir yandan sıkı sıkı sarılıp, parmaklarını saçlarından geçirip, bir yandan da anın büyüsünden çıkmak istemiyor gibi gözlerini kapatmış ileri geri salınarak sarılıyordu. Hâlâ en son ki haliyle rüyasındaydı. Üç yaşındaki hâli ile. Bu kadar gerçek hissettirtmesi ona acı veriyordu.

   Saatlerce uyuduğu uykunun ve gözlerinde biriken çapakların varlığı görüş açısını zorlaştırırken yüreğinin ta en içinden gelen bir göz yaşı da yerleşti göz pınarlarına. Önce sol gözünden aktı bu yüreğinin minik sulu misafiri. Sonra sağ gözünden burun kemerini geçerek yanlamasına bir şerit çizip yastığına izini bıraktı. Sonra bir yenisi izini bıraktı, bir yenisi ve bir yenisi daha...Kalbindeki hayal kırıklığın baskıcı acısı nihayet uzunca bir uykunun bahşettiği şişmiş yüzüne yansıdı. Bu yansıma çirkin bir yüz buruşturmasından ibaret oldu. Acıyı her zerresinde hissetmeye gönüllü bir buruşukluktu. Her bir buruşukluk bir acıyı, bir hayal kırıklığını temsil ediyordu. Ona göre sekiz saat gibi gelen bu gerçekçi kucaklaşmanın, gözlerinin soluk benizli ile buluşmasının ardından sadece sekiz saniyelik bir rüya olduğunun bıraktığı hayal kırıklığını temsil ediyordu.

FERİDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin