Bölüm 4

217 20 8
                                    

Multi: Binbaşı Özgür Özçelik ( Yavuz )

Toplantı Günü:

  Aynadan yansımasını izledi. Düzleştirdiği saçlarını omuzlarından salık bırakmış, perçemlerini hafiften ikiye ayırarak gözlerinin önünün açılmasını sağlamıştı. Açık kahve takım elbisesinin ceketinin önünü açık bırakıp içine kalın askılı beyaz atlet giymişti. Pantolonun içine koyduğu atletinin önünün çok açık olmamasına dikkat etmişti. Krem küçük çantasını ve ayakkabılarını da giymiş, her zaman sıktığı çiçekli parfümü ile son dokunuşunu da yapmıştı. Hazırdı. Bugünün güzel olmasını umuyordu.

  Şirkete geldiğinde yüksek bir güvenliğinin hâkim olduğunu fark etti. Daha arabasından iner inmez siyah takım elbiseli, güneş gözlüklü, kulaklarında kulaklık takılı olan korumalar ilk dikkatini çekenler arasındaydı. Gelecek kişiler için olduğunu anladı. Şirketten içeriye girdiğinde aynı korumaların içeride de farklı noktalara konumlandıklarını gördü.
 
  İlk girdiği gün gibi X-Ray 'den geçmeyip kendisine ait olan genel müdür yardımcısı kartını okutup direkt geçti. Asansöre doğru kendinden emin bir şekilde yürüyordu.

  Bakan herkesin sahip olmak istediği özgüvene ve güzelliğe sahipti. Şirkettekilerin onun kim olduğunu öğrenmesinin ardından her gören selam verip, günaydın diyordu. Her birine güler yüz ile karşılık vermeyi ihmal etmiyordu. Yavaş yavaş eski Feride'ye döndüğünü kendi de fark ediyordu. Ve bu onun daha mutlu ve özgüvenli hissetmesini sağlıyordu.

  21.kata geldiğinde bebe mavisi gömlek ve lacivert pantolon giymiş Koray'ı gördü. Samimiyetsiz gülüşüne karşılık samimiyetsiz gülümsemişti:

"Günaydın."

"Günaydın."

Oldukça soğuk ses tonu ile söylediği sözlerinin ardından heyecanlı olduğu her halinden belli olan Hülya koşar adım yanına gelmişti:

"Günaydın Feride Hanım."

  Samimiyeti sesinden, gözlerinin ışıltısından belli olan Hülya'ya:

"Günaydın." Dedi.

  Az önceki soğuk ve cansız sesine karşılık Hülya'ya neşeli günaydın deyişi gözünden kaçmayan Koray, bir şey demeden ayrıldı yanlarından. Koray'ın gidişinden gözlerini devirerek çeken Feride, bakışlarını Hülya'ya çevirdi.

"Evet. Ne durumdayız Hülya? Hazır mı her şey?"

"Hazır Feride Hanım. On beş dakika içinde burada olurlar. Harun Bey de az önce geldi."

"Tamamdır." Siyah elbisesi içinde çok güzel görünen Hülya tam arkasını dönüp gidecekti ki:

"Hülya."  Feride'nin sesi ile tekrar ona doğru döndü:

"Teşekkür ederim." Şaşkınlığı bakışlarından ve kaşlarının aldığı şekilden belli olan Hülya:

"Ne için Feride Hanım?" diye sordu.

"Geldiğim ilk günden beri yardım ettiğin için. Bu kadar yardımcı olmak görevin değildi biliyorum. Görevinden fazlasını yaptın." Bu toplantı katılacağı ilk toplantıydı ve Hülya olmasaydı Koray yüzünden toplantı hakkında hiçbir bilgisi olmayacaktı.

  Feride Hanım'ın teşekkürüne şaşırdı Hülya. Çünkü onunla aynı görevi yapan Koray Bey'e de defalarca yardım etmiş ancak birinde bile teşekkür etmemişti. 'Tamam Hülya', 'Çıkabilirsin Hülya' deyip her defasında egosuna ters geleceğini düşünmüş olacak ki teşekkürü çok görmüştü. Tanıdığı tüm üstlerinin tam aksine çok farklı olan bu genç kızın ne kadar yüce gönüllü olduğunu o an anlamıştı Hülya. Sessizliğin daha fazla uzamaması adına içten bir şekilde tebessüm edip:

FERİDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin