Liam son zamanlarda kendini o kadar yorgun hissediyordu ki. Oysa yaptığı hiçbir şey yoktu. Tabii oturmak, uyumak ve bir şeyler yemek sayılmazsa.
Zayn onun kafasını gerçekten karıştırıyordu. Ayrıca defter, onun zaten birbirine girmiş düşüncelerinin daha da karışık bir hale gelmesine neden oluyordu. Artık onu tekrar araması gerektiğini düşünüyordu çünkü iki haftaya yakın bir süre geçmişti ve bu süre içinde çok düşünmüştü. ( Ve daha fazla düşünürse tam anlamıyla bir deli olacaktı. ) Zaten süreye veya beklemeye ihtiyacı yoktu, o her şartta yeni bir şans vermeye hazırdı ama sadece tüm bu hissettikleri ve Zayn onu mahvediyordu. Gerçekten, beyni başka bir şey düşünemeyecek ve hiçbir şeye odaklanamayacak hale gelmişti. Bir an önce bitirmesi gerekiyordu ve, Zayn'i özlemişti. O, bunu hiçbir şekilde inkar etmezdi, özlediğini kendine itiraf etmişti ancak gururu bazı şeylere pek izin vermiyordu. Ona yapılan şeyden sonra kabul etmenin mantıksız ve gurur kırıcı olduğunu da düşünüyordu. Zayn'in neden onları yaptığını bilmiyordu mesela, ya da hala Liam'ı sevip sevmediğinden emin olmakta güçlük çekiyordu.[Eh, hadi ama Liam, aradan o kadar zaman geçmesine rağmen sana mektup gönderiyor, ve şans istiyorsa bu gerçekten seni sevdiği ve önemsediği anlamına gelir. Tanrı aşkına, bir düşün, bunu kim yapar? Eğer sevmiyor olsaydı seni unutmuş olurdu. Aptal. (üzgünüm)]
Son birkaç sayfa daha okumak amacıyla kafasını koyduğu yastığın altındaki defteri aldı. Rastgele bir sayfa açtı.
Çarşamba
Onu ne olursa olsun seviyorum. Asla vazgeçmeyeceğim. Bu vazgeçilmesi düşünülecek kadar basit bir şey değil. Onu çok seviyorum. Vazgeçmeyeceğim. Ve aldırmayacağım.
Perşembe
Onu bugün görmedim çünkü okul gelmedi. Okula gelmediği günlerde genel olarak hep uyur ve bunun için onu aramadım ve buluşmak istemedim . Özel bir şey olsaydı kesinlikle haberim olurdu. Dinlenmeye ihtiyacı var, yorulmuş olmalı. Ne saçmalıyorum? Asıl yorulan benim. Bok gibi hissediyorum ve beni görmemek için okula gelmediğine eminim. Beni gördüğünde neden soğuk olduğuyla ilgili olan sorularımı dinlemek istemediğini de biliyorum. Neden böyle yapıyor?
Liam birkaç sayfa atladı ve okumaya devam etti.
Perrie ve Zayn bu kadar göze batmamalı. Biz Zayn'le böyle değildik.
Unutmaya çalışıyorum. Ama o her zaman gözümün önünde. Her yerde. Odamda, okulda telefonumda.. Kaçıyorum, tanımıyormuş gibi davranmaya çalışıyorum. Ama bu çok zor. Gerçekten buradan uzaklaşmam gerektiğini düşünüyorum.
Hiçbir zaman aramıza neden mesafe koyduğunu çözemedim. Onun en yakınıyken bir anda ona en uzak kişi olmak çok berbat bir his. Bazen göz göze geldiğimizde gözlerinde herhangi bir şey görmeye çabalıyorum. Önceden ona baktığımda beni sevdiğini hissederdim. Güvende olduğumu, onun tarafından her zaman sahiplenileceğimi hissederdim. Tüm bunları ela gözlerinin içinde görürdüm. Ancak şimdi o gözler bomboş bakıyor. Yeni sevgilisine bile boş bakıyor. Bunun nedenini bilmiyorum.
Bugün Perrie için birisiyle kavga etti. Okul bahçesinde, herkes onları izlerken. Gözlerimin önünde. Bu bir bok parçası gibi hissetmeme neden oldu. Tanrım bundan nefret ediyorum. Bu şehirden ayrılmak istiyorum.
Onu Perrie'nin evinde gördüğümden beri hiç konuşmamıştık. Ancak bugün bir mesaj aldım. Ondan. Buluşmamız gerektiğini söyledi. Benimle son kez konuşmak istediğini söyledi. Gideceğimi mi öğrenmişti? Tüm olanların üzerinden onca zaman geçmesine rağmen şimdi benimle konuşuyordu. Tıpkı iki yabancı gibiyiz. Hepsi onun suçu. Ve ben duygularıma yenik düşerek buluşmayı kabul ettim. Belki de yaptığı tüm bu saçmalıkları açıklığa kavuşturur.
Liam o gün gözünün önünden geçerken gözyaşlarını tutamadı. Bu sefer kendini bıraktı ve ağlamaya başladı. Şimdi tüm bu şeyler ona ağır geliyordu. Zayn'i son gördüğü gündü. Her şeyin tam anlamıyla bittiği gün. Umudunun kumdan bir kale gibi yıkıldığı gün. O gün Liam'ın ölüm tarihi gibiydi. Zayn söylediği anlamsız ve Liam'ın duymak istemediği her şeyi ve hiçbir şeyi söylemişti. Şimdi hepsi Liam'ın kulaklarında uğulduyordu.
Kafasını yastığına gömdü ve yıllar sonra ilk defa (gerçekten) onun için ağladı.
Okuduğunuz için teşekkürler.