Liam'ın hayatında her şey eskisinden daha iyiydi. Tüm gününü evde oturarak boş geçirmiyordu. En azından artık düzgün bir geliri vardı. İnsanlarla sohbet ediyor, çevreyi gözlemliyordu; ve bu da yazma yeteneğinin geri gelmesine yardımcı olmuştu. Yani, Liam'ın yazamamasının sebebi sürekli düşünmesi ve evden hiç dışarı çıkmamasıydı.
Ve Zayn'in de hayatında bir şeyler iyiye gidiyor gibiydi. Kız kardeşleri ve anne-babasıyla arası eskisinden daha iyiydi. Doniya'ya Liam'dan bahsetmişti, ondan tekrar bir şans istediğini, bunun çok zor olduğunu... hepsini anlatmıştı ve o Zayn'in her zaman yanında olacağını söyleyerek destek vermişti.
Sigarayı artık daha az içiyordu, ve artık daha fazla dışarı çıkıp birileriyle takılıyordu. Normal bir insan, normal bir kardeş, normal bir evlat olmayı başarmıştı.
Ve, bu aynı zamanda Liam'ın da desteğiyle olmuştu. Telefon konuşmalarında, her zaman onun yanında olduğunu belli etmişti.Artık ikisinin hayatı da normale dönmüş gibiydi. Kendini eve kapatıp hiçbir şey yapmamak; veya her şeyi içine atarak sigaraya bağlanmak yoktu.
Onlar birbirlerini kurtarmışlardı.
Onlar birbirlerini öldürmüş, ve tekrar diriltmişlerdi.
/
Liam heyecanla dudaklarını ısırıyor, bir yandan elindeki telefonu kontrol edip bir yandan da kapının vurulma sesini hemen duyabilmek için dikkatlice bekliyordu.
Zayn geliyordu. Liam'ın Zayn'i geliyordu. Yıllar sonra, onu görecek olmak, dokunacabileceğini bilmek, Liam'ı öldürüyordu.
Aslında Zayn bunun sürpriz olmasını istemişti ancak Louis Liam'a haber vermişti. Zaten, onu evine getirecek olan kişi de Louis'ydi.
Zilin sesini duyduğunda hemen ayağa fırladı. Hızlı adımlarla kapının önüne yaklaştı ve derin bir nefes aldı. Son kez girişteki aynada kendine bakarak her şeyin iyi göründüğünden emin oldu.
Eli kapı tokmağıyla buluşur buluşmaz kapıyı açtı ve önce Louis'yi gördü.Onu görmeyeli uzun zaman olmuştu. Saçlarını ve sakallarını uzatmıştı. Ancak Liam o an onunla konuşacak veya merhabalaşak bir durumda değildi. Çünkü arkasında Zayn'in olduğunu biliyordu.
"Dostum beni içeri almayacak mısın? " Louis ince sesinin daha da incelmesini sağlayan dostça (lol) bağırtısını sergilerken, Liam'a göz kırptı.
O gerçekten burada.
"Eeh, Lou! Gelmene çok sevindim, dostum. Hadi,içeri gir." Louis ellerini cebine soktu ve umursamaz adımlarla evin içine girerek koridorda kayboldu. (Hey Liam'ın evi eskisi gibi kasvetli değil)
Ve gözlerini kapıya çevirdiğinde onu gördü.
Yıllar sonra.
Tanrım.
Ama sadece bekledi. Bilmiyormuş, haberi yokmuş gibi davranmalıydı. Elinden geldiğince rol yapmaya çalışacaktı.
Zayn'in siyah saçlarından eser yoktu. O saçlarına çok önem verirdi. Tanrım, bu da ne?
Yüzündeki kocaman gülümsemesiyle Liam'a bakıyordu. Sırtında kırmızı bir çanta görünüyordu, ancak kıyafetleri siyahtı. Ve bacakları neden bu kadar ince?
"Liam?" Ve onun boğuk sesinin adını söylemesini ne kadar özlediğini düşündü.
Zayn dudaklarını ısırmış ondan bir hareket beklerken, Liam ne yapacağını bilmiyordu.