-FlashBack-
Liam stres ve heyecan nedeniyle terlemiş ellerini rengi solmuş siyah pantolonuna sildi ve bir kez daha saatine baktı. Zayn geç kalmamıştı, sadece Liam fazla aceleci davranmıştı.
O her zaman dakik birisiydi. Gideceği yere tam zamanında giderdi, ne erken; ne de geç. Ancak bugün hiçbir şeye dikkatini veremeyecek kadar sabırsız bir günündeydi.Büyük adımlar atarak gelen Zayn'i gördüğünde ağlayabilirdi. Onu özlemişti. Ve siktir, o kadar mükemmel görünüyordu ki.
Ayrıca her şey normalmiş gibi, hiçbir şey olmamış gibi; kıyafetleri düzgündü ve saçları dağınık değildi. Oysa Liam günlerdir yüzünü bile yıkamıyordu.Zayn Liam'ın oturduğu banka, onun yanına oturdu. Şimdi ikisi yan yanaydı ve bu Liam'ı çok garip hissettiriyordu. Sadece birkaç hafta öncesine kadar en yakını olan kişi şu an yanında oturmasına rağmen ona çok uzaktı.
Başını çevirdi ve onun kusursuz yüz hatlarını, vücudunu inceledi. Yeni çıkmaya başlamış sakalları, çıkık elmacık kemikleriyle o kadar tapılası görünüyordu ki..
Kırmızı bir gömlek giymişti ve her zamanki gibi siyah pantolonu bacaklarını sarmıştı.
Liam kendini onun yanında küçük hissetti. Onun yanına yakışmadığını düşündü."Nasılsın? " Beklemediği bir anda konuşmuştu. Oysa Liam bir süre daha sessiz kalacaklarını düşünmüştü.
''Bunu gerçekten merak ediyor musun? " Liam zar zor bir araya getirdiği kelimelerle konuştu.
Cevabı biraz asabi görünmüş olabilirdi. Ama onun sorduğu soru da hiç mantıklı değildi ve Liam onunla dalga geçtiğini düşünmüştü.
''Herneyse. " Zayn derin bir nefes aldı ve devam etti. "Tüm olan şeyler için üzgünüm. Ama benden bir açıklama bekleme, sana anlatmamı bekleme, tamam mı? Sadece..."
Liam hiçbir şey söylenmeden onu dinliyordu.
"Niall buradan gideceğini söyledi, ve ben de seninle konuşmak istedim. Söyleyeceğim hiçbir şey yok. Sana gitme demeyeceğim. İstediğini yapabilirsin. Bu senin hayatın."
Liam bu konuşmanın sonunun nereye gideceğini merak ediyordu.
Zayn kafasını ona doğru çevirdi ve dinlendiğinden emin oldu.
"Seni üzdüğümün farkındayım ve bunu hak etmiyorsun. Bence, ee, gitmen hem senin hem benim için iyi olur. "
Liam gözlerine dolan yaşları gizlemek zorundaydı. Onun önünde ağlayarak aciz duruma düşmek istemiyordu. Belki iyi bir şey söyler diye düşünmüştü ama Zayn gerçekten çok değişmişti. Farklı bir insan olmuştu. Liam'ı üzdüğünü biliyordu, ama hala devam ediyordu?
Bir şeyler söylemek istiyordu ama sesi yok olmuş gibiydi. Ağzını açarsa bile ses çıkmayacağını düşünüyordu.
O yüzden sustu. Ve o susarken Zayn üzüntüyle ona baktı. Bunu ona yapmaya dayanamıyordu.Liam'ın ona bağırmasını, yumruk atıp bir orospu çocuğu olduğunu söylemesini susmasına tercih ederdi.
Yutkundu. Bir şeyler daha söyleme ihtiyacı duyuyordu. Ama hiçbir kelime onun hissettiklerini ifade etmek için yeterli değildi.
"Sen mutlu olmayı hak ediyorsun. Ben tüm bu şeyler boyunca seni üzdüm ve devam etmesini istemiyorum. Mutlu olmayı hak ediyorsun. Evet. Gerçekten. "