İs Tanyel başarılı bir konservatuvar öğrencisidir. Sahnedeki başarısının devamlılığını sağlayabilmek uğruna adının önüne yerleştirilen birçok kötü sıfatı umursamaz.
Henüz daha lise yıllarındayken adının karıştığı kötü haberler geçmişine ait bir can...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
NP: Raised By Swans – Stolen Lakes
Lara Di Lara – Bencil
(İÇERİK UYARISI: Bu kitap, olumsuz örnek oluşturabilecek davranışlar, cinsellik ve argo kelimeler içermektedir.)
🍁
BİRİNCİ KİTAP, TÜNEL
Masada kalacağını bile bile bıçak altına yatan kız.
Kendimi tek bir cümlenin içine sığdırmamı isteselerdi, bu cümleyi seçerdim. Elimdeki satırı masumiyetimin bel kemiğine indirdiğim an, tohumumun kurak cehennem topraklarına atıldığı günle aynı takvim yaprağına aitti.
Doğduğum günden beri kendimi şeytana aitmişim gibi hissediyordum.
Okuduğum kitaplarda, izlediğim filmlerde, insanların aynı karakterler, aynı replikler fakat farklı oyuncularla defalarca kez kendini tekrar ettiği pembe dizilerin temelinde anlatılan o masumiyet kalıbına sığdırılmış hisler değil ruhumun kurak topraklarına girebilmeyi, sınırlarını kendi var ettiğim, etrafına sabrımla dikenli teller ördüğüm mayınlı bölgemin yakınına bile uğrayamayacak kadar korkaktı.
Masumiyetin bedene islenmiş bir oya olmadığını bilecek yaştaydım.
Cehennemin kordan topraklarında köklerim, şeytanın bile sığınabildiği hastalıklı bir zihnim vardı.
İs.
Cayır cayır yanan ateşin içinden yükselen siyah dumanın, temiz şeylerin üzerinde bıraktığı kara leke.
Benim adım bu.
Ben iz değil, lekeydim.
Sindiğim yerde bıraktığım kara leke kadar siyah olan saçlarımın siyahını kambur eden kızıl rengi saçlarıma dokunduralı çok da uzun zaman olmamıştı. Kızıl renk giyinen saçlarım, suyun yüzeyinde tıpkı derisi endişe ile kabarmış ahtapotlar gibi yüzüyordu ve bedenim suyun sıcaklığını algılayamayacak kadar hissizleşmişti.
Diğer insanların aksine duygu yoğunluklarını soğuk suda yaşayan biri değildim; benim inim kaynar suyun içiydi. Gözlerim banyonun küçük penceresinden içeri sızan ışığın seyrine daldı. Şafağın avucundaki mavi, gökyüzünün bağrını üzerinden kan akan kızıl bıçağıyla ortadan ikiye ayırıyordu.
