8. PERDE: ''AVUÇ İÇLERİ VE BİLEKLER''

17.5K 640 222
                                    

15 Ekim Pazar günü saat 13.00'da Denizli kitap fuarında olacağım. Kitabınız olsun olmasın, hiç fark etmez, maksat tanışıp sıkıca sarılmak. Sizi orada bekliyor olacağım 💚

Instagram/Twitter: binnurnigiz

Keyifli okumalar kediler.

NP: Raised By Swans – We Were Never Young

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

NP: Raised By Swans – We Were Never Young

Clouds – Even If I Fall

Teoman – Mavi Kuş ile Küçük Kız


(İÇERİK UYARISI: Bu kitap, olumsuz örnek oluşturabilecek davranışlar, cinsellik ve argo kelimeler içermektedir.)


🍁


Sana hiç gelmedi, aslında gerçekten gelebilirdi ama bilmiyordun, seni çoğaltan şeyler onu durduran şeylerdi; gelmediğinde bile bu aslında senin içindi.

İnsandık en nihayetinde, her zaman bir suçlu arıyorduk bu yüzden. Yaptıklarımızın bir suçlusu, çektiklerimizin bir suçlusu, yaşadıklarımızın bir suçlusu olmalıydı bize göre. Bir kez aynaya baksak asıl suçluyu görebilecekken, kör etmiştik kendimizi bizi gösteren tüm aynalara.

Benim ruhumun kostümü paramparçaydı, o kadar çok yaralanmıştım ki artık onlara baktığımda onların bir yara olduğunu kabul etmiyordum; bana kalırsa onlar zaten benden parçalardı. Ruhuma yeni bir kostümü uygun bulmuyordum, bunu kabul etmiyordum. Kalbimde sımsıkı duran bir yumrukla yaşıyordum. Biliyordum, bir gün birini seversem kalbimin tüm kuvvetini kullanarak sıktığı o acı yumruğu, onun göğsüne inecekti.

Senin için sana gelemeyen bir adamı suçlayamazdı bulutlarda oturan Tanrılar. 

Avuç içleri ve bilekler, öpülmek için var.

Ben kambur bir kalple yaşıyordum. Bu yüzden normal bir insandan daha çok dinlenme ihtiyacı içindeydim her zaman. Kalbim bir salgın olsaydı, tüm dünya bana benzeyen kadınlarla dolup taşardı.

Kirpik diplerimi çekiştiren uykuya rağmen araladığım gözlerim tavana vuran far ışıklarındaydı. Pencere açıktı, sokaktan geçen araçların ışıkları önce onun odasının tavanına, ardından duvarlarına dokunarak yavaşça ışığını söndürüyor, silinip gidiyordu. Bir kolum soğuk duvara yapışmıştı, soğuğu tenimde hissedebiliyordum. Diğer kolum cehennemin kapısından içeri girmiş gibiydi, yaslı yerde durduğu ateş onu âdeta eritiyordu.

Kafamın içinde bana ait olmayan bir sürü ses vardı. Hep bir ağızdan konuşuyorlar, hep bir ağızdan susuyorlardı sonra. Kambur kalbimin göğsümdeki ağırlığını öyle net hissediyordum ki bu olduğum yerde sanki mümkünmüş gibi daha da küçülmeme yol açıyordu. Arjen'in nefesi yüzüme çarpıyor, saçlarımı yanağıma uçuşturuyordu; bana dönmüştü yüzünü, yan yatıyordu.

İSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin