İs Tanyel başarılı bir konservatuvar öğrencisidir. Sahnedeki başarısının devamlılığını sağlayabilmek uğruna adının önüne yerleştirilen birçok kötü sıfatı umursamaz.
Henüz daha lise yıllarındayken adının karıştığı kötü haberler geçmişine ait bir can...
Oy verip yorumlamayı unutma lütfen. Keyifli okumalar dilerim! 💚
Instagram: binnurnigiz - Twitter: binnurnigiz
Official IG: isserisiofficialpage
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
NP: Lewis Capaldi – Bruises
Suretler – Pişmanlık
NEYSE – Yangın
(İÇERİK UYARISI: Bu kitap, olumsuz örnek oluşturabilecek davranışlar, cinsellik ve argo kelimeler içermektedir.)
🍁
Benim günahlarım şeytanın boynuna taktığım melek halesinden bir tasmaydı.
Aynanın karşısına geçip oturuyor, karşımda duran kadının gözlerinde şeytanın bileklerinden akıttığım cehennem ateşinin ışıltısını izliyordum. Şeytan masumdu. Bileklerini günahlarımın jiletine teslim ederken benim onun kulu olduğumu düşünüyordu fakat boynunda benim kırdığım bir melek halesini tasma olarak taşıyordu.
Meleğin halesi bana aitti.
Ben kendi kendimi kırmaktan hiçbir zaman çekinmedim.
Gözlerimi ağır ağır aralamaya çalıştığımda şakaklarıma saplanan ağrı o kadar kuvvetliydi ki bir an gözlerimin eriyip beynimin içine aktığını sandım. Esneyerek ağzımı kapadım ve gözlerimi zorla da olsa araladım. Odağıma giren ilk görüntü hemen boynuna sokulduğum adamın boynunda çarpan kalın, mavili yeşilli, içinde yaşam akan o kalın damardı. Kalın damarın atışıyla göz göze geldiğimde bir an duraksadım, kaşlarım çatıldı. Yaşam, burnumun ucundaydı.
Sertçe yutkunup hafifçe öksürerek boğazımı temizledikten sonra telaşsız bir şekilde geri çekilip boynuna sığındığım adama baktım. Gökyüzünü kaplayan gri bulutlar aracın içini aydınlatmaya yetmemişti ama onun yüzünü şu an daha net bir şekilde görebiliyordum. Yüzünün hatlarını oluşturan kıvrımlara bakarken bir an göğsüme dolan nefesin kalbimi yaktığını hissettim.
Yüzü hem nasıl bu kadar güzel hem de nasıl bu kadar kusurlu olabiliyordu ki?
Aracın içinde ağır bir koku vardı. Yüzümü ekşitip gözlerimi onun kusurlu güzelliğinden uzaklaştırdım.
"At ölüsü kokuyor burası be," diye homurdandım yavaşça ondan uzaklaşmaya çalışarak. Ona sokulduğum için bedenim iki büklüm olmuştu. Tüm kemiklerim ağrıyordu.
