Kayra motorunu park ettikten sonra dosyalarla birlikte eve doğru yürümeye başladı gözleri kapının kenarına sıkıştırdığı kağıdın düşmediğini gördü anahtarını eline aldı. anahtar deliğinde herhangi bir zorlama yoktu.
Kendi evine bile olay mahalli gibi giriyordu.
Ayakkabılarını çıkarıp eve girdi, salonun ışını açtı. Gözünün ışığa alışmasını bekledi, gözü ışığa alışınca mutfağa ilerleyip kahve hazırlama başla dosyaları ve kahvesini alıp çalışma odasına girdi.
Masasına oturdu dosyalardan birini aldı Bartu'dan başlamaya karar verdi.
Doysa raporuna göre o ormanda neredeyse 3 gün kalmıştı ceset, Bu göreve Bartu ve Ata 3 ay önce başlamışlardı.
Kayra her okuduğu korkunç cümleyi yutuyordu, Kayra dışında başka bir polis olsaydı çoktan kusmuştu.
Bartu'nun vücudunun çoğu bölgesinde kesik ve morarık vardı ama asıl mide bulandırıcı bölüm o değildi,
dosyaya göre Bartu'nun sol eline bir 4 santimlik bir bıçak sokulmuş, diğer elinin ise tırnakları sökülmüştü. Sol koluna iki kurşun yemişti. Bire vücuduna encekte edilen bilinmeyen bir madde var sadece güçlü bir asit olduğu biliniyor. Midesinde tuzlu su çıkmış,
Kayra tuzlu suyu görünce liman bölgesi aklına geldi böyle olaylar için en güvenli ve ıssız yer orasıydı, ama bu sadece teoriydi belki onları yanıltmak için yapılmıştı,
Kayra kaldığı yerden okumaya devam etti.
Gözlerinden birinin kesici ve yüksek sıcaklıkta bir alette oyulduğunu yazıyordu
Kayra bir an duraksadı ve devam etti.
İşkenceleri teker teker okudu çoğu öldürücü değildi ama hepsi çok acı verici olduğunu biliyordu.
Ölüm nedenine gelince duraksadı ve tekrar okudu.
"Bu nasıl bir psikopatlık" dedi istemsizce çünkü ölüm nedeni normal değildi.
Ölüm nedeni:
Eritilmiş altın içirilerek öldürülmüştür.
Kayra okuduğu cümle karşısında şaşkınlığını saklayamadı. içinden
"bu nasıl bir ölüm şekli?"
"Kaçıncı yıldayız?"
Bartu ve Atanın cesetlerini bulunduğunda sorması gereken soruyu daha yeni sormuştu Kayra
"Kim bu adamlar ve bunları nasıl yapabildiler?"
Sandalyeden sinirle kalktı eli deki dosyayı masaya fırlattı. balkona doğru ilerledi balkonun kapısını açınca esen soğuk rüzgarla saçları savruldu. Balkondaki masanın üzerindeki sigarayı ve çakmağı aldı.
Sık sık sigara içen biri değildi sadece kendine gelmek için içerdi ve şuan sigara bile onu kendine getiremiyordu.
Sigarasını yavaş ve tadını çıkararak içti, sigarası bitince yarım bıraktığı işi bitirmeye gitti daha Atanın dosyası vardı ve not kağıdı ama o daha Bartu'nun dosyasını yarı bile edememişti.
Çalışma odasına girmeden önce kahvesini yeniledi ve önceki gibi dosyayı eline aldı,
Biraz oyalandıktan sonra cesedin fotoğrafının olduğu sayfayı açtı. Yüzü ve vücudu tanınmayacak haldeydi. Onun bildiği Bartu vücuduna önem veren ve güçlü bir gençti. Daha 25 yaşındaydı iyi bir polisti ve iyi bir insandı. Böyle ölmeyi kim hak eder?
diye düşündü Kayra
Sorusunun cevabını kendi verdi.
Bunu onlara yaşatanlar...
Aklına Tunç geldi, şimdi anlamıştı neden öyle konuştuğunu oda dosyayı okumuştu.
Ata'nın dosyanın da Bartu'nun dosyasından geri kalır yanı yoktu. Ölüm nedenleri aynıydı.
sıra en ince ama en önemli dosyaya gelmişti notun dosyasına gelmişti dosyayı eline aldı ve okumaya başladı ilk olarak kağıdın hangi ağaçtan yapıldığı yazıyor oraları en son okumaya karar verdi. Kağıdın üstünde bulunan kan Bartu ve Ataya ait olduğu tespit edilmiş. Kağıtta herhangi bir parmak izi yokmuş.
En sonunda kağıdın fotoğrafının olduğu sayfaya gelmişti.
Kağıttaki yazı okunmuyordu neredeyse ama Biraz odaklanınca ne yazdığı okunuyordu.
Acemileri mi yolluyorsunuz bana. Karşınızdakini hafife almayın Organize İşler Müdürlüğü. Umarım hediyemi beğenmişsinizdir. İtiraf etmeliyim ağızları sıkıymış ama tek suçları sizin tarafta olmaları.
Atanın ve Bartu'nun bildiği neydi ki konuşturmak için bu kadar uğraşılmıştı, diye düşünürken Kayra'nın telefonu çaldı arayan Yağızdı telefonu açtı
"Kayra bir sorunumuz var?!"
"sorun ne?"
"Şu an bürodayım beni de diğer bölümlerdeki polisler çağırdı. Bizim Büroya bir kutu bırakılmış hediye paketti şeklinde."
"Hediye? Bomba mı?"
hediyeyi istemsizce demişti, şimdi anlamıştı hediyeyi ama o hediyeyi Atanın ve Bartu'nun cesetleri sanmıştı.
"Sakin ol hayır ama-"
Yağız duraksamıştı.
"Konuşsana."
"Bartu'nun ve Ata'nın o çeteye sızmasını sağlayan muhbirin bedenden ayrılmış kafası var içinde."
"Ne?"
Kayra derin bir nefes aldı çete hakkında duyduğu her cümle korkunçtu ama Kayra arkadaşların kanını yerde bırakamazdı.
"Yağız yarına bu çete hakkındaki en ufak ayrıntısına kadar bilgi istiyorum, bunu sağlaya bilir misin?"
"Bir adım öndeyim bizimkiler dosya hazırlıyor bu çete hakkında."
"Daha önce hazırlanmamış mıydı?"
"Hazırlandı tabi ki ama dosya kayıp haberin yok mu?"
"Bürodan nasıl alınmış olabilir?"
"Ve neden haberim yok."
"Şu an sorunumuz bu değil her neyse yarın çete hakkında daha çok bilgimiz olacak."
"Am-"
"Yarın konuşur Kayra.-"
"İyi geceler"
"Anlıyorum."
telefon görüşmesi sona erdi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-SADECE BİR GÖREV-
Mistério / Suspense! Yüksek seviyede kan ve vahşet içerir! Bir çok kişinin ölümünden sorumlu olan bir çeteye sızmaya çalışan gizli görevdeki bir gizli polisle mafya liderinin soluksuz hikayesi