Okula geldiğimde kimse yoktu. Evet evet ilk defa okula erken gelmiştim galiba derken birden okuldan sesler gelmeye başladı. Sesin geldiği yöne doğru ilerlerken kendimi okulun 3. katında buldum. Burada pek kimse bulunmazdı. Genelde arşivlerin ve hizmetli odalarının olduğu bir kattı. Yavaş yavaş ilerlerken koridoru döndüm. Yanlış görüyordum galiba bir çocuk Aras'la Onur'u sıkıştırmıştı hemde tek başına. Buna nasıl cesaret edebilmişti. Çocuğun arkası dönük olduğu için tanıyamadım ama ta ki kafasını çevirene kadar bu Rüzgar'dı. Ağzım açık bakakaldım. Rüzgar neden böyle bir şey yapsın ki. Hemde daha 2 gün önce benimle melek gibi konuşurken.-Pek melek denmez ama- Gidip ne olduğunu soracaktım ki Rüzgar beni gördü. Hızlı adımlarla geriye doğru yürümeye başladım. Rüzgar Aras ve Onur'a sizinle sonra görüşeceğim dedikten sonra arkamdan bir ses yankılandı, "Bahar bekle!" neyi bekleyecektim neden bekleyecektim? Zaten bu yaptığının bir açıklaması olmalıydı. En alt kata indiğimde okul dolmuştu hemen sınıfa geçtim ve Yağmur'un yanına oturdum. Ona şimdilik bir şey anlatmayacaktım. Hemen benim ardımdan Rüzgar girdi ve arkama oturdu. Bir kaç kez dürttü ama takmadım. En sonunda bir kağıda "Küsmüyüz?" yazıp verdi. Ortada ne olduğunu bile bilmiyordum ne diyebilirdim ki? "Bilmem. Ama bana olanları anlatmazsan küsebiliriz." dedim ve kağıdı Rüzgar'a verdim. Bu sırada Yağmur ilk defa dersi dinliyordu. Yağmur ve ders dinlemek. Yağmur. Ders dinlemek. Yan yana gelmeyecek ikili. Çok geçmeden Rüzgar kağıdı geri verdi. "Her insan kendi adasında yaşar." yazmıştı. Ne anlama geliyordu bu? Bu çocuk gerçekten beni meraktan öldürecekti. Cevap vermeden kağıdı yırttım ve zilin çalmasıyla çöpe attım. Yağmur'u kolundan tutup kantine götürdüm. Boş bir masa bulup oturduktan sonra hemen Aras ve Onur geldi. Aslında sabahki şeyi sormak istiyordum ama henüz Yağmur'a söz etmemiştim. Sormasam da çatlayacaktım. Yağmur Onur'la koyu sohbete dalınca bir şey almaya gider gibi yaptım ve Yağmur'un görmeyeceği bir yere gittim. Aras'a yanıma gelmesi için mesaj attım. Çok geçmeden Aras geldi ve söze girdi:
"Ne oldu?"
"Yağmur'un yanında soramadım haberi yok daha, sabah Rüzgar'la aranızda ne geçti?"
"Gereksiz boşver"dedi ve tam gidecekken kolundan tutup geri çevirdim.
"Ne demek boşver, Rüzgar bana derste "Her insan kendi adasında yaşar" dedi bu ne demek?"
"Ne bileyim ben Bahar." dedi ve geri döndü. 1-2 dakika sonra da ben gittim. Yağmur'la Onur gülüşürken Yağmur'u kolundan çekip "Hadi gidelim" dedim. Yağmur kantinden sınıfa kadar söylendi. Sınıfa geldiğimizde sıraya oturup olanları Yağmur'a anlatmak için tam ağzımı açacakken Yağmur ,
"Ne diye beni sürükledin ya"
"Sebebim var heralde sana sabah olan bir şeyi anlatıcam"
"Ne olmuş sabah"
"Sınıfa geldiğimde kimse yok sanmıştım ama bir kat yukarıdan sesler duydum. Yukarı kata gittiğimde Aras ve Onur'u sıkıştırmış birini gördüm arkası dönük olduğu için ilk başta göremedim ama kafasını çevirince Rüzgar olduğunu fark ettim ve çok şaşırdım hızlı adımlarla sınıfa geldim zaten gerisi ders derste ise Rüzgar bana "her insan kendi adasında yaşar" gibisinden bir şeyler dedi ama tam olarak ne demek istedi anlayamadım "
Yağmur suratıma öküzün trene baktığı gibi bakınca kendimi tutamayıp suratına tokadı geçirdim. Yağmur sınıfta bağırınca tüm gözlerin bize döndüğünü tahmin edebiliyordum. Hoca sınıfa girdiğinde herkes önüne döndü. Ders matematikdi. Derse odaklanamıyordum. Kafamda çok şey vardı allak bullak olmuştum. Birden hocanın "Bahar!" diye bağırışıyla dirildim. "Tahtaya gel." dedi. Tahtaya çıktığımda tahtada en iğrenç konu olan denklemler vardı. Hoca soruyu çözmemi istedi. Kalemi aldım öylece tahtayla bakıştık. Aradan 5dk geçmiş hala bakışıyorduk. Hoca pes edip Rüzgar'ı kaldırdı. Ben uzun süre soruyla bakışırken o ise 1 dk da çözmüştü. Hoca Rüzgar'a aferin diyerek yerinize geçebilirsiniz dedi. Tam sırama doğru gidiyordum ki o pislik Rüzgar çelme takmasıyla yere yapışmam bir oldu. Tüm sınıf bir anda kahkahaya boğuldu. Yağmur'un yardımıyla kalktıktan sonra ölümcül bakışlarımı sınıfa attım ve hepsi sustu. Zilin çalmasıyla Rüzgar'a bağırmam bir oldu, "Naptığını sanıyorsun sen?!" dedikten sonra direk cevap geldi:
"Seninle uğraşmak hoşuma gidiyor güzelim." Gözlerimi devirip sınıftan çıktım.
Yağmur'la birlikte kantine çıktık. Bizimkiler her zamanki yerindeydiler. Hemen 2 sandalye çekip yanlarına oturduk. Sohbet baya koyuydu kahkahalar eksik olmadı. O sırada yan masaya Rüzgar geldi. Gözlerini dikmiş bize bakıyordu. Masadakilere "Ben lavaboya gidiyorum." dedim ve masadan kalktım. Lavabonun kapısına gelmemle kolumun çekilmesi bir oldu. Rüzgar beni sürükleye sürükleye bir yere götürdü. Nereye geldiğimizi bilmiyordum. Amacı neydi bu çocuğun? Direk lafa girdi:
"Aras'la hayırlı olsun."
"Bunu söylemek için mi buraya getirdin hem yok öyle bir şey."
"Peki ne var?"
"Hiçbir şey."
"O kadar yakın olmanız göze batıyor"
"Nereden çıktı bu?"
"Aras'ın sana bakışlarından"
"Saçmalama Rüzgar." dedim ve kapıya yöneldim. Kapıyı bir iki kez zorladım ama açılmadı.
"Sen mi kilitledin kapıyı?!"
"Hayır"
"Sen kilitlemediysen kim kilitledi o zaman?"
"Ne bileyim ben" Ah bu aldırmaz tavırları beni deli ediyordu. Kapıyı açmama yardım dahi etmemişti. Bende aldırmayıp bir köşeye oturdum anlaşılan bu geceyi burada geçirecekdik. Yanıma Rüzgar oturunca kendimi biraz garip hissettim. Sadece saatlerdir öylece oturduk artık hem üşüyordum hemde uykum gelmişti kafam Rüzgar'ın omzuna doğru düşünce irkildiğini hissettim ve kıkırdadığını duydum ama aldırmayıp uykunun beni kendine çekmesini bekledim.
Arkadaşlar hikayemizi okuyosanız lütfen oy verin ve yorum yapın. Çünkü gerçekten okuyucu sayısına göre oy çok az.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Bahar Akşamı
Teen FictionAşk;hiç beklemediğin bir anda karşına çıkmasıdır. Bu hikaye bir bahar akşamı doğum gününden sonra tesadüfen karşılaşan iki insanın hikayesi. İkisininde yolları ayrı. Bahar;tam tanımadığı bir çocuğa aşık olur ancak olucaklardan haberdar değildir. Rüz...