BÖLÜM 14

127 17 1
                                    

Telefon direk suratıma kapandı. Bari kim olduğunu söyleseydi ahmak! Kim olurda Bahar'ımı kaçırırdı ve beni tanırdı. Derse girmeyip direk bizim adamlara haber verdim ve aramaya başladılar. Bende bara gidip, barı boşaltım ve kapıya 2-3 adam koyup yukarı benim mekana girdim meraktan bi ileri bi geri gidip gelirken telefon çaldı:
"Eğer malları vereceğim adrese getirmezseniz kıza olanlar benim sorumluluğumdan çıkar."

"Lan şerefsiz o kıza parmağının ucuyla bile dokunursan alayınızı s*kerim anlaşıldı mı? Adresi ver!!"
Adresi verince hemen bi kağıda not alıp cebime attım ve babamın mekanına yol aldım 10-15 dakika sonra mekana hızla girip babamın kapısını sinirle açtım:
"Bak baba senin yüzünden benim hayatım bok çukuruna giriyo senin bu pis işerin yüzünden hayatımda olan en değerli kadını annemi yıllar önce kabettim senin yüzünden ama bu sefer kaybetmiycem ve sen benim sevdiğim kızı kurtaracaksın anladın mı?? Yoksa babam falan dinlemem öldürürüm seni!!"

"Ne oldu lan yürek mi yedin bana bunları söylüyosun sevdiğim kızmış lan senin sevdiğin kız ancak bi bar sürtüğü olabilir o ölse nolucak!!"

"Bak baba...dedim ve cebimden adresin yazılı olduğu kağıdı ona fırlatarak...eğer bu adrese malları teslim etmezsen senin hayatını mahvederim anladın mı!?"
Dediğim şeyi onaylayıp adamlarına işaret edip malları getirmesini istedi adamlar ellerinde çantalar ile içeri girince çantaları alıp aldığım adrese doğru yol aldım.
Adrese geldiğimde 2 araba vardı ben arabadan inince 2 gün önce gördüğüm şerefsiz adam sırıtarak indi;
"Zaafının bir kız olduğunu bilmiyodum Rüzgar Kaya."

"Bende şu üç kuruşluk malı alabilmek için böyle çocukça işlere girdiğinizi bilmiyodum!! Kız nerde!?"

"Önce malı ver." Çantaları önüne fırlatıp adamın üstüne yürüdüm:
"Kız nerde!?" Eliyle adamlarına işaret yaptı ardından 2-3 adam hareketlenip arabadan baygın olan Bahar'ımı çıkardı hemen koşup kucağıma aldım kafasında kan lekeleri vardı adama dönüp:
"Ne yaptın lan kıza şerefsiz!!" diye bağırdım.
"Kız arkadaşın çok asi çıktı dostum." dedi sırıtarak Bahar'ı arabama taşıyıp arka koltuğa yatırdım ve şoför koltuğuna oturup arabayı çalıştırdım.
Hızla arabayı bizim eve sürdüm. Bahar'ı kucağıma alıp kapıya ayağımla vurdum kapıyı görevlilerden biri açınca direk odama gidip Bahar'ı yatağıma yatırdım, kan lekelerini çıkarmak için bir görevliden oksijenli su vs. şeyleri istedikten sonra Bahar'ın yarasını bir güzel temizledim ve yanına uzanıp onu izlemeye başladım, yüzü kusursuz denecek kadar pürüzsüz dudakları dolgun ve kırmızı, burnu ise kalemle özenle çizilmiş gibiydi, ahh! bide o güzel mavi gözleri aşık olsaydı.
***
Sabaha kadar onun yanında hiç uyumadan onu izledim. Gözlerini kırpıştırıp açmaya çalıştığında yanında doğrulup alnına küçük bir öpücük kondurdum.
"Günaydın prenses." dedim. O ise bana hiç tanımadığı birine bakarmışcasına bakıyodu ve hemen yataktan kalktı ama hızla kalktığı için biraz afallamıştı.
"Prenses? Hem sen kimsin ve ben nerdeyim yoksa sen sapık mısın?"

"Bahar iyi misin? Yoksa şaka falan mı yapıyosun? Hiç komik değil!!" dedim zor olsada samimi bir gülüşle beni tanımaması... böyle bişey imkansız!!
"Şaka falan yapmıyorum sen beni nereden tanıyosun yahu!"

"Bahar ben Rüzgar sevgilin, sapık falan da değilim."

"Rüzgar?... dedi düşünmüş gibi yaparak ve kafasını sağa sola salladı... kafamda hiçbir çağırışım yapmadı bu isim."

Bahar

Uyandığımda hiç tanımadığım biyerdeydim hem de hiç tanımadığım birisi bana 'Prenses' demişti sen kimsin be. Yattığım yerden hızla kalktım fakat başımdaki sebebini bilmediğim ağrı yüzünden biraz afalladım ama hemen toparlandım.
"Prenses? Hem sen kimsin ve ben nerdeyim yoksa sen sapık mısın?"

Bir Bahar AkşamıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin