PATRONİÇEM

....PATRONİÇEM.....11 BÖLÜM......

.................PATRONİÇEM.....11 BÖLÜM.....................

Panikle kırışan yüzlerinde korku vardı ikilinin. Birbirlerine bakarak ayağa kalkmaya çalışırlarken, muhabirlerden ardı arkası kesilmez sorular yağmur gibi üzerlerine yağdı.

'' Efendim ne diyeceksiniz? Hakkınızda çıkan aşk haberleri apaçık ortada! Nerede, ne zaman tanıştınız? Ne kadar zamandır sevgilisiniz? ''diye soran muhabirlerden birisi öne atılarak'' Lucki, ilişkinizi biliyor mu?'' diye sordu. '' Yasak ilişki olduğu söyleniliyor. Bu gerçek mi? Bunlara bir açıklık getirir misiniz?''

Beş katlı asansörden yere çakılan ikili, önlerinde dikilen kameralarla allak bullak oldu kafaları. Yüzlerine patlayan ışıklar vuruyor ardı arkası kesilmez sorular bunalttırmaya yetiyordu. Elleriyle gözlerini siper eden ikili, onca topluluğun arasından çıkmaya çalışırken, ikisinin de ağzını bıçak açmıyordu. Kameramanlar, kimler tarafından nasıl içeri alındığı ise sır küpüydü.

Alonzo, sert adımlarla önlerine dikilen ve hiç durmadan soru yağmuruna tutan insanlara suçlar gibi yüzlerine baktı ve Carmine'ye yürümesi için kolundan çekiştiriyordu. Şoka uğrayan genç kızın korkuyla açılan gözlerinde, endişeler yer edinmeye başlamıştı. Spor salonundan dışarı çıkan ikili, koşar adımlarla önlerinde duran cipe apar topar kendilerini atladıklarında, muhabirler peşlerinden koşuştular fakat yetişemediler.

'' Lanet olsun buda neyin nesiydi? '' diye parlayan Alonzo, süratle sürdüğü arabayla caddeye çıktı. '' Senle ben sevgiliymişiz. Bu çok çok komik! Bizden olsa olsa iki kanlı düşman olur.''

'' Evet çok doğru tespit hem bu komikten daha fazlası iğrenç!'' diyerek devi sert dille onaylayan Carmine, hala şokun etkisindeydi. '' Kim aldı bunları içeri?''

'' Bir bilsem? Of yarın yine manşetlerde olacağız. Lanet olsun hepsinin canı cehenneme.''

'' Sanki benim çok mu hoşuma gidiyor. Senle anılacağıma bir şempazeyle anılmayı tercih ederdim.'' diye cevap veren Carmine, arkalarından gelen kameramanları atlattıklarına emin olduğunda, Alonzo'nun aracından inmek isteyince, genç adam istediğini hemen yerine getirdi. Caddenin yanı başında durduğu araçtan inen kızın, sert bakışıyla azar yiyen Alonzo, salına salına kaldırımda yürüyüşünü izledi sonra '' Şempazeymiş,'' diyerek aracından kıza bakmayı kesip yoluna devam etti.

***

Aradan geçen günlerce Amerika, basınında yer edinen bomba tadında ki haber ilk Carmine'nin babasının eline geçmişti. İlk başta itibar etmedi çıkan haberlere ama sonra devle kızının resmini yan yana görünce tüm dünya etrafında döndü. Sinirden yerinde kasıldı. İnternette dilden dile dolanan senaryolar, bardağını taşıran son damlalar oluyordu. Bir sabah kahvaltı masasında öfkeyle çayını yudumlayan Calvin, diğer yönden karısının omlet yiyişini gözlemliyordu.

Basının türlü çeşit kızıyla boksörün tanışma senaryolarıyla dolu, gazete sayfalarını çevirip bir kez daha okuduğunda gözleri, alev topuna dönmüştü. Hışımla masadan kalktı ve hızla merdivenlere yöneldiğinde karısı ardından derin bir iç çekerek baktı. Homurdanarak kahvaltısına kaldığı yerden devam eden kadını önemsemeden yukarı kata çıkan Calvin, direkt kızının odasına girmişti.

Beyaz yatağın içinde mışıl mışıl uyuyan kızın yüzüne utanarak bakıp gazeteyi suratına hışımla fırlatan Calvin, sinir küpüydü. Carmine, ne olduğunu anlamadan sarhoşlukla gözlerini araladığında, babasının öfkeyle açılan gözlerini gördü. '' Çok uykum var babacığım. Lütfen izin ver azcık daha uyuyacağım. Bak söz uyanınca şirkete gideceğim. '' diyerek yastığa tekrar gömülünce babası, kravatını eliyle çekiştiriyordu.