PATRONİÇEM

.......PATRONİÇEM............16 BÖLÜM......

.......PATRONİÇEM............16 BÖLÜM.........

Sis her yeri sarmış göz gözü görmüyordu. Çılgınca dans eden insanlar coşuyor, kendilerinden geçip yudumluyordu. Derin bir nefes alıp sigarasının dumanını içine çeken Alonzo, daha sonra geldiği bu barın bir ucundan öbür ucuna kadar insanlarla dolu mekanı gözlemliyordu.

İçki içerek doyasıya dans eden gençlerin çoğunun gözleri çekikti. Tıpkı yanı başında dikilen kadında çekik gözlerle sahipti ve kendine gülümsüyor, derin dekoltesiyle göz dolduruyordu. Kadının içki dolu kadehine bakarak elindeki kadehi kafasına diken Alonzo, müziğin ritmine kapılıp, parmaklarını masaya vurup etrafa bakmaya devam etti.

Yüz mimiklerinde bu güne kadar hiç görülmemiş bir acımasızlık, yeşil vadilerinde hiç görülmemiş acı kasvet yüklüydü ve vücudu eskiye nazaran daha bir yapılıydı. Ayların verdiği spor onun kaslarını büyütmüş, vücudunu olgunlaştırmış, bir heykel gibi görsele bürümüştü.

Onun vücuduna bakan her kadın hayran kalıyor, o tene dokunmak isteyen tüm kızlar adeta sıraya geçip masasına konuk oluyordular. Ve öyle bir geceydi bu gece. Dörtlü grup bir masanın etrafına dolmuş kahkaha atarak eğleniyordular. Kevin'in hınzır bakışları, sarışın bir kızın üzerinde dolanarak mini eteğinde sonlanıyor, kahkaha atarak onunla muhabbet ediyordu. Eliyle omzuna dokunuyor, kollarını okşayarak kulağına hoş sözler fısıldıyordu.

Adamın sözlerinde hoşnut kalan sarışın kız zaman zaman kahkaha atarak karşılık veriyor, mekana şen şakrak sesler yayıyordu. Bir başka esmer bir kız zeytin karası gözleriyle Alonzo'ya gülümseyerek, kaslı vücuduna dokunup elini omzuna attı. '' Bu gece boş musun?''

Sirkte dans eden güzel bir kadının vücuduna izleyen Alonzo, kendine sarkan kıza bakmadan kadehini başına dikti. Ardından barmenin getirdiği bir şişeyi daha açarken esmer kızın eli, ellerine gitmiş yüzüne gülümsüyordu. '' Bundan sonrasını evde baş başa içsek!''

Dudağının kenarında ki çapkın gülüşle sırıtıyordu Alonzo ve başını birden kıza çevirip yeşil vadilerini dudaklarına dikti. '' Senin yerinde olsam teklif bile etmezdim.''

'' Neden?''diye soran genç kız şüpheci edayla, cazibeli biçimde elini devin siyah gömleğinin yakasına götürüp usulca tenini okşadı . '' Çok ateşlisin.... Tanrım... Pişman olacağımı sanmıyorum.''

Kendinden emin duran kızın yüzüne yaklaşarak, nefesini soluyan Alonzo ''Esmer kızlar tercihim değil. Kendini yorma bence.'' diyerek geriye çekildiğinde kızın suratı düşmüştü.

'' Sarışınlardan mı hoşlanıyorsun? Kızılları sevmediğini geçen akşam görmüştük.'' diyerek başka bir akşamı anlatıyordu genç kız. Alonzo'yla, bütün geceyi aynı barda sabahlayan kızıl saçlı kadından da geri durduğunu düşünmesi, ona bir umut olmuş ve bir adım atmıştı.

Cevap vermeden masadan kalkan Alonzo, Kevin' 'e gözlerini diktiğinde, icki içen adamın elleri uslu durmadığını görünce üzerine ceketini aldı. Birkaç adım atmıştı ki arkasından bağıran kıza, omzunun üstünden başını döndürdü. '' Aptalsın adam. Her gece içmekten ayyaş olacaksın ve bir günde geberip gideceksin.''

Gülerek başını önüne çeviren Alonzo, elinde tuttuğu içki şişesiyle sallana sallana bardan çıktığında serin bir gece onu karşıladı. Sonbahar mevsiminin başları Eylül'ü yavaş yavaş hissettiriyordu. Ilık meltem rüzgarı Alonzo'nun, gür saçlarını karıştırıp bir parmak uzamış sakallarını okşuyordu.

Gökyüzünde bir yanıp bir sönen yıldızlar elveda yaz, diye fısıldaşıyorlar mevsimler birbirlerini kovalayıp döngü içinde tabiata uyum sağlıyordu. Sağ ve sola yalpalayarak ilerleyen genç adam aracının anahtarını veren badigartda teşekkür edip araca atladı.