YOL-DASOT

717 71 8
                                    

O günden beri sadece birkaç hafta geçmişti. Felix ile ilişkimiz gayet güzeldi ve günler çok sıradan geçiyordu.

Tabi ki de bu, olaylar üstüne olaylar yaşamak istediğim anlamına gelmiyordu. Bu şekilde mutluydum.

Sanki değiştirdiğim roman son olayla bitmiş de, artık hiçbir sorun kalmamış gibiydi.

"Leydim, akşam yemeği hazır."

Odamda dinleniyordum ki, yemek için çağırılmamla aşağı indim. Felix sabahtan beri işleri ile uğraşıyordu ve sonunda onu görebilecektim!

"La la la~"

Uydurduğum melodiyi mırıldanırken olabileceğimden daha mutluydum. Sebebi belki de Felix'i görecek olmamdı.

Yemek masası görüş alanıma girdiğinde yüzüme bir gülümseme yayıldı.

"Felix!"

Masanın başına baktım ama kimse yoktu. Bir dakika, yemek saatiydi. Öyleyse Felix nerede?

Ah, bekle belki de birazdan gelecektir. Yerime oturdum ve gelmesini bekledim.

"Leydim, yemekleri getireyim mi?"

"Ne? Hayır biraz daha bekleyeceğim."

Hizmetçi üzüntü içerisinde kafa salladı ve ayrıldı. Neler oluyordu?

Neredeyse yarım saat boyunca Felix'in gelmesini bekledim ama o bir türlü gelmiyordu.

"L-leydim."

"Dük ofisinde mi?"

"Hayır."

"Ne demek 'hayır'?"

"Ş-şey, yemek saati gelmeden 3 saat önce ayrılmıştı."

"Bana haber vermeden mi?"

Bu Felix'in yapacağı bir şey değildi. Ne kadar acelesi olursa olsun, en azından Loren ile haber verirdi. Hem de gideli üç saati geçmişken?

"Ne zaman geleceğini söyledi mi?"

"Maalesef."

"Bana Loren'i çağır."

Bir dakika bile olmamışken Loren hızla yanımda bitiverdi.

"Madam, beni çağırmışsınız."

"Dük nerede?"

"Dük, Imparator ile görüşmek için saraya gitti."

"Neden bana haber verdi?"

"Bilmiyorum Madam."

"Peki ne zaman gelecek!?"

"Onu da bilmiyorum Madam."

"Git."

"Emredesiniz."

Kahya ayrıldığında sinirden deliye dönmüştüm. Nasıl olurda tek bir kelime etmeden, bana haber vermeden gidebilirdi. Onun için endişeleniyordum ve o bunu anlamıyordu.

Evet, günler sıradan geçiyordu ve Felix ile tek bir kavgamız olmamıştı ama o günden sonra kendini birikmiş işlere verdi ve yemek saatinde ya da uyuyacağı zaman odaya geldiğinde görüşebiliyorduk.

İlk başlarda umursamıyordum ama son iki gündür yüzünün yarısını dahi göremez olmuştum.

"Madam, yemeği getirelim mi?"

"Hayır, Felix gelince birlikte yeriz."

Bekledim, gelmesi için saatlerce oturma odasında bekledim. En sonunda odaya gittim. Gece on, hâlâ yok.

I Married My KillerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin