Yeosang~
(00:08)
Wooyoung bize bir şeyler anlatıyordu ve bizde her zaman yaptığımız gibi hem dinliyor hem de birbirimize bakıyorduk ki aniden bir çığlık sesi duyduk.
"O ses de neydi?"
Üçümüz de yerimizden hızla kalkıp sesin geldiği odaya koştuk.Bir kaç uşak, bir hizmetçi,iki asker ve Seonghwa hyung anne ve babamızın yatak odasının kapısının önündeydi.Hepsi şok olmuş bir vaziyette kapının önünde duruyorken üçümüz hızla odaya girdik.
Ve gördüğümüz manzarayla bizde şok olmuştuk.
"A-anne,b-baba"
"Seonghwa hyung,o-onlar onlar-"
Sözümü bitirmeden Seonghwa hyung bana ve Wooyoung'a sarılmıştı.Üç kardeş orada ağlamaya başladık çünkü hayatımızın en kötü gününü yaşıyorduk.Anne ve babamız yataklarında bıçaklanmış bir vaziyette yatıyordu.Yatağın her tarafı kan içindeydi üstelik kanın birazı da yere dökülmüştü.Ve en garibi cam ardına kadar açıktı.Annem asla camı açık bırakıp yatmazdı.Yerde ise çamurlu ayak izleri vardı.
Seonghwa hyung kafasını kaldırdı ve konuştu.
"Hemen saraydaki bütün askerleri bahçeye toplayın.Ayrıca cenaze işini çabuk halledin."
Bizim aksimize daha hızlı kendine gelmişti.Öfke ve üzüntünün verdiği sinirle bizden ayrıldı.
"Siz ikiniz hemen odanıza ve Jongho onları yalnız bırakma."
"Tamam hyung.Bana güvenebilirsin."
Jongho'nun omzunu okşadı ve bizi onunla birlikte gönderdi.
Seonghwa~
Annem ve babamın öldürüldüğü düpedüz ortadaydı.Bana düşen görev ise onların katilini bulmaktı.Sabahı bekleyemezdim.Bütün askerleri bahçede toplatmıştım.
"Sarayda aranmadık yer kalmayacak.En küçük deliğe bile bakacaksınız ama ilk önce bir kaçınız gidip oda da katile dair kanıtlar arayacak.Sen,adın ne?"
"Kim Seungmin,efendim."
"Anladım,peki siz ikinizin adı ne?"
"Benim Choi Soobin,bu da Lee Heeseung."
"Tamam,siz üçünüz gidip oda da katile dair delil arayın.Diğerleri ise katili aramaya başlayın."
"Emredersiniz,efendim."diyip ellerini alınlarına koyup asker selamı verdiler ve işlerine başladılar.
Bense Yeosang ve Wooyoung'un yanına gittim.İçeri girdiğimde hemen yataktan kalkıp yanıma geldiler.
"Hyung ne oldu?Bir şey bulabildiler mi?"
"Kim yapmış?Nasıl yapmış?"
"Lütfen biraz sakin olun daha yeni aramaya başladılar.Yakında çıkar kimin yaptığı."
İkiside benden ayrılıp yatağa yöneldiler ve oturup ağlamaya başladılar.Onların bu haline dayanamıyordum.Yanlarına oturdum ve ikisinide kendime çekip sarılmaya başladım.Onlarla birlikte benimde ağlamam Jongho'yu harap etmişti.
"'Üzülmeyin,ağlamayın" demek isterdim ama böyle bir durumda bunları demek en saçma şey olurdu."
"Böyle olaylara maruz kaldığın için üzgünüm Jongho."
"Seonghwa hyung lütfen böyle şeyler söyleme.Hangimiz bilebilirdik ki böyle bir şey olacağını?"
Jongho tam lafını bitirdiği sırada kapı çalmıştı ve bir asker selam vererek içeri girmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
◇~Kingship~◇
RomanceGece ansızın anne ve babası öldürülen Veliaht Prens Seonghwa, cinayet yerinde bulunan mektupta yazan yere tek başına gider ve kaçırılır. Kardeşleri ve en yakın arkadaşı Kral Jeong Yunho ise onu bulmak için ellerinden gelenleri yapmaya başlarlar. Ama...