"RÜZGAR'MIŞ..."

3.5K 89 5
                                    

     En yakın arkadaşım Selin ile çocukken bir oyun parkında tanışmıştık.O günden itibaren hala dostluğumuzu sürdürüyoruz.Gün geçtikçe birbirimize sıkı sıkıya bağlandık.Aynı zamanda,aynı okula başladık.O günlerde her zaman beraber oyun oynardık.Oyuncak bebeklerle oynamayı çok severdik.Bebeklerimizi alıp bahçemize çıkar,akşam yemeğine kadar oyun oynardık.Günler geçti,yıllar geçti.Beraber liseye başladık.Yıllar sonra liseyi de dostluğumuza zarar vermeden bitirdik.Sonunda mezun olmuştuk.Tüm heyecanımızla üniversite sınavlarına girdik.İkimiz de farklı puanlar almış olsak bile yine de aynı okula gitmeye karar verdik.

İlk okul gününde nasıl giyineceğimizi beraber kararlaştırdık,büyük bir heyecanla evden çıkıp arabama binip okula doğru yola koyulduk.Okula varmıştık.Okula baktığımızda içimizden geçen duyguların eminim eşi benzeri yoktur.Arabamı park ettim ve ilk derse girdik.

Ne kadar sıkıcı bir ders olsa da sonuna kadar dayandık.Teneffüse çıktığımızda bir şeyler alıp kantinde oturmaya karar verdik.Kantine indiğimizde yine o adını bilediğim "Gizemli" çocuğu gördüm.

Selin'e;

"Ben sıraya geçiyorum,ne istersin?" diye sordum.Sordum sormasına ama heyecandan ne cevap verdiğini hayal meyal hatırlıyorum.Sırada gizemli çocuğun yanındaydım.İki çay ve iki simit aldım.Tam da "ohh bi sakarlık yapıp çayları dökmedim." derken gizemli çocuk ani bir hareketle yanımdan geçti.Kolu elimde tuttuğum tepsiye çarptı ve çaylar döküldü.Az kalsın yanıyordum.Anında bir çığlık patlattım.Çığlığımdan korkmuş olmalı ki olduğu yerde sıçradı.Yerinden sıçrarken o sarı,rampalı saçları bir oraya bir buraya savrulurken onu sadece hayranlıkla seyrediyordum.Tüm kantin benim çığlığım ile bize yönelmiş ve meraklı gözlerle bir bize bir de yere dökülmüş çaylara bakıyordu.O kadar çok dalmışım ki Selin'in bana seslenmelerini bile duyamamıştım.Adeta büyülenmiştim.En sonunda Selin'in kolumu tutmasıyla irkildim ve tüm büyü bozulmuştu.Bakışlarımı toparladığımda karşımda sadece Selin vardı.Gizemli çocuk gitmişti! Benden bir özür bile dilememişti.Dikkatsiz olduğu kadar da ukalaydı.

Kantinden çıktık ve sınıfa yöneldik.Dersler ilk güne göre çok sıkıcı geçiyordu.Üstelik önümüzdeki ay bir defile vardı.O defileye herkesin bir kıyafet tasarlaması ve sunumda kullanması zorunluydu.Elimizi çok çabuk tutmamız gerek.Defilenin amacı okulun ilk zamanlarında daha eğitim almadan yeteneğimizi konuşturmaktı.Teması ise "aşk"tı.Benim için çok heyecan verici olacağından emindim.Dersten sonra biraz bahçede turlamaya karar verdik.Dışarı çıktığımızda bir de ne görelim!

Gizemli çocuk ve yanındaki üç kişi bir grup oluşturmuş duvar dibinde oturuyorlardı.Meğer Selin o üç çocuğu gittikleri dershaneden tanıyormuş ama gizemli çocuğu daha ilk defa görüyormuş.Ne vardı onu da tanısaydı -_-

Uzun boylu sarışın olanın adı Baran,esmer mavi gözlü olanın adı Furkan ve kumral olanın adı da Berk'miş.Benim tek merak ettiğim isim gizemli çocuğunki idi.Okul bitince eve gitmek için arabama bindim.Selin'i evine bıraktıktan sonra kendi evime yöneldim.Eve geldiğimde son derece yorgun bir halde üzerimi değiştirdim ve çantamı okula başlamadan önce yaptığım tasarımlarımın olduğu masanın üzerine bıraktım.Kafamı yastığa koyduğumda tek düşündüğüm "o" idi.Sonunda uykuya dalmıştım.Gecenin bir yarısında telefonum çalmaya başladı.Tüm sersemliğimle telefonu açtım.Telefondaki Selin'di.Sesi çok heyecanlı geliyordu.Gizemli çocuğun adını öğrendiğini söyledi!

Anında gözlerim fal taşı gibi açıldı ve yerimden fırladım.Adı Rüzgar'mış...

TEK HECE AŞK (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin