OYUN

38 13 17
                                    

Bazı geceler uyuyamazdım.

Nedenini bende bilmiyorum ama geceleri uyuyamazdım. Yatağın içinde dönüp dururdum. Balkona çıkar gökyüzünü izlerdim.

Geceleri hiç uyuyamazdım.

Korkardım belki de bir daha uyanamam diye, uyursam bir daha uyanamamaktan çok korkardım. Canım acırdı, uyuyunca geçer sanıyordum ama uyandığım da çok daha kötü oluyordum. Aslında uyunca unutmaktan korkardım. Yapılanları unutmaktan korkardım.

Unutmak istemiyordum.

Ama şimdi ise ilk defa uyumak istiyorum. Unutmak istiyorum. Çünkü o benim adamım dediğinde Burağın gözlerinde ki yıkılmışlık hissi beni öldürüyordu. Canımı acıtıyordu.

Bir anda ışıklar açıldı ve sarışın bir adam yüzünde sahte bir tebessüm ile bize doğru gelmeye başladı.
Burağın karşısına yani benim yanıma geçti.

"Bu kız senin adamın mı. Siktir git Onur." dedi Burak.

"Gizem, en başından beridir benim için çalışıyordu. Ama görüyorum ki başarısız olmuş."

"Senin adamın demek buna inanma mı beklemiyorsun değil mi?"

"Yalan mı söylüyorum yani beni hiç tanımamışsın. Ama kız sende kalabilir sonuçta benim için çalışıyordu ama başarısız oldu. Benim onunla işim bitti."

Neler oluyordu burada ben kimsenin adamı değildim yalan söylüyordu.

"Yalnız bırak bizi Gizem'le." dedi Burak. Adının Onur olduğunu öğrendiğim kişiyse uzun uzun Burağın yüzüne baktı ve konuşmaya başladı.

"Aklını kaybediyorsun Burak, kendine çeki düzen ver. Aptal biriyle düşman olmak istemem."

"Kimse benim aklımı durduramaz. Bunu hala kafana sokamadın mı."

"Gözlerin öyle demiyor."

"Siktir git Onur, seninle uğraşamam." dedi dişlerini sıkarak. Onur alaycı bir sırıtışla arkasını dönüp gitmeye başladı. Tam merdivenlerden çıkarken bağırdı.

"Aklının durmadığını söylüyorsun ama o kıza benim ajanım olduğunu söylediğim halde hiçbir şey yapmadın. Aklının durmadığına emin misin?"

"Oğlum gönder şunu elimden bir kaza çıkacak yoksa."
Mehmet seri adımlarla Onurun yanına gitti ve onu dışarı sürükledi.

"Abi gerçekten bu kız onun adamı mı?" dedi Yağız, oda çok sinirli ve bir o kadar da şaşkın gözüküyordu.

"Birazdan öğreneceğiz şimdi bizi yalnız bırak."
Yağız ve Burak birbirlerine bakmaya başladılar aralarında sözsüz bir konuşma geçti.

"Sen bilirsin ama bu işin sonunda hepimizin canı yanacak en çokda senin."

"Çık artık."
Yağız ağır adımlarla merdivenlere doğru gitti ve gözden kayboldu.

"Tek bir şey soracağım doğruyu söyle, onun adamı mısın?"

"Hayır, yemin ederi-"

"Yemin etme, yalanlar yeminlerin arkasına saklanır."

"Hayır hayır Burak, gerçekten ben kimse için çalışmıyorum lütfen inan bana, lütfen."

"Sana inanmak istiyorum ama sürekli sana inanmamam için bir şeyler oluyor. Sana güvenmek istiyorum ama güvenemiyorum."
Daha çok kendi kendine konuşuyor gibi duruyordu.

"Sana asla zarar vermek istemedim Gizem, asla."

Yavaş adımlarla üstüme doğru geliyordu.

"Sana asla zarar vermek istemedim."

O üzerime doğru geldikçe bende geriye doğru gittim sırtım arkamda ki duvara çarptı. Ve Burak beni kendisi ve duvar arasına sıkıştırdı. Ellerini başımın üzerine koydu. Konuşmaya başladı.

"Ben sana asla isteyerek zarar vermek istemedim. Affet beni Gizem, affet."

"Ben-"

"Konuşma beni dinle lütfen.
Verdiğim acıyı silebilmek için ne yapmam gerekiyorsa yaparım yeter ki beni affet."

Yüzünü yüzüme doğru eğmeye başlamıştı. Dudaklarımız çok yakındı.

"Yeter ki beni affet senin için ölmeye bile razıyım."

Ben daha ne olduğunu anlamazken dudakları dudaklarıma kapandı.

Yavaşça öpüp geri çekildi ve sadece şunları söyledi.

"Bana yaşadığımı hissettiren tek şeysin."

                   Devam edecek...

Ayyyyy kalbim bu bölüm çook güzeldi bence yakışıklım Gizeme abayı yakmış desenize

Bölümleri sık sık atmaya çalışıyorum ama olmuyor okul çok yoğun ama olsun atmaya en kısa sürede yeni bölümü atmaya çalışıcam.

Neyse bir sonraki bölüm de görüşmek üzere hoşçakalın...

KARANLIKTAN KORKMA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin