yedinci bölüm | çıkar beni

1.1K 59 70
                                    

"Diğer kardeşlerim neden benden daha çok hediye aldı anne?" Geniş bir gülümsemeye sahip nazik bir yüz ve ilahi bir iz gibi beliren gamzeleriyle kalbime kazınan annem beni çocukken yalnız başıma bırakmış olsa bile bir anlığına dahi olsa aklımdan gitmiyordu.

''Senin robotun çok daha büyük. Ayrıca bu senin en sevdiğin robot, değil mi?" Sıcak bir el yavaşça başımı okşadı.

"Ama ağabey ikinci aile olduğumuz için ana aileden daha az hediye almamız gerektiğini söyledi. İkinci aile ve ana aile ne demek?" Annemin yüzü düştü ama yine de zorla gülümsedi. ''Ana aile bir ağabey gibidir. İkinci aile de dahil olmak üzere herkesle ilgilenirler.''

''Babam bize bakamaz mı? Onlardan hoşlanmıyorum... Büyük ağabeylerimden hoşlanmıyorum." dedi çocukluk sesim alçak bir sesle. O zamanlar akraba olduğumuzu bilmeme rağmen sık sık karşılaştırılmak her seferinde kendimi daha kötü hissetmeme neden oluyordu.

"Biz akrabayız. Birlikte büyümeli, birbirimize iyi bakmalı ve birbirimizi çok sevmeliyiz." Annem yumuşak bir sesle anlatmaya devam etmişti.

"Ama sevgi insanları zayıflatır," dedi masada oturmuş viskisini yudumlayan babam. Bana ve anneme sert gözlerle bakarken kaba bir sesle konuşmuştu. Sevgi insanları zayıflatır.... Sevgi her zaman bizim zayıflığımızdı.... Ama duygularımız vardı. Yoksa kalbimiz mi yoktu?

- [Ana ailenin evinin havuzunda] -

"Biraz oynamak istiyorum diyorum!" Kinn kayıtsız bir tavırla robotu elimden aldı ve hızla onu daha sıkı tutmama neden oldu.

"Ama o benim!" Şirket ortakları ve çalışanlarının babama, anneme ve aile üyelerine tebrikler için hediyeler getirdiği Teerapanyakul ailesinin Çin Yeni Yılı partisinden bir hediyeydi.

"Bırak beni, oynayacağım!"

''İkinci ailedensin, önce ana aile oynamalı!! Küçük kardeşim oynasın!" Ağabey (Tankhun), Kinn'in arkasında kollarını kavuşturmuş şekilde duruyordu. Yardım etmeye gelmişti, son gücümü kullanarak robotun kolu kopana kadar tekrar geri çektim. Pat! Ben ve robotik kol serbest kalır kalmaz sendeleyerek yere düşerken, havuz başında bulunan Tankhun ve Kinn birlikte havuza düşmüştü. O günkü olay ana ailenin ve ikinci ailenin ne olduğunu tam olarak öğrenmemi sağlamıştı.

"Bana çubuğu ver!" Amcam korumalara emir verirken bana sert gözlerle bakmıştı. Arkasında sımsıkı durup bacaklarına sarılan Tankhun ve Kinn vardı.

"Ama gelip robotumu çalmak istediler," diye açıklamaya çalıştım.

"Yalan söyleme çocuk, amcan yalandan hoşlanmaz. Görünüşe göre ikisini de suya itmişsin." Hem Tankhun hem de Kinn sessiz kalmışlardı.

"Baba... Ben yapmadım." Babam duruma sert bir tavırla baktı. "Erkek olarak doğdun, hata yaptıysan, hatalarını kabul etmelisin. Teerapanyakul olarak doğsak bile bunu kabul edecek cesarete sahip olmalıyız." Amcam çubuğu tuttu, bana vurmaya hazırlanmıştı.

"Öyleyse Tankhun ve Kinn de oyuncağımı aldıklarını kabul etmek zorundalar.''

''Saçmalık." Tankhun yavaşça konuştu.

"Oğlumu suçlama..." Cümleme boş gözlerle bakan amcama döndüm. "Daha da önemlisi oğlumu yaraladın. Ya yanında olmasaydık ve boğulsaydı? Oğlumun ölümünü sen ve baban üstünüze alır mıydınız?" Pek anlayamıyordum fakat karşımdaki kişinin söyledikleri beni suçlu hissettirmişti.

"Hadi bakalım!" Amcam kolumdan tutup çubuğu popoma vuracakken babam ayağa kalkıp araya girdi. "Hey! O benim oğlum, kendim cezasını verebilirim." Babam çubuğu amcamdan aldı. Bana boş gözlerle bakarken, ben de babama bakıyordum. Nedenini bilmediğim bir anda gözyaşlarım akmaya başlamıştı. O an kendimi çok zayıf hissetmiştim. "Baba..." Babam sopayı kırdı. İçim rahatlamıştı, babama sarılmak için koştum, sanki sığınacak bir yer bulmuştum ve bu adaletsizlikten beni kurtarmıştı fakat yanına gelir gelmez, babam birden elini kaldırdı ve bana tokat attı. Titreyip yere düşene kadar babamın bana bir tokat daha attı. Beni duygusal olarak paramparça etmişti, bu azarlanmaktan çok daha fazlasıydı. "Özür dilerim Korn ve sen de Kinn, çocuklarıma bundan sonra daha iyi öğreteceğim... Ana ile ikinci ailenin eşit olmadığını bilmeliydi. Ne de olsa biz ikinci aileyiz.''

i don't become satan | vegaspete (çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin