"Ne dedin ona?" Dikkatle arabayı kullanan Ömer abiye bakıyordum. "Zamana ihtiyacın olduğunu." Başımı salladım. Evet, zamana çok ihtiyacım vardı ama zamandan çok olayları anlamaya ihtiyacım vardı. Bunların hepsi korku hikayesi gibiydi. İmkansız, olağandışı olaylardı. Büyücüler, kurtadamlar, savaşlar...
Gözlerimi önüme çevirip yolu izlemeye başladım. Saat kaçtı bilmiyordum ama gecenin bir yarısı olduğu sokakların boş olmasından anlıyordum.
Nereye gidebilirdim? Eve gidemezdim çünkü o eve girecek gücüm yoktu. Balca'ya gitsem geldiğime pişman ederdi beni. Geriye sadece Sıraç kalıyordu. Muhtemelen o da soru soracaktı ama Balca kadar olacağını düşünmüyordum.
Derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım. "Annemin arkadaşı olduğunu söylemiştin. Onu ne kadar tanıyorsun?" Yavaşça gözlerimi açıp ona baktım.
Yerinde kıpırdanıp elindeki direksiyonu sıktı ve gevşetti. "Annen, anneni çok yakından tanıyordum. Uzun yıllarca beraberdik ama sonra o kendi yoluna gitti. Her neyse nereye gitmek istiyorsun?" Kaşlarımı çatarken gözlerimi kıstım. "Beraberdik derken?" Gözlerini bana çevirip "Arkadaşımdı, dostumdu."
Başımı sallayıp "Sen sür ben tarif ederim" dedim. "Okulu ne yapacaksın?" Omuz silktim. "Şu durumda okuyabileceğimi düşünmüyorum. Zaten Karmen sınavları halledeceğini söyledi." Başını salladıktan sonra derin bir iç çekti. "Sen neden buradasın? Yani işin gücün yok mu?" Suskunluğunu koruduğunda kaşlarım çatılmıştı. "Dragos'u nereden tanıyorsun?" "Daniella'dan. Zaten Dragos Romanya'da tanınan biri. Ayrıca alfa, yani kurtların lideri, babası." Gözlerimi koca koca açarken şaşırmıştım. "O zaman otomatik olarak Dragos'a bir şey olursa alfa Karmen olacak."
Başını iki yana salladı. "Bu kurtadamlık olayında işler öyle yürümüyor. Alfayı öldüren alfa oluyor. Yani Karmen alfa olmak istiyorsa babasını öldürmek zorunda." Başımı sallarken kollarımı birbirine bağladım. "Buradan sağa." Sağa doğru yönelip yerinde kıpırdandı. "Defne." "Efendim, buradan sola."
"Karmen'i küçüklüğünden beri tanırım, iyi biri. Ona daha doğrusu bize güvenmen gerekiyor." Başımı iki yana sallayıp "Lütfen Ömer abi, bugün daha fazla bu konu üzerine konuşmak istemiyorum."
Dakikalar sonra Sıraç'ın evinin önüne gelmiştik. Ömer abiye dönüp "Teşekkür ederim" diyerek arabadan indim. Evin ışıkların kapalı olmasından uyuduklarını anlıyordum. Kapıya doğru yönelirken Ömer abinin seslenmesiyle ona döndüm. Cebinden bir kağıt parçası çıkarıp bana uzattı. Elindeki kağıdı alıp baktığımda telefon numarasının yazıyor olduğunu gördüm. "Bir problem olursa ya da eve gitmek istersen ara" hafifçe tebessüm edip başımla onayladım. Tekrar kapıya doğru ilerlerken Sıraç'ın vereceği tepkiyi hayal etmeye çalışıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞİN KORUYUCUSU
FantasíaDefne, annesinin ölümünden sonra aylarca kendine gelemez. Bilmediği birçok sırrın içinde yapayalnız ve savunmasız kalmıştır. Defne'nin insan olarak yaşaması için anlatılmayan sırlar zincirin en büyük halkası kopmuştur. Dani, ölmeden önce ona fantas...