Büyük bir baş ağrısıyla gözlerimi araladığımda hava hala karanlıktı. Eve nasıl geldiğimi hatırlayamazken yer değiştirip pencere tarafına doğru döndüm. Yatağımın kenarına oturmuş bir gölge görmemle kalbim inanılmaz derecede hızlı atmaya başlamıştı. Olduğum yerde sıçrayıp geri geri gitmeye başladım. Gölge bana döndüğünde orman gözleri görmemle dudaklarım aralandı. Gelmişti, buradaydı...
"Defne, korkma." Başımı iki yana salladım. Şu anda şok geçiriyordum. Bir anda beni kolları arasına aldığında yutkundum. O buradaydı ve bana sarılıyordu. Kollarımı onun boynuna dolarken yüzümü boyun girintisine gömdüm. "Özür dilerim." Sesinde inanılmaz bir hüzün vardı. "Karmen..." Onu kendimden ayırıp karanlıkta görebildiğim kadar görmeye çalıştım.
"Buradasın, geldin" "Evet, buradayım Defne." Tekrar sarılıp kokusunu içime çektim. "Neredeydin? Ne oldu?" Kendini benden ayırıp gözlerimin içine bakmaya başladı. Çok yoğun bir hüzün vardı gözlerinde, kendimi kötü hissettiriyordu bu hüzün.
Başımı hafifçe yana eğip kaşlarımı çattım. Gözlerini kaçırıp yutkundu. Nasıl anlatacağını bilmiyor gibiydi.
"Babam..." Kaşlarımı daha fazla çatarken Karmen kafasını aşağıya eğdi. Ne olmuştu Dragos'a? Kalbime dikenler batıyormuş gibi hissediyordum. Boğazını temizleyip kafasını yukarıya kaldırdı. "Babam öldürüldü." Dudaklarım aralanırken kaşlarım gevşedi. "Ne?" Başımdan aşağıya kaynar sular boşalırken kalbimin atışını duymaya başlamıştım. "Ne demek bu?"
Karmen ayağa kalkıp pencereye doğru yürüdüğünde peşinden bende ayağa kalktım. Donuk gözlerini gökyüzüne çevirip derin bir iç çekti. "Duydun beni"
Yanına gidip elimi koluna götürdüm. Ona dokunur dokunmaz kolunu benden kurtarıp onları göğsünde bağladı. Ona dokunmama izin vermiyordu.
Kaşlarımı tekrar çatarken nasıl bir acı içinde olduğunu hissetmiştim. Bu duyguları biliyordum ama bilmez olmayı dilerdim. "Onu defnettikten sonra onu öldüreni öldürdüm." Öldürdüm! Öldürdüm! Öldürdüm!
Bir adım geri çekilirken vücudum kasılmıştı. Karmen bunu fark ettiğinde "Yapmam gerekiyordu ve yaptım. Babamı öldürerek alfa olmuştu. Bunu onun yanına bırakamazdım." Alfa mı? Dragos'u öldüren bir kurt muydu? Yavaşça bana dönüp sırtını pencereye dayadı. "Artık alfa benim." Dehşetle gözlerim açılırken birini öldürebilmesinde takılı kalmıştım.
"Benden korkuyor musun?" Evet, lanet olsun, evet. Ona arkamı dönüp kapıya doğru yöneldim. İstemsizce titriyordu vücudum. Birini öldürmüştü, ne olursa olsun birini öldürebilmişti.
Bu adamla aynı evde nasıl kalacaktım artık. O bir katildi sebebi ne olursa olsun. Odanın kapısına geldiğimde kapı kulpunu tutup yavaşça aşağıya çektim. Sadece bu odadan çıkmam gerekiyordu.
Tam kapıyı açacağım sırada bir anda arkamda belirip sertçe kapıya ellerini dayayıp geri kapattı. Bu hareketini beklemediğim için sıçrarken gözlerimi kapattım. Kalbim inanılmaz derece hızlı atıyordu ve bu heyecan vermektense acı veriyordu.
"Yapmam gerekiyordu" yavaşça ona dönüp göz seviyemin geldiği noktaya yani göğsüne bakmaya başladım. En az benim kadar hızlı inip kalkıyordu göğüs kafesi.
"Çıkmak istiyorum." Aniden bir elini kapıdan çekip çeneme koydu ve yüzümü yukarıya kaldırdı. "Yapmam gerekiyordu Defne. Tıpkı ileride senin de yapman gerekeceği gibi." Duvara çarpmış gibi hissederken gözlerimi orman harelerine çıkardım. Evet, biliyordum ve yapacaktım da ama, ama bir insan öldürmek ne olursa olsun korkunç birşeydi. Bir can almak bu kadar kolay söylenebilen bir şey olmamalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞİN KORUYUCUSU
FantastikDefne, annesinin ölümünden sonra aylarca kendine gelemez. Bilmediği birçok sırrın içinde yapayalnız ve savunmasız kalmıştır. Defne'nin insan olarak yaşaması için anlatılmayan sırlar zincirin en büyük halkası kopmuştur. Dani, ölmeden önce ona fantas...