11.Bölüm

3.2K 422 180
                                    

MedyaBana Yalan Söylediler~Semiramis Pekkan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Medya
Bana Yalan Söylediler~Semiramis Pekkan

&&&

Bir gün, bir tesadüf neticesinde Naz'ın babaannesi ile tanıştık. Okuldan çıkışta biraz arkadaşlarla takılmış ve sonrasında eve gitmek üzere yola çıkmıştım. O gün Naz yoktu, daha doğrusu babaannesinin hastane işleriyle ilgileneceği için okula gelmemişti. Tam bizim yokuşu tırmanmaya geçmiştim ki korna sesiyle bir araba durdu yanımda, Naz'dı.

"Gideceğiniz yere götürelim mi Yaman bey?"

Durup onun neşeli, gülen yüzüne baktım, ancak istediğim şekilde konuşamadım. Zira, yanında oturan yaşlı kadın, beni sert bakışlarıyla süzmekteydi. Babaannesi olduğunu tahmin ettiğim sert çehreli kadın, "Haçan, ayakları yok mudur, yürüsün da!" dedi, terslercesine bariz bir Laz şivesiyle. Onun bu sözleriyle bozulduğumu belli etmeden gururlu bir tavırla, "Ben yürürüm Naz, teşekkür ederim," dedim. Doğrusu, bir de suratsız babaanneye katlanamayacaktım. Ama bizimki de inatçıydı. "Ay, Yaman bir de sen yapma bari, gel lütfen, vallahi darılırım," dedi, sitemkar bir tavırla. Sonra yanındakine dönüp, "Babaanne ne ayıp," dedi azarlayan bir sesle. "Yaman benim arkadaşım, bir kere de uslu dur yahu." Torununun bu sözlerine yaşlı kadın ileriye bakarak sessiz kalmıştı.

Binmeme kararım, arkadan gelen arabaların korna sesleriyle maalesef değişmek zorunda kaldı, hızlıca kapıyı açıp araca bindim. Naz, ustaca bir manevrayla hareket ederken, "Ee, okuldan geç mi çıktın?" dedi, alt metinde bana hesap sorduğu aşikardı; dikiz aynasında gözlerimiz birleşince gülümsedim. "Hayır," diye cevapladım gizli sorusunu. "Okuldan sonra arkadaşlarla takıldık biraz."

Onun imalı bir tavırla, "Hımm," demesiyle başımı cam tarafına çevirdim. Belki, biraz kıskanması iyiydi. Ancak sessizlik uzun sürmedi, dayanamamıştı. "Beyza hanım nasıllar?" dedi, açıktan iğneliyordu kıskanç sevgilim. Kahkaha atmamak için kendimi zor tutuyordum. "Gayet iyi, neden sordun ki?" dedim masum bir tavırla. "Hiç, merak ettim öylesine," derken dikiz aynasında tekrar gözlerimiz buluştu, bakışlarındaki hiddeti tebessümle karşılamıştım. Bu arada Çıkmaz'ın başına geldiğimiz için mecburen arabayı durdurmak zorunda kalmıştı. "Teşekkür ederim Naz," dedim, mesafeli bir sesle, Nazife Hanımı işkillendirip onun üzerine salmak istemiyordum. "Yarın okulda görüşürüz, iyi akşamlar."

"İyi akşamlar Yaman," derken, onun kendisini zor tuttuğunu tahmin edebiliyordum. Bir an önce eve gidip bana telefon açacak ve o arkadaşlarla takılma mevzuunun açılımını isteyecekti.

Tahmin ettiğim gibi oldu, daha eve girer girmez telefonum çalmaya başlamıştı. "Kimmiş o arkadaşların?" demişti hemen.

"Ben de seni seviyorum aşkım," diyerek cevapladım onu alaycı bir sesle. Bunu söylerken aynı anda mutfaktan çıkan annemle göz göze gelmeseydim daha iyi olacaktı tabii, onun şaşkınlıkla düşen çenesini ve bozulan yüzünü çaresizce izlemek zorunda kalmıştım. Fidan Sultanın bir hamle yapmasına fırsat tanımadan neredeyse koşturarak odama girip ardımdan kapıyı kapattım.

BEGONVİL ÇIKMAZI (Mahalle Hikâyesi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin