Van

46 7 5
                                    

-Zehra yedi sülaleni sikeyim Zehra. Ağzına sıçayım Zehra. Özürlü Zehra. Mal Zehra. Senin aklına uyan kendi beynime tüküreyim Zehra.

Ayşe elleri montunun cebinde Zehra'ya saydırırken Zehra da yüzsüz gibi cevap veriyordu:

-Yav ne ne! Ne yaptım sanki ha. Siz de gayet meraklıydınız gelmeye, di mi Nisa?

-He amına koyduğum. Gelmezseniz tek başıma giderim ayılar yer beni diye tehdit etmedin mi? Keşke Gamze'yi dinleyip bıraksaydık seni de ayılar sikseydi. En azından sekiz kişi yerine bir kişi kaybolurdu.

-Ama heyecan oldu işte ne olacak- tamam tamam.

-Bu Seher maldır ha. Heyecan diyo hala kafayı yicem. Ormanda gecenin bi vakti kaybolduk lan! Şebeke çekmiyor yemeğimiz suyumuz yok! Kampta da varlığımızdan haberi olan yok ki yokluğumuzun farkına varsınlar.

Gamze'nin haklı sitemi üzerine herkes susmuştu ama o devam ediyordu:

-Ben niye hala arkadaşsam sizinle, lise yetmedi aynı üniversiteye gittik, üstüne ev arkadaşıyız.

-Evvet arkadaşlar az önce Zehra götü yüzünden ormanda kaybolduk, sanırım ölücez. Abone olmayı, like atmayı-

-Seni niye Fransa'dan attıklarını anlıyorum.

-Hey! Bu benim kendi tercihimdi!

-Macron'un üstüne zorla atlayıp öpmeye çalıştığım için sınır dışı edildim demiyo da...

Dicle sinirle telefonu cebine koyup homurdandı. Türkiye'ye gelip de fakirliğe adım atınca youtuber olup zengin olmayı kafasına koymuştu. Seher alayla mırıldandı:

-Oğlum açtığın rüm kanallar kapanıyor bırak artık bu işi.

-Macron beni kıskandığı ve kimsenin beni görmesini istemediği için yapıyor.

-Adam seni vatan haini ilan edip her tarafa boy boy posterlerini astırdı 'ülke içinde görürseniz polise haber verin' diye.

Şerna bunu söyleyip duvar kağıdı yaptığı posteri gösterince tüm grup gülmeye başladı, ne durumda olurlarsa olsunlar o poster moral kaynağıydı onlar için.

Uzun bir süre konuşmadan yürüdükten sonra oturup ne bok yiyeceklerini düşünmeye karar verdiler. Buldukları bir açıklıkta ısınmak için birbirlerine iyice yapışıp bir daire yaptıktan sonra Zehra konuşmaya başladı:

-Oğlum çok abartıyorsunuz. Ben yapmamız gereken şeyi söyleyeyim, şu an ülkenin en büyük ormanlarından birindeyiz-

-Jungle. Orman değil bi üst seviye burası. Kesin babun falan da vardır hatta. Goriller babun sevmez.

-Götünden uydurma Ayşe.

-Ya Seher niye her dediği-

-Kesin lan.

Gamze öfkeyle tıslayınca ikisi de durdu, sinirliyken bulaşmamaları gerektiğini biliyorlardı çünkü.

-Neyse devam ediyorum. Ehem ehem. Orman bu kadar büyük olduğu için yerimizden ayrılmamalıyız, çünkü yüzde doksan olasılıkla yanlış yöne gideriz ve orman bitene kadar yedi kere ölürüz. En iyisi yerinizde kalmak yani.

-Bunu dört saat yürüdükten sonra mı söylüyorsun salak! Bizi ormana sokan bir özürlü, bir Macron sapığı, kendini goril sanan bir salak, ormanı heyecanlı bulan bir mal, hala telefonla uğraşan bir bağımlı, bi' boku ciddiye almayan bir gevşek ve şoka girmiş bir Zeliha'yla ormanda kaybolmayı hak edecek ne günah işlemiş olabilirim Allah'ım?

Zeliha konuşmadan boş boş karşıya bakıyordu.

-Pardon da ben kendimi goril sanmıyorum, zaten gorilim.

-Bağımlı değilim hackerım ben.

Zeliha hala konuşmadan boş boş karşıya bakıyordu.

-Ayrıca orman zaten heyecanlı.

-Macron benim sapığım onu reddettim diye iftira atıyor.

Zeliha'nın gözü seğirmeye başladı.

-Bok olmasaydınız ciddiye alsaydık.

-Hem sadece benim suçum değil, sadece fikir benden çıktı.

Zeliha çığlık attı.

-Aha sivrisinek vızıldamaya başladı.

-Gerizekalı!

Zeliha kürek gibi elini sussun diye Nisa'nın kafasının ortasına yapıştırıp bıngıldağını çökerttikten sonra konuşmaya başladı. Zehra da ağlayan Nisa'ya sarılıp pis pis Zeliha'ya baktı.

- Hepiniz kesin sesinizi beni dinleyin! Olayın ciddiyetinin farkında değilsiniz galiba, konuşmaktan sabahtan beridir gelen kurt ulumalarını duymadınız mı? Kalkın mecbur bi taraf seçip yürümeye başlıyoruz, kimse yokluğumuzu da fark etmeyecek, etse de aramayacak, kabul edin. Yani-

-Bi dakika dur...

Gamze elini kaldırıp Zeliha'yı susturduktan sonra hepsi etrafı dinlemeye başladı, konuşma ve gülme sesleri geliyordu.

-BURADAYIIIIIIIZ!! İMDAAAAAAĞĞĞĞĞĞĞĞĞTTTT! YAAAĞRDIĞM EĞDİİİİĞĞĞİİİNNN!

-ORADA BİRİ Mİ VAR?

Gelen karşılıkla hepsi déin bir oh çekip beklemeye başladı, ama Zeliha hala...

-İİİİİİİİĞĞĞĞĞĞĞĞĞMMMMMMMMMDAAAAAAAĞĞĞĞĞĞĞĞTTTTT!

-SESİNİZİ DUYDUK TAMAM!

-ÖLÜYORUUUUUUUĞĞĞĞĞĞZZZZZ!

-LAN SESİNİZ GELDİ YETER!

-AAAAAĞĞĞĞĞĞĞAAAAAĞĞĞĞĞAAAAAAAA!

-Kes Zeliha tamam duymuşlar işte!

-Ne biliyorsun? İMDAAAAAAĞĞĞĞĞĞĞĞĞĞTTTTTTTTTT!

-Lan bi' susarsan duyacaksın sen de! Adamlar vazgeçecek bizi bulmaktan.

-Evvet arkadaşlar, sanırım kurtulmak üzereyiz, sesler bize doğru geliyor ama bizi kurtarmaktan vazgeçerlerse hiç şaşırmayın çünkü Zeliha malı hala bağırıyor.

-İMMDAAĞĞ-

En sonunda Zehra Zeliha'nın üstüne atlayarak elini ağzına bastırmış ve susturmuştu. Zeliha kurtulmak için çırpınırken kulaklıktan şarkı dinleyen Şerna'ya çarpmış ve onunla birlikte yere devrilmişti, o sırada hala Zeliha'nın ağzını tutan Zehra da üstlerine düşmüştü. Tabii onu tutmaya çalışırken Nisa da peşlerinden yere yuvarlanmıştı. Ayşe gülerek yerde yatan dörtlünün üstüne atlar ve goril sesleri çıkartır; Seher ellerini çırpıp 'Ayşe kulağını ısır' diye bağırır; Gamze yere oturup bir yandan arkadaşlarına küfredip bir yandan ağlar ve Dicle bir yandan konuşup bir yandan kendini ve onları videoya çekerken...

-Ne oluyor burda?

Memolinin AskerleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin