-Kaçma fikri kimindi?
Gamze Ayşe'nin sorusu üzerine gözlerini etrafındaki bağlı arkadaşlarında gezdirirken bileğini acıtan ipleri çekiştirdi ve öfkeyle mırıldandı.
-Kimin olacak-
-Hepimiz onayladık, kimse kimseyi suçlamasın.
Zeliha sakin bir sesle konuşsa da Gamze hiç sakin görünmüyordu.
-Suçlanacak kişiler belli bence, en başta haritayı ters tutan o mallar var ya, ha işte onlar.
Zehra direkt diklendi:
-Ohooo, başa mı dönelim yani?
-Evet, en başa dönelim hatta! Bu arabayı alıp kendi başımıza ormana açılma fikri kimindi? Yine ikinizin! Her halt sizin yüzünüzden oluyor zaten, ben her defasında dedim ki yapmayalım...
Her ne kadar sakin durmaya ve bu durumdayken grupta kavga çıkarmamaya çalışsa da daha fazla dayanamadı Nisa:
-Gamze sen her duruma itiraz ediyorsun ki zaten! Ne zaman bir şey yapacak olsak hayır, olmaz, ne gerek var! Sonra başımıza bir şey gelince de 'ben demiştim'...
-Aklınıza gelen her saçmalığı hiç düşünmeden yapıyorsunuz çünkü! Hiç sonuçlarının düşünmüyorsunuz, kimse umurunuzda değil; biz eğlenelim gerisi boş havasındasınız hep!
Zehra umursamaz bir havayla omzunu silkti:
-Gerisi boş çünkü.
-Lan sizin yüzünüzden önce gorillerin sonra da yamyamların eline düştük! Hala gerisi boş diyor kafayı yiyeceğim...
Daha fazla dayanamayan Zeliha bağırdı:
-LA YETER! YETER YETER! ŞU AN TUTSAĞIZ VE DAHA KÖTÜSÜ MUHTEMELEN BİZİ YEMEYİ FALAN DÜŞÜNÜYORLAR!
-Şu iki özürlü yüzünden-
-Özürlü anandır!
Gamze karşılık vermek için ağzını açsa da aniden içinde kaldıkları çadıra birileri gelince susmuştu. Ellerindeki mızrağı sıkıca tutan adamlar gözlerine bakmadan elleri bağlı kızları zorla ayağa kaldırmış dışarı çekiştirmeye başlamışlardı. Nisa'nın gözünden kaçmamıştı; bizden korkuyorlar, diye düşündü ve bu düşünce nedensizce zevk verdi. Öleceğimizi biliyorum ama yine de birilerinin bizden korkması güzel.
Düşünceleri onlara korkuyla bakarak mırıldanan Zehra ile dağılmıştı:
-Oğlum öylece gidiyor muyuz? Kurtulmaya çalışmayacağız mı?
-Salak mısın Zehra, bir kabilenin elindeyiz şu an. Hadi şu tipini siktiklerimi geçtik kalanları ne yapacağız? Kurtuluşumuz yok, belki öldürmezler hem niye adamları direkt yamyam ilan ettik ki?
Şerna titreyen sesiyle bunu söylerken Nisa alayla mırıldandı:
-Şerna senin zaten niyetin vardı ya çok sıkıntı olmamalı senin için?
-Korkmuyorum ki!
-Korkmanla ilgili bir şey demedim ki?
Şerna ona yandan yandan bakıp önüne döndü ve cevap vermemeyi tercih etti. Onlar bu durumda bile konuşurken etrafı sekiz kocaman ahşap heykelle çevrili büyük bir meydana gelmişlerdi; bir tarafta üstü başı garip garip süslerle kaplı bir adam kurumla otururken meydanın etrafını tamamen yapraklı insanlar çevirmişti ve kimi merakla kimi nefretle onlara bakıyordu. Hepsinin ilk dikkatini çeken şey ise meydanın ortasındaki odun yığını ve yığının üstünde dikili sekiz direkti. Korkudan neredeyse hepsinin dili tutulmuş ve ayakları birbirine dolanmaya başlamıştı.
-Lütfen... Aklımdaki şey olmasın.
Kimse Dicle'ye cevap dahi vermemiştir çünkü tam olarak aklındaki sey olduğunu anlamak için çok da zeki olmaya gerek yoktu.
-Oğlum direnelim böyle kuzu kuzu gidecek miyiz!
Seher bunu bağırarak söyledikten sonra direkt dirseğini arkasındaki adamın suratına geçirmiş ve onun yanındaki adama tekme atmaya çalışmıştı ama çok cılız çabalardı bunlar; üç saniye sonra yakalanmıştı ve bu sefer hepsi çok daha sıkı tutuluyordu. Dicle ve Ayşe ağlamaya başlamıştı; Gamze şoka girmiş gibi boş boş etrafa bakıyordu ama onun da dudakları titriyordu. Zehra Zeliha ve Nisa ise çığlık çığlığa bağırıyor vene kadar sıkı tutulsalar da kurtulmaya çalışıyorlardı. Şerna ise anlamadıkları bir şeyler mırıldanıp etrafa bakıyordu; her an bir kriz geçirebilirdi.
Direklere getirilip bağlanana kadar çırpınmaya devam etmişlerdi ama elinde meşayleyle onlara yaklaşan adamları görünce hepsinin yaptığı şey aynıydı artık; çığlık çığlığa bağırmak, küfretmekve ağlamak... Meşaleli adam gelip hemen yanlarındaydı dikilmiş ve öylece durmuştu, etraftaki insanlar ise onları ancak bir tiyatro kadar ciddiye alıyordu. Kabile başı olduğunu tahmin ettikleri adam yüzünde deli bir ifadeyle onlara baktı ve coşkuyla şu anlamlı kelimeleri söyledi:
-Hebele gübele orpsus detsew of dı agıre alaw. Cinlus det o emji harın ewan. İDİ ÇİKEN ZIK OF DI PIŞT!
Tüm kabule aşırı coşkuyla lideri onaylayıp bağırmaya başlamıştı. Lider elini havaya kaldırınca kızlar da dahil olmak üzere hepsi susmuştu; içgüdüsel olarak o el inince her şeyin biteceğini anlamışlardı sanki.
Birkaç saniye sonra adam elini indirince elinde meşale olan adam büyük bir zevkle odunları en aşağıdan tutuşturmuştu. Ateş daha onlara epey uzaktı ama gelmesi uzun sürmeyecekti.
-Eğer ölürsek-
Zehra'nın lafını Şerna kesti:
-EĞERİ Mİ KALDI GERİZEKALI! ADAMLAR YAKTI LAN BİZİ! AMA BAĞIRMAYACAĞIM LAN, SİZE O ZEVKİ YAŞATANIN YEDİ SÜLALESİNİ-
Aniden önünden geçen bir karalti ile çığlığı basmıştı Şerna. Ardından bir tane daha ve sonra bir tane daha... Daha ne olduğunu anlamadan Zeliha başta olmak üzere hepsinin kolları direklerden koparılmış ve aşağı indirilmişti.
-Goriller... ARTIK EN SEVDİĞİMİZ HAYVAN SİZSİNİZ AMINA KODUKLARIM! İŞTE BENİM SÜRÜM, İŞTE BU, UH-UH AĞAGAĞAAA U-U AHGH HUH!
Zeliha aşırı gaza gelmiş şekilde bağırıyor ve arada önünden geçen gorillere sarılıyordu. Birkaç saniye sonra tüm sürü etraflarını sarıp onları koruma altına almış ve kabile şefini de en güçlü birkaç goril arasına alıp ölümüne dövmeye başlamıştı. Göğsündeki kalp şeklindeki yara yüzünden rahatlıkla ayırt edilebilen Sebastian koşarak gelmiş ve ağlayarak Zeliha'nın orasına burasına bakıp yaralanıp yaralanmadığını kontrol etmeye başlamıştı, ta ki Zeliha ona daha fazla ağlayarak onu durdurana ve sıkı sıkıya sarılana kadar.
-Oğlum ölüyorduk lan... Ciddi ciddi ölüyorduk!
Ayşe kocaman gözlerle etrafa bakıp bunları söylerken Nisa ona döndü:
-Yok lan şakadan ölüyorduk. Öyle bi' tur bronzlaştırıp bırakacaklardı.
-Benim süt gibi tenim var bronz falan istemiyorum.
-Az önce az kalsın sütlaç oluyordun.
-Fırında sütlaç hem de...
-Böyle üstü kızarmış içi şekerli...
-Var ya tam götü yapraklı abilerin ağzına layık.
Tüm grup Gamze'nin nasıl sütlaç olacağını tartışırken Şerna kocaman gözlerle baktı onlara:
-Az kalsın ölüyorduk... ÖLÜYORDUK LAN ÖLÜYORDUK HALA ŞAKA MI YAPIYORSUNUZ!
Zehra ona birkaç saniye kısık gözlerle bakıp kafasını salladı ve emin bir sesle konuştu:
-Bundan da olsa olsa kazandibi olur...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Memolinin Askerleri
Humor-SONSUZA KADAR ARKADAŞ MIYIZ? -EVET! Yani şey, ayrı eve çıkabilecek kadar çok param olana kadar. -Yani sonsuza kadar. -EVEEEET! ... Sekiz insanımtrak gorilin ibretlik hikayesi... Subhanallah ilk defa görenler like 🧕🏻💋