Fayf

30 7 5
                                    

-Yemeyin lan artık şunları!

   Otelin lobisinde koltukta otururken önlerindeki sehpada gördükleri atıştırmalıkları yemeye devam eden Zehra Zeliha'nın ağzına bir cips verirken Seher'e öpücük atmıştı. Grup ikiye ayrılmıştı o anda; masadaki her şeyi süpüren Zehra Zeliha Nisa Ayşe'ye karşılık onları tanımıyormuş gibi yapmaya çalışan ve arada onları çemkiren Dicle Seher Gamze. Bir de Şerna vardı tabii; hala aslında şu an Kenya'da olmadığını ikna ediyordu kendini.

-Ya salak salak hareketler yapmayın! Ne olduğu belli olmayan şeyleri yemeyin ayrıca, onun kuruyemiş olduğunu hiç zannetmiyorum.

-Cahil cahil konuşma be! Taa Kenya'ya geldik tabii ki yiyecekler farklı olacak.

   Gamze Nisa'ya oflayıp arkasına yaslandı, tam ağzını bu sefer küfretmek için açacaktı ki karşıdan bir grup takım elbiseli ve 'zenginiz şirketiz hallederiz' bakışlarıyla onlara doğru gelen adamları görünce yalnızca ellerindeki süslü tabakları bırakmaları için son çare pis pis baktı dörtlüye ama çiğ köftecide daha ucuz olduğu için yandaki Şok'tan aldıkları ayranlarla girip dürüm yiyen insanlardan çok da bir umudu yoktu zaten.

-Ne yapıyorsunuz siz?

   Sonunda yanlarına gelen adamlardan en önde duran ciks abi çatık kaşlarla hala tıkınan dörtlüye bakarak mırıldanırken onkar da ona bakmıştı.

-Ne yapıyormuş gibi görünüyoruz? Masada atıştırmalık bulduk yiyoruz.

   Zehra'yı onaylamak için özlü bir atasözü söyleme karar verdi Nisa:

-Yemek buldun mu yiyeceksin, göt buldun mu-

   Zeliha kafasına yapıştırınca cümlesini devam ettiremeyen Nisa hemen sinip cipslerden bir tane daha aldı sessizce.

-Siz- bi' dakika...

   Adam sakinleşmek için birkaç saniye bekledi ve ardından tekrar konuştu:

-O elinizdekiler, eee, yiyecek değil.

-Yiyecek değilse niye tabakta sehpaya koyuyorsunuz ki o zaman?

   Ayşe bunu söyleyip ağzına birkaç tane daha leblebi atarken Zeliha çoktan elindeki tabağı yerine bırakmıştı. Ciks abiyle birlikte gelen birkaç adam Ayşe'nin bu haline gülünce Zeliha sinirlendi ve tabağı tekrar aldı eline:

-Hayır yani Türkiye'de  genelde buraya yiyecek konuluyor, ne bilseydik süs niyetine olduğunu?

-Zeliha Allah aşkına hayatında kaç kere otele gittin de konuşu- ha biz aynı taraftayız doğru. Neyse.

   Zeliha Zehra'ya öldürücü bakışlar atınca Zehra da olduğu yerde başını eğip ağzına birkaç cips daha attı.

   Adam bu sefer alayla güldü ve uzanıp tabaklardan bir cips aldı.

-Bunlar güzel koku versin diye oraya konan çiçek yaprakları ve meyve tohumları. Ayrıca, sehpada ve tabakta durması yiyecek olduğu anlamına gelmiyor, bizim Türkiye'deki şubelerimizde de bu tür şeyler var ve daha onları yemeye çalışan kimseyi görmedim ben.

-Ben de diyorum bu cips niye mor...

   Ayşe açıklamayı uygun bulup tabağı bırakınca Nisa ve Zehra da ona uyumuştu ama Zeliha sinirden kuduruyordu. Elini uzatıp sehpanın ortasında duran ve içindeki siyah yaprakların garip kokusu yüzünden yemeye cesaret edemedikleri tabağı aldı eline ve ayağa kalktı. Adamın gülüşü yüzünde donmuştu.

-Onu yemek istemezsiniz hanımefendi...

   Ama tutmuştu Zeliha'nın katır inadı bir kere. Eline bir yaprak aldı yavaşça.

-Kimin ne yaptığı, neyi yiyip neyi yemediği bizi hiç ilgilendirmez.

   Kimse itiraz edemeden ağzına yaprağı atmıştı Zeliha.

-Bir şey bulduysak, bedavaysa ve tadı güzelse yeriz biz. Ne demişler, yemek buldun mu yiyeceksin...

   Bir yaprak daha alıp yedi ve Nisa'nın devam etmesine izin vermediği sözü tamamlamak için ağzını açtı. Ama cümlesi boğazında takılı kaldı; nefes alamadığını hisseden Zeliha'nın gördüğü son şey ona yaklaşan beyaz fayanslardı; bi' de en son duyduğu Nisa'nın sesi tabii:

-Bi' diyemedik göt buldun mu sikeceksin diye...

Memolinin AskerleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin