Helen Miller
"Hayır buna ihtiyacım yok."
Ertesi gün çekik gözlü arkadaşımın attığı konuma gelmiş kısa bir süre birlikte çalışacağım insanlarla tanışmıştım. Üç kız ve iki erkekten oluşan bu gruba kolay hükmedeceğim gibi duruyordu.
"Bana eski projelerden bir kaç tane getirebilirsen daha kolay anlayabilirim." Kız gülümseyip kafasını sallayarak yanımdan ayrılmıştı.
Gerçekten birileriyle ortak çalışmaya başladığıma inanamıyordum.
Masanın üstünde ışığı yanan telefonumu elime alıp gelen aramayı cevapladım.
"Söyle."
"Telefon açmanın bir adabı vardır."
"Jane! Ne söyleyeceksen söyle çabuk."
"Lucas'tan haberin var mı?"
"Hayır. Bu neden umrundaki?"
"Biz birlikte olduk."
"Aman Tanrım bu olamaz! Bu olamaz Jane! Nasıl olmuş olabilir!"
"Dalga geçmeyi kes tamam mı? Ortada büyük bir sorun olabilir. O şeyi yaşadık bitti gitti evet. Fakat o günden sonra Lucas'ı hiç görmedim. Benimle hiç iletişime geçmedi. Yani bilmiyorum, bunun olmasımı gerekiyor gerçekten?"
"İlk seks yapan senmişsin gibi konuşuyorsun."
"Dünyada ilk değil evet ama benim ilkimdi seni orospu!"
"Argo kullanmak istemiyorum lütfen beni zorlama." Yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirmiştim. Her ne kadar göremese de.
"Sinir bozucusun!"
"Biliyorum."
Telefonu kapatıp masaya bırakacaktım fakat aklıma Lucas takılmıştı. Benimle de iletişime geçmemişti.
Rehberde biraz yukarı kayıp Lucas'ın ismine dokundum.
"Sonunda beni aramayı akıl ettin ha?"
"Vay! Trip atıyoruz ha? Olsun. Nasılsın küçük kardeşim?"
"Nasıl olduğumu bende bilmiyorum."
"Jane'le aranızda olanları duydum."
"Hemen yumurtladı ha?"
"Sanki sen söylemeyecektin."
"Belki de." Biraz sessizlik olmuştu.
"Sen iyi misin?"
"Pişmanlık duymam normal mi?"
"Neyden pişmansın?"
"Bunu yapmamalıydık."
"Jane bunu sorun etmiyor, inan bana. Sarhoşken duygularına hakim olmak zor olabiliyor. Olmasaydı daha iyi olurdu fakat oldu. Dizlerinin üstüne çöküp ağlayacak bir kız değil. Bu konuda için rahat olsun."