Breathe Nort-
"Hayatımda hiç bu kadar aşağılanmamıştım."
"Breathe, neler oluyor?" Helen'a baktım.
Ona olanları anlattığımda geri dönüşü olmaz bir nefret sahibi olacaktı. Tıpkı Jane gibi.
Bir dakika? Ne bekliyordum ki ben? Elbette nefret edeceklerdi.
Sanırım ben, hala Justin'le olabileceğimi düşünüyordum.
"Justin." Helen kaşlarını kaldırdı. Büyük bir ciddiyetle dinliyordu beni. "Evliymiş. Üstelik bir kızı var." Yanımdan kalkan Helen elleriyle saçlarını geriye savurdu.
"Bu gerçek olamaz."
"Gerçek Jane. Bu benim yüzleşmem gereken acı bir gerçek." Kafamı tekrar dizlerimin üstüne bıraktım. "O kadar kirlenmiş hissediyorum ki."
"Böyle hisseden sadece sen değilsin. Bende aynı şekilde hissediyorum." Helen'a baktım. "Bugün ofise sevgilim sandığım kişinin karısı geldi. Uzun zamandır çocuk sahibi olmaya çalıştıklarını ve en sonunda başardıklarını söyledi."
Olanlara inanamıyordum. Bu bir rüya olmalıydı. Hemen şimdi uyanmalıydım.
"Bu kadar acımasız olabilirler mi gerçekten? Bizi düşünmemelerini anlıyorum. Peki ya evlendikleri kişileri? Çocuklarını? Nasıl böyle iğrenç bir durumun içine sokabilirler? Aile olmak böyle bir şey mi?" Düşüncelerimle gittikçe kontrolden çıkıyordum. Tam şu anda ayağa kalkıp ortalıkta ne varsa kırıp dökmek istiyordum.
Yaptım.
Ayağa kalkıp elime geçen ne varsa yere fırlattım.
"Ben bu olamam! Böyle aşağılanmış olamam!"
"Breathe! Dur!" İkisi birlikte beni durdurmaya çalışıyorlardı. Bir an için onlara rahatsızlık verdiğimi düşünsemde tekrar nefretimi kusmaya devam etmiştim. "Beni bu şekilde aşağılamış olamaz!"
"Breathe!" Kolumdan çekip duvara yasladılar. "Bu hiç bir şeyi çözmeyecek!" Helen'a baktım. Ben nasıl hissediyorsam o da öyle hissediyor olmalıydı. Peki neden tepki vermiyordu?
"Lütfen sakin ol! Lütfen!" Jane etrafa saçılan eşyalardan zarar görmüş olmalıydı ki elini tutuyordu. Kendime kızmıştım.
"Sen nasıl sakin kalabiliyorsun?" Kollarımı bırakan Helen bir iki adım geri gitti. "O sikiğin beni bu şekilde hissettirmesine izin vermemeliydim!" Tekrar kontrolü kaybetmiştim. Bu tamamen isteğim üzerineydi. Merdiven altında duran çiçek vazosunu televizyona fırlattım. "Karısı ve kızıyla birlikte benim otelime girdiler! Mutlu aile tablosunu görmeme izin verdi!"
"Kes şunu!"
"Onu öldürmemem için bir şey söyle!" Helen'ı kollarından tutup salladım. "Onu öldürmemem için bir şey söyle!" Dönüp Jane'i salladım. "Buna ihtiyacım var." Gözlerimden yaşlar akıyordu fakat bu istemsizceydi. "Çünkü buna ihtiyacım var." Yere çöktüm.
"Bana bak." İkiside yanıma oturmuştu. Jane elini çeneme koyup ona bakmamı sağladı. "Senin onunla ilgili hiçbir şeye ihtiyacın yok."
"Bu geçecek değil mi?"
"Emin olabilirsin." Helen'a baktım.
Gerçekten geçecekti değil mi?
-
"Tamam şimdi al şunu." Jane'in uzattığı sütü alıp bir yudumda bitirdim. Ardından gülümsedim.
"Yine bal koymuşsun."
"Ne sandın."
"Helen nerde?"
"Galeriye gitti."
"Onu da üzmüş olmalıyım."
"Bunun üstesinden geleceğiz. Merak etme." Gülümsedim. Ardından omzumdaki elinin üstüne elimi koydum.
"Biliyorum."
Helen Miller
Bir şeytan.
Bu tabloya bir şeytan çizecektim ve galerimin odak noktası bu olacaktı. Peki ya bir şeytanı nasıl çizebilirdim? Benim için basitti bu. Çünkü şeytanla uzun zaman önce tanışmış kısa bir süreliğine birlikte olmuştum.
Kendime ne kadar zarar verdiğimi düşünüyordum. Kolay inanan biri değildim. Peki ya bu bataklığa nasıl düşmüştüm? Nasıl kısa zamanda inanmıştım ona?
"Helen?" O ses tonu kulaklarıma dolduğunda başıma ağrı girmişti. Eğer geldiysen, sana olan nefretimi göze almışsındır.
"Ben adi herifin tekiyim. Biliyorum." Adım sesleri yaklaşıyordu. Elimdeki boyayı masaya bıraktım. "Beni affetmeyeceğini de biliyorum. Ama sana açıklama yapmama izin ver. Sana gerçekten aşığım. Seni çok seviyorum. Tahmin edemeyeceğinden fazla." Ona döndüm."Öyleyse sana bir soru soracağım." Gülümsedi.
"Tabi."
"Sevdiğin birini, bu kadar kötü hissettirebilir misin?" Yüzündeki gülücük solmuş yerini dolu gözler almıştı.
"Ağlayacak mısın? Devam et. Bunu kolayca yapabilirsin.""Onun benim için hiç bir önemi yok. Onu terk edeceğim. Yemin ederim."
Sanırım beni yaralayan en çokta buydu. Ben başka biri için ailesini yok etmeye hazır olan bu adama sevgi beslemiştim.
"Onu benim için terk edeceğini biliyorum. Profesyonel olduğunu söyleyebilirim çünkü bir süredir dikkatimi çektin. Ama kalacağımı sanmıyorum. Sana söylüyorum, böylece öğrendiğinde etkisini atlatabilirsin. Karın gitti çünkü mesafemi korudum. Ona senin yaptığın ucubeliği, beni düşürdüğün bu iğrenç durumu anlatmadım."
"Helen." Bana doğru adım attığında geri çekildim.
"Git ve beni istek listenden çıkar."