Give Love A Try 4. Bölüm

525 56 15
                                    

Anılarımdan kurtulduktan sonra maça odaklandım, çoktan iki gol atılmıştı. İkisini de Luhan atmıştı. Düne göre daha sert oynadığı her halinden belli oluyordu. Ara verdiklerinde Yixing ve Tao hemen benim yanıma geldi. Gerçekten yorulmuşlardı.

"O.. gerçekten.. iyi.. oynuyor."

dedi Tao nefes nefese. Yixing ise bana bir taktiğim olup olmadığını soruyordu.

"Onu alt edebilmenin yolunu bulmuş olabilir misin acaba?"

"Eskisinden de güçlü."

"Onun biz de farkındayız sen onu alt etmenin yolunu biliyor musun bilmiyor musun?"

diye sordu Yixing ardından Tao nefesini düzenlemiş bir şekilde konuşmaya başladı.

"Dün bu kadar zorlamıştı öyle değil mi? Yoksa bana mı öyle geliyor?"

"Yanılmıyorsun Tao, gerçekten de üzerimize çok fazla düşmemişti dün."

"Peki ya neden?"

diye sorunca, aklımdan geçen şeyi söylemedim ve "Bilmiyorum." diyerek kestirip attım. Yixing ise hala Luhan'ı yemek için planım olup olmadığını soruyordu.

"Onun zayıf yönlerini keşfetmemiz gerekir."

"Dün demek ki bir zayıflığı vardı bu yüzden bizim üzerimize gelmedi."

"Belki de sadece canı istemediğindendir."

"Hyung, iki yıl önce onun bir zayıflığını keşfetmiş olma ihtimalin var mı?"

"Biz tam anlamıyla hiç futbol oynamadık Tao. Hiçbir zaman benim üzerime sizin üzerine geldiği gibi gelmedi, bir sefer haricinde ki o zaman yeni tanışmıştık ve neredeyse futbolu bırakmama neden oluyordu."

"Öylesine güçlü mü oynuyordu yani? Bundan da mı güçlü?"

"Bunun yarısı kadar güçlü diye düşün."

Tao'nun o an ağzı açık kalmıştı ve ardından da maç düdüğü çaldı, herkes yerlerine alırken gözüm Luhan'nın üzerindeydi, hiç şakası yoktu. Bu maçı ya alacaktı ya da alacaktı.

Yaklaşık yarım saat sonra maç bitmişti, 4-1. Yixing bir fırsatla Tao'ya gol attırabilmişti sadece, ama şaşırtıcı olan şey, bunca zamandır oynamalarına rağmen Luhan'nın zayıf noktalarını fark edememiş olmaları. Luhan her zaman sağ ayağı ile gol atar. Ona karşı defans yapmaları gerektiğini ve sol ayağıyla şut çektirmek zorunda bırakmaları gerektiğini gerçekten fark edememişlerdi.

Yixing soyunma odasından döndüğünde morali oldukça bozuktu, Tao ise her zamanki gibi aynı sonucu aldıkları için pek umursamamıştı.

"Yarın tekrardan maç yapmak istediklerini söylediler."

diye tısladı Yixing, Kris'e kötü kötü bakarken.

"Hyung keşke sen de oynayabilsen, belki o zaman daha iyi olurdu takımımız."

"Gerçekten Minseok, dün sana haksızlık ettim. Bileğin öyleyken bu kadar iyi oynuyorsan demek ki gerçekten iyi bir oyuncusun."

"Gerçekten iyi olabilmem için Luhan gibi olmam gerekir... Her neyse bir kafeye falan gidip bir şeyler mi içsek, size birkaç şey söylemem gerekiyor."

O sırada Sehun da arkamdan fırlamıştı.

"Hyunglar, bende tizle gelebilir miyim? Takıma katılmak ittiyorum!"

diye coşkuyla bağırıyordu. Mecburen onu da yanımıza aldık.

Okulun yakınında olan bir kafeye gidip hemen içecek bir şeyler sipariş ettik. İçecekler geldiğinde Yixing sabırsız bir şekilde bana ne söyleyeceğimi sordu.

Give Love A TryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin