Give Love A Try 12. Bölüm

398 46 29
                                    

Okuldan çıkıp eve ağır adımlarla yürümeye başladım. Futbol benim hayatımdaki en önemli şeydi ve onu hayatımdaki diğer en önemli şey yüzünden kaybediyor gibiydim. Kapının önüne geldiğimde eve girmek istemedim, bakışlarım aniden Luhan'ın evine döndü, bu saatte onu rahatsız etmek pek doğru olmasa bile onun erkek arkadaşı olduğum için bu ayrıcalığa sahiptim. Kapısının önünde birkaç saniye dikildikten sonra kapıyı çaldım. Muhtemelen uykusundan uyandırdığım için beş yaşındaki çocuklar kadar huysuz olacaktı ama buna değerdi, gerçekten sevimli bir bebekten farksız olmasını seviyordum.

Kapıyı birkaç kere daha çaldıktan sonra ancak uyanıp kapıyı açabilmişti, beni karşısında görünce gözleri kocaman açıldı ardından hemen beni içeri aldı. Muhtemelen bu saatte buraya geldiğim için endişelenmişti.

Salona geçmemi işaret edip hemen mutfağa yöneldi, kısa süre sonra elinde iki kahveyle geri döndü, muhtemelen ayılmak için içecekti ama beni de es geçmemişti.

"Minseok bu saatte neden burada olduğunu sorabilir miyim acaba?"

"Şey antrenman vardı ama..."

"Takımdan mı attılar?" diye sordu mutsuzca. Gülümseyerek başımı salladım, elindeki kahveyi sehpaya bırakıp ellerim tuttu. Elimdeki kahveden çıkan dumanlarla kaplanan suratındaki suçluluğu okuyabiliyordum.

"Ben özür dilerim, benim suçum."

"Luhan senin suçun olan bir şey yok, Yixing sadece sana karşı güçsüzken daha da güçsüzleşeceğimi düşünmüş olmalı, maçtaki ciddiyeti ve aşkı birbirine karıştıracağımı..." diyerek ellerimi ellerinin arasından kurtarıp kahvemden bir yudum aldım ve bardağı sehpaya bıraktım, hala kahve yapmasını pek beceremiyordu.

"Belki de haklıdır böylesi daha iyi olmuştur, en azından onlar için. Seni alt etmenin bir yolunu bensiz daha iyi bulacaklardır, onlara birkaç tüyo verdim zaten." diyerek güldüm. Luhan ise bakışlarını ciddileştirerek tek kaşını havaya kaldırdı ve "Öyle mi?" diyerek bana yaklaştı, ardından en nefret ettiğimi şeyi yapmaya, beni gıdıklamaya başladı. Deli gibi gülerken bulduğum fırsatlarla ona bunu kesmesini söyledim. Bırakmaya niyeti yok gibiydi ama sonunda beni bırakıp koltukta doğrulmama yardımcı oldu. Karnımın ağrımasına neden olduğu için ona ölümcül bakışlarımı fırlattım. O ise muzipçe bana bakıyordu.

"En azından hala gıdıklanmaktan nefret ediyorsun." diyerek esnedi. Buraya gelmem pek iyi olmamış gibiydi.

"Ben en iyisi eve geri döneyim, sen de uyu." diyerek ayağa kalktım ama o elimden tutup beni kendine çekti ve kucağına oturttu. Dudaklarını dudaklarıma bastırıp geri çekildikten sonra, "Ya de benimle yukarıda uyuyabilirsin." dedi ve hiçbir cevap beklemeden beni kucaklayarak yukarı odasına taşıdı yatağına yatırdı ve yanıma uzandı. Buna itiraz etmeyeceğimi biliyordu. Kokusunu içime çekerek uyumak kadar huzur verici bir şey yoktu.

~Xing~

Antrenman bittikten sonra Sehun'u bir köşeye çekip konuşmayı planlamıştım fakat o hemen ortalıktan kaybolmuştu. Gördüğü şey tamamıyla bir yanlış anlaşılmaydı. Tamam biraz karşılık vermiş olabilirim ama düşündüğü gibi değildi. Sadece boş anıma denk gelmişti!

Biraz daha etrafta bakındıktan sonra onu aradım. Birkaç kere çaldırdıktan sonra cevap verdi.

"Hyung?"

"Hiçbir şey düşündüğün gibi değil. Gördüğün şeyleri yanlış anladın."

"Diyortun ki dudaklarının düşman okuldaki o uzun çocuğun dudakları aratında olmatı normal?"

"Hayır Sehun. Beni gafil avladı."

"Ona karşılık vermiş gibiydin ama..."

"Bak bence sen bana gel, hem anahtarımı da vermen gerekiyor biliyorsun, oturup konuşalım."

Give Love A TryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin