"Pekala buna ne diyecektin? Minteok hyungu tadece aşık diye takımdan atamaztın."
"Bu sizi niye böylesine ilgilendiriyor?!"
"Luhan benim en yakın arkadaşım."
"Minteok hyung bu takımdaki en iyi ve Luhan'ı yenebilecek tek kişi."
"Bu saatten sonra ikisi de birbirini yenemez!" diye bağırdım ardından Sehun daha fazla ciddileşerek bana baktı.
"O halde bu taatten tonra ten de Kris'e karşı hiçbir şey yapamazsın ve biliyor mutun bunu bütün takıma anlatırtam eğer teni de takımdan çıkarmamız gerekir."
"Bak Sehun, Kris'le herhangi bir ilişkim yok olmaz, olamaz, olmayacak. Anlatabiliyor muyum? Ayrıca sen gerizekalı bozuntusu, bana mı aşıksın gece oturup beni çekiyorsun?! Şimdi Sehun anahtarımı bırak ve ikiniz de evimden çıkın gidin!"
"Pekala bay Zhang." diyerek Sehun anahtarımı sertçe masanın üzerine bıraktı ardından arkasına dahi bakmadan evden çıktı ben ise bakışlarımı Kris'e doğrultum gitmesini söylemek için ağzımı açmıştım ki tekrardan dudaklarıma yapıştı. Onu hızla kendimden uzaklaştırmak için itmeye çalıştım ama beni çok sıkı tutuyordu. Sonunda elinden kurtulabilmiştim.
"Sen, sen ne yaptığını sanıyorsun?!"
"Az önce sordun ya, evet!" dedi birden bire. Bunca zamandır gözünde bir böcekten farksızken ne değişmişti ki, gerçekten ne istiyordu benden.
"Evimden git."
"Hadi ama hiç mi değerim yok gözünde Xing."
"Adımı ağzına alma ve çık git. Tamam mı? Sadece çık git!" ani bir öfkeyle beni hızlıca geri itti. Dengemi kaybedip yere düştüm ve başımı sertçe çarparken duyduğum tek ses onun öfkeli bir şekilde kapıyı kapayışı oldu.
~~
Hiç şaşırmamak gerek tekrardan ona yeniliyordum, neden bu kadar iyi futbol oynuyorsa... Daha fazla koşamayacağımı anlayınca kendimi yere bıraktım. Luhan ise tekrar kaleme bir gol atıp arkasını dönünce yerde yatan bana bakıp gülümsedi. Ardından koşarak yanıma geldi ve üzerime eğildi.
"Ne o bay Minseok yoruldunuz mu?" parmaklarımı birazcık anlamında havaya kaldırıp sevimli bir yüz ifadesi yaptım. O ise daha fazla eğilerek beni öptü. Fazla nefessiz kaldığım için geri çekilince bu durumdan pek memnun olmadı. Nefes nefese gözlerinin içine bakınca ise muzipçe gülümseyip ayağa kalktı ve beni kucağına aldı, resmen dejavu yaşıyordum.
"Çok terledik bir banyoya ne dersin?" dedi bana ardından benden bir cevap beklemeden eve girip banyosuna doğru yöneldi. Sanırım yine cezamı çekiyordum.
**
Sıcak bir banyonun ardından Luhan'ın kolları arasından uyuklamaya başlamıştım ki telefonumun çalışıyla birlikte kendime geldim. Luhan'ın kolları arasından sıyrılıp telefonuma uzandım, arayan Tao'ydu.
"Hyung, son birkaç saatte Yixing'le görüştün mü? Ona ulaşamıyorum da belki gelip seninle görüşmüştür diye düşündüm."
"Sabah sahadan ayrıldığımdan beni onu görmedim."
"Ah peki ben öyleyse Sehun'u arayayım bir de." diyerek Tao telefonu yüzüme kapattı ben ise sevgilimin kollarının arasına tekrardan döndüm, bana meraklı gözlerle bakıyordu.
"Sadece Yixing'e ulaşamamış."
"Pekala." diyerek boynuma bir öpücük kondurdu ve telefonum tekrardan çalmaya başladı bu sefer arayan annemdi. Korkarak telefonu açtım ve "Alo" dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Give Love A Try
FanfictionSabahın köründe kalkıp antrenmana gitmekten her zaman hoşlanmışımdır. Yeni bir şehirde, yeni bir mahallede, yeni odamda yine o tatlı alarmın sesiyle uyandım ve hemen evden çıktım. Hava buz gibiydi ve titriyordum, bu yüzden adımlarımı hızlandırıp ant...