Sehun geri geldiğinde tam odadan çıkacaktım ki bana oturup onun başında beklememi söyledi, o ise gidip biraz uyuyacakmış. Pekala bu benim işime gelirdi.
Sandalyeyi daha çok Yixing'in yatağına yakınlaştırıp oturdum. Uyanana kadar uyumaya niyetim yoktu fakat uykuya yenik düşmüştüm. Birkaç saat sonra ise onun iniltileriyle gözlerimi açtım. Onun da gözleri hafif aralanmıştı.
"Yixing?"
"Seni lanet olası burada ne işin var?"
Kesinlikle çok iyiydi.
"Başın..."
"Bana ne olduğunu biliyorum..." derken oturur vaziyete geçti ve bakışlarını ciddileştirerek bana baktı. "Beni ittiğini çok net bir şekilde hatırlıyorum!"
Bu enerjiyi nereden bulmuştu şimdi...
"Xing ben özür dilerim, sana zarar vermek istememiştim."
"Boş versene, cidden umurunda mı ki."
Sınırlarımı zorluyordu.
"Sana olan duygularımı bilmiyormuş gibi davranma!"
"Beni hala ana sınıfındaki saf çocuk sanma..."
"Tüm bunlar Luhan'ın tarafında olmam yüzümden mi Xing?"
"Kendi seçimini yaptın değil mi? Orta okuldayken..."
"O zaman asıl seçimini yapan sendin." diyerek sandalyemden kalktım ve yatağının kenarına oturdum.
"Unuttun sanırım, beni öptükten sonra... ailem senden hoşlanmıyor diyerek çekip giden sendin."
Bunu dediğimde bakışlarını benden kaçırdı. Bu konuda benle yarışamazdı.
"Senden nefret ettiğimi biliyorsun, neden hala buradasın?"
Konuyu değiştirme çabaların bana sökmez...
"Benden nefret etmediğini kanıtlamak içindir belki. Belki de seni kaybetmekten korktuğum için ya da Minseok'u takıma geri alman için, ya da takımlar arası anlaşmayı sağlamak amacıyla?"
"Ne saçmalıyorsun, git buradan!"
Ona biraz daha yakınlaşıp bakışlarımı dudaklarına diktim, fısıldayarak "Gitmeyeceğim." dedikten sonra ise geri çekildim. Kesinlikle bu onu deliye çevirmişti.
~Luhan~
Sabah uyandığımda Minseok yanımda değildi fakat mutfaktan gelen kokulara bakılırsa kahvaltı hazırlamak için erkenden kalkmıştı.
Yataktan kalkıp hemen merdivenlerden ikişer ikişer inerek mutfağa daldım, geldiğimi fark etmemişti dahi, hafifçe arkasından sokulup kollarımı ona doladım, bununla birlikte acıyla bağırması da bir olmuştu. Telaşla geri çekilip kanayan eline baktım. Kaşlarını çatmış bana bakıyordu.
"Pekala sessizce arkadan sarılmak kazalara neden olabiliyormuş değil mi?" dedi. Bana kızmıştı, ben ise hemen çekmeceden yara bandı çıkarttım. Parmağına yapıştırıp, gözlerimi gözlerine kenetledim.
"Özür dilerim.. Sadece ana sarılmak istemiştim..."
"Pekala, affedildiniz bay küçük geyik, şimdi lütfen kahvaltınızı yapınız, ardından okula gideceğiz."
Okul mu? Ne okulu? Ah bu üzerindeki üniformayı açıklıyor, eve gidip giyinip geri gelmiş anlaşılan.
Kahvaltılarımızı bittirdikten sonra birlikte evden çıktık, önce Minseok'u okuluna bıraktım ardından da kendi okuluma yöneldim. Okula vardığımda müdür herkesi kapının önünde topluyordu, anlaşılan yine o sıkıcı duyurulardan biri yapılacaktı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Give Love A Try
FanfictionSabahın köründe kalkıp antrenmana gitmekten her zaman hoşlanmışımdır. Yeni bir şehirde, yeni bir mahallede, yeni odamda yine o tatlı alarmın sesiyle uyandım ve hemen evden çıktım. Hava buz gibiydi ve titriyordum, bu yüzden adımlarımı hızlandırıp ant...